10.Bölüm

292 20 9
                                    

İYİ OKUMALAR

Savaş'ın Anlatımıyla

Lüks bir rezidansta çatı katına gelmiştim. asansörden indiğimde onu gördüm. Hayatımı mahveden adamı

Rahat bir şekilde beni bekliyordu. Yanına gittim tam karşısında tehditkar bir şekilde durdum. "anlat" Sert sesime karşı yüzünde ki pis sırıtış ile konuştu

"babana merhaba demek yok mu?" sesinde özleme dair hiçbir işaret yoktu yalnızca alay vardı.

"sen benim babam değilsin, unuttun mu beni yaralı bir şekilde sokağa attın" O günü çok iyi hatırlıyordum. Canımın acısı, o çaresizliğim, kendimi kurtarmaya çalışmam, o korkum hepsi aklımdaydı

"çünkü sen farklısın" Küçüklüğümden beri yaptığı tek savunma buydu, oysa farklı olmayı ben istememiştim.

"hilal kurdu olmamam benim suçum değil" öfkeli sözlerimle canını yakmak istiyordum ama şimdi değildi, şimdi zamanı değildi "neyse buraya bunları konuşmaya gelmedim aden'in güçlerini geri ver"

"hiçbir şey bilmiyorsun demi?" O ukala bir şekilde konuştukça benim sinirim artıyordu. Yumruklarımı sıkmaya başladım. bu tabi ki gözünden kaçmamıştı benim bu halim ona inanılmaz bir zevk ve mutluluk veriyordu.

"ne demek bu neyi bilmiyorum"

Sesim çok sert çıkmıştı. Bir an için gözlerinde ki o alaycı ifade silindi ve yerini korku aldı ama hızla kendini toplayıp konuşmaya başladı

"siz fark etmeseniz de o kız her geçen gün ölüyor"

Ölüyor... aden ölüyordu. Bu kelime beynimin içinde yankılanıyordu. Elim ayağım boşalmıştı. Nefes alamıyormuş gibi hissediyordum.

"herkesin en güçlü yanı vardır. Senin kızınki de buz gücüydü. O olmadan yaşayamaz. Önce büyüleri gidecek, sonra kurt özellikleri en sonunda ise vampir özelliği gidecek ve ölecek"

Sol gözümden bir damla yaş akmıştı. "o bir melez ölemez" sözlerim ona değildi sanki, kendimi inandırmak istiyor gibiydim

"yanılıyorsun her canlı bir şekilde ölür doğanın kanunu bu"

Bedenimin zangır zangır titrediğini hissediyordum. kalbim acıyordu. Melez'im ölecekti. O bilmiyordu ama sırf beni kurtarmak için kendini ölüm fermanını imzalamıştı

"hadi ama asrın ona bu kadar aşık olamazsın, aşk zayıflıktır oğlum"

Başımı sertçe ona çevirdim. kurt pençelerimi çıkarıp üstüne yürüdüm ve pençelerimi boğazına dayadım. çok hızlı olduğum için bana engel olamamıştı

"benim adım asrın değil savaş, şimdi aden'i nasıl kurtaracağımı söyle yoksa boğazını keserim ve zehrimle ölürsün"

Kendi sesimden ben bile korkmuştum o ise bana inat yapar gibi gülmeye başladı

"sevgilinle o kadar çok benziyorsunuz ki ikinizde ölmeyi hak ediyorsunuz"

Konuştukça pençelerimi daha çok boğazına bastırıyordum. Aslında bana engel olabilirdi. Kendi kurt özellikle ile beni kendinden uzaklaştırabilirdi ama yapmıyordu

"onu nasıl kurtarırım"

Her kelimeyi bastırarak söylemiştim. Şuan hiçbir şey umurumda değildi. Tek düşündüğüm aden'in ölmemesini sağlamaktı

Kolumda ki mührün parlaması ile başımı oraya çevirdim

"işte başlıyor"

Dediğinde pençelerimi daha çok ona bastırdım. Kolum ağrıyordu. Birisi benim bu yaşadığım acının bin katını yaşıyordu

Melez'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin