Tuhaf biri

655 38 32
                                    

Hayatım boyunca yaşadığım tüm umutsuzluklara rağmen aşkı aramaktan vazgeçmedim. Ne olursa olsun, nerde olursam olayım o kişiyi bekliyor gibi hissettim. Masal gibi bir hikayeydi istediğim. Sonunda da o aşk benim için bir bakıma öyle de başlamıştı zaten.

Her şeyden önce kendimi tanıtmama izin verin. Ben Hayat. 26 yaşındayım. İsmim sizi aldatmasın erkeğim. Çok neşeli ve ayrıca deli/tuhaf/garip biriyim. Beni tanıyanlar hep böyle söyler. Nedenini göreceksiniz zaten. Sanat en büyük tutkum. Oldum olası çok zayıf ve kısayım. Bu yönümden gerçekten nefret edip spora başlama girişimlerim hep geri tepti, (aşırı tembel bir insanım) bu yüzden artık böyle olmayı takmıyorum. Ayrıca gayim . Yani bunu saklamıyorum ama sorulmadığı sürece de bir şey dememeye çalışıyorum. Özellikle çevremde bir sürü homofobik insan varken sadece sessiz kalıyorum.

Cinsel yönelimimi öğrendiğimde 16-17 yaşındaydım. Bu durumum ailemle olan tüm bağlarımı kopardı. Arkadaşlarım tarafından kötü muamele görmeme ve daha bir sürü probleme sebep oldu.Bende bana sırtını dönmeyen tek insan olan ablamın yardımları sayesinde çözümü her şeyi bir kenara bırakıp yurt dışına kaçmakla buldum. Bence iyi bir seçimdi. Şimdi ise kendi ülkeme resim galerisi ofisi elemanı olarak çalışmak üzere geri döndüm.
Başarı hikayesi ayaklarını geçiyorum. Sadece şu an iyi durumdayım, benim için bu yeterli.

Ah şimdi ana hikaye kısmına geçmem gerekiyor sanırım. Peki. Hazır mısınız?
Başlıyoruz.

Soğuk algınlığı sandığım ağır hastalığımla ayakta zor dururken çalışma aşkıma engel olamayıp işe gidiyorum. Bakıyorum ki galerideki devasa duvardaki tablolardan birinin konumunda sorun var, kimseden yardım istemeden merdivenlere çıkıyorum. Çıktığım merdivenin kayıyor, düşüyorum, haliyle hemen ardından da hastaneyi boylamam zor olmuyor.

Buraya kadar her şey tamam.

Asıl bombayı alçım takıldıktan sonra çıkış yapabilmek için doktorumla konuşunca öğreniyorum. Doktor hastalığın iltihaba neden olabileceğini düşündüğü için bir hafta hastanede kalmak zorunda olduğumu söylüyor. Ama ben hemen işlemler biter sanıyordum?
İçimden "Kırık kolumla?Hastanede?Tek başıma???" diyip dışımdan konuşmamı devam ettiriyorum.
"Nasıl ya? Bu ne demek ki şimdi sayın doktor? Bu basit bir soğuk algınlığı değil mi? Eve gitmek istiyorum.!" diye koluna yapışıp doktora yakarıyorum resmen ama hiçte beni dinlemiyor.
"Yatış işlemleriniz için buradaki bayana danışabilirsiniz" diyip ordan birini işaret ediyor.

"Hastanelerden nefret ediyorum.!İğnelerden daha çok nefret ediyorum. !Lütfen bırakın!." Orada olan herkese bunu yalvararak söylediğimde bana kahkahalarla gülüp bir hafta sonra nasıl olsa gideceğimi, sağlığın önemli olduğunu ve mızmızlanmamı, erkek adam olmamı söyledikleri için artık bende pes edip kalmaya karar veriyorum.

Göt korkusu da bir yere kadar arkadaşlar.

Giriş işlemleri yapılıp serumumu koluma takarlarken "Neden ama? Neden ben? Herkeşin manitası var benimse bebek gibi bir suratım?!!" diye içimden isyan etmekten vazgeçmiyorum. Bütün yakarışlarıma rağmen yatağımda yerimi alıp bu ağrılı güne gözlerimi kapatıyorum.

Ertesi Gün.
Özel Enol Hastanesi.
Sabah Saatleri.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Hayat bey?" diye soruyor sabah muayenesine gelen hemşire.
"Kolumdaki alçıya alışamadım ve biraz ağrım var." dediğimde bana bunun normal olduğunu söyleyip odadan çıkıyor.

Hemşire çıktıktan hemen sonra koşar adımlarla bende kocaman manzarası olan bahçeye gidiyorum. Burada kalmamı çekilebilir hâle getiren mis gibi yere geldiğimde nefes alıp doğayı vücudumla selamlıyorum. Evet evet ciddi ciddi gördüğüm güzel şeylere gülümseyerek elimi sallıyorum. Dışarıdan bakanlar umurumda değil. Elimi indirip gülümseyerek arada da sekerek bahçede yürümeye devam ediyorum.

Tuhaflar da Sever (Gay) -TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin