7.Bölüm

351 29 3
                                    

-düzenlendi-

İYİ OKUMALAR

Saaş'ın Anlatımıyla

Kalbimde hissettiğim acı ile uyandım. İlk önce nerede olduğumu anlayamadım. En son ormandaydım. Sonradan kendi odamda olduğumu fark ettim. Kolumun sızlaması ile bakışlarımı koluma çevirdim.

Mührümüz parlıyordu. Bu mühür sadece birimizin canı yandığında parlardı. Hızla yataktan kalkıp odanın kapısını tuttuğumda kapı içeri doğru açıldı. Bizimkiler içeri girdi. Hepsi endişe ile bana bakıyordu. Büyük ihtimalle hepsi benim gibi acıyla uyanmıştı

"savaş iyi misin?"

"evet, Aden o nerede?"

Hepimiz aynı anda Aden'in odasına girdik. Yatağı boştu ve hiç bozulmamıştı. Yatağın üstünde ki kıyafetleri kokladım

"en fazla bir saat olmuş"

Kurt hızımı kullanarak aşağıya indim. Orada da yoktu. Etraf toplanmıştı ama Aden yoktu

"bize haber vermeden nereye gitmiş olabilir"

Ege'nin sözü ile iyice düşünmeye çalıştım. Aklıma gelen şey ile endişeyle onarla baktım

"o adam beni şartsız kurtarmadı"

"tabi ya Aden o adamla konuştuğundan beri garipti nasıl anlamadık"

"eğer ona bir şey yaptıysa o adamı kendi ellerimle öldürürüm"

"önce Aden'i bulmalıyız her ne olduysa canı çok yanıyor"

Gece'nin sözü ile tekrar mührümüze baktım. Parlaması artmıştı. Hızla bir çember oluşturduk. Hepimiz sol kolumuzu açıp yan yana tuttuk. Mühür ile etrafı Aden'in gözünden bakacak öylece onu bulabilecektik

Hepimiz gözlerimizi kapattık. Aden'i düşünmeye başladım ama kalbimde ki acı bunu zorlaştırıyordu

Gözlerimin önüne kesik kesik görüntüler geldi. Bir sürü ağaç vardı sanırım ormandaydı ama hangi orman? Görüntüler netleştiğinde bana yapılan büyüden kalan tozlar vardı. Hızla gözlerimi açtım

"bugün ki ormanda"

Hepimiz hızla evden çıktık. Kurt hızımızı kullanarak ormana gittik

"herkes dağılsın gece sen ege'yle doğu tarafına bak"

Gece ve ege başını sallayıp koşmaya başladığında bizde diğer tarafa doğru koşmaya başladık. Ne olduğunu ya da ne olacağı umurumda değildi. Tek düşündüğüm Aden'in iyi olmasıydı

İleride gördüğüm karartı ile hızımı arttırdım ve onu gördüm. Mavi-kumral saçları yere dağılmış hareketsiz yatıyordu

Korku ile yanına gittim. Yere çöküp yüzüne gelen saçları kenara çektim. Yanakları ve kirpikleri ıslaktı. Ağlamış mıydı? Bora hemen nabzına baktı

"acil kan içmeli"

Yüzü çok solgundu. Dudakları morarmaya başlamıştı. Ölüyor gibiydi. Hiç düşünmeden kenarda ki servi taş ile avucumu kesip Aden'in solgun dudaklarına götürdüm. Kanım dudaklarından boğazına akmaya başladı. Yara kapandığında elimi çektim

Birazda olsa canlanmıştı. Onu dikkatlice kucağıma aldım. Başı geriye düşmüştü. Bu hali kalbimin korkuyla çarpmasına neden oluyordu

"diğerlerine söyle eve gelsinler"

"tamamdır"

Kurt hızımı kullanarak eve gittim. Salona geçip onu yavaşça koltuğa yatırdım. Yanına oturup saçlarını kenara çektim. Onu kontrol ettiğimde görünürde bir şeyi yoktu

Dış kapı açıldığında diğerleri endişe ile yanımıza geldiler

"neyi var"

"bilmiyorum görünürde bir şeyi yok ama-"

"kendine geliyor"

Ege'nin sözü ile hızla Aden'e baktım. Kirpiklerini kırpıştırıyordu. Yavaşça mavi gözlerini açtı. Yorgun ve acı içinde bana bakıyordu. Dudaklarını hafif aralayıp kısık sesi ile konuştu

"s-savaş"

"buradayım, melez'im iyi misin?"

"kan"

Mutfağa gidip onun için bir paket kan getirdim. Diğerleri karşı koltuğa geçip endişeyle Aden'e bakıyorlardı

Aden çok solgun görünüyordu. Koltuğun kenarına oturup kanın tıpasını açtım. Kokusundan ne kadar nefret etsem de Aden'i kendine getirecekti.

Onu doğrultup kanı dudaklarına yaklaştırdım. Yavaş yavaş içiyordu. Kan bittiğinde yüzüne renk gelmişti. Paketi çöpe atıp geri yerime geçtim

"ne oldu sana, o adam mı bir şey yaptı?"

Dediğim an gözlerini benden kaçırdı. Kesinlikle o adam ona bir şey yapmıştı. Aklımdan bin tane şey geçiyordu

"b-biz bir anlaşma yaptık senin yaşamanın karşılığına buz gücümü aldı"

Dediğinde gözlerim şokla açıldı

"ne!"

Hepimizin aynı anda bağırmasıyla Aden'in gözünden bir damla yaş aktı

"eğer şartını kabul etmezsen seni kurtarmayacağını söyledi. Size söylesem bana engel olurdunuz. B-ben sadece seni kurtarmak istedim"

Gözlerim dolmuştu. Benim için bir parçasından vazgeçmişti. Bu herkesin yapacağı bir şey değildi. Onu kendime çekip sarıldım

"çok canım yandı savaş çok canımı yaktı"

Sarsılarak ağlıyordu. Benim için her şeyden vazgeçeceğini biliyordum ama bunu beklemiyordum

"geçti melez'im ben yanındayım"

Ne yapacağımı bilmiyordum. Ona nasıl teselli vereceğimi bilmiyordum. Bizimkiler sinirden kuduruyordu. Hepimizin aklından tek bir şey geçiyordu. O adamı öldürmek istiyordum ama Aden'i yalnız bırakamazdım. Ondan ayrılıp onu dikkatlice kucağıma aldım

"biz yukarıdayız, sakın kendi başınıza bir iş yapmayın"

Hepsi başını salladığında Aden'le birlikte odama girdik. Onu yatağa bırakıp bende yanına yattım ve onu göğsüme çektim. Ağlamaya devam ediyordu. Bende sakinleşmesi için saçlarını okşamaya başladım

SON 



Melez'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin