"Etkilenmek"

320 28 23
                                    

Sabahki olaylardan sonra kendimi çok yorgun hissettiğim için artık bir süre yatağımda kalmaya karar veriyorum. Ama bu çok uzun sürmüyor tabi ki. Bir şeyler beni dürtüklüyor resmen. Acaba gözü hâlâ acıyor mu Ecel'in mesela? Ya da hâlâ hastanede olması mümkün mü? Her ne kadar onlardan kaçmak için acele etsem bile, bir daha düşününce eğlenceli bir insana benziyor. Belki de düşündüğüm gibi kaba-saba da değildir. Önyargıya lanet olsun! Keşke onunla tanışma fırsatım olsaydı diye düşünüyorum. Can sıkıntısından hep bunlar. Aslında gidip hastanenin içinde arayabilirim de, onlardan birini bile bulsam yeter. Hem arkadaş edinmiş olurum.
Evet! Neden olmasın?
——-
Yok ya da ben ciddi anlamda kaşınıyorum.
——-
Sadece ucundan bakabilirim.
——-
Saçmalama yat yattığın yerde.
Düşüncelerim karşılıklı olarak havada uçuyor.

Sonuçta da kendimi anlamsızca koridorlarda dolaşırken buluyorum. "Sen tam bir salaksın oğlum" diyorum kendime. "Ne yapacaksın ki sabahki adamı arayıp? Sanki bulabileceksin."
Kesin o iyi suratlı adamda gözün kaldı di mi lan?
Diye beni iğneleyen iç sesime gözlerimi deviriyorum. "Hayır canım sadece canım aşırı sıkılıyor. Ayrıca merak ediyorum iyi mi diye sonuçta adamın gözünü oyuyordum hepsi bu" diye cevap veriyorum iç sesime.
O dağ ayısı senin tipin de değil aslında, ne zaman iki metre ve hetero mu belli olmayan adamlara göz koyar oldun? diye karşılık veren iç sesime kulaklarımı tıkıyorum sadece. Bugün susmayacak bu demedi demeyin. Baş ağrısı yeminle.

Serumlu ve alçılı kolumla koridorlarda bir o yana bir bu yana giderken üst kat VIP odaların çıktığı merdivenlerde iki kişinin hararetli bir şekilde konuştuklarını duyuyorum. Biri kız biri erkek olduğunu anladığım sesleri daha net duyabilmek için sessizce onlardan tarafa yaklaşıyorum. Dedikodu her yerde dedikodudur mantığıyla o tarafa doğru transa geçmiş bir şekilde hareket ediyorum. Yarın bir teyzeyi bulur duyduklarımı çekirdeklerimizi çitleyerek anlatırım diye geçiriyorum içimden. Ne var yani? Bazı erkekler olarak kadınlardan daha çok severiz dedikoduyu. Yalan yok. En azından ben seviyorum. Her adımımda netleşen sesleri artık tamamen duyabilir hale geldiğimde duruyorum.

Kız sesi: "Nefret ettiğim bu yerde daha fazla kalmak istemiyorum. Hem bir şeyim de yok artık!!"
Erkek sesi: "Bakın bu konuda benim yapabileceğim bir şey yok siz de biliyorsunuz. Gidin abinize anlatın, biz sadece onun dediklerini uyguluyoruz."  (Erkek sesi bir yerlerden tanıdık gibi geliyordu.)
Kız sesi: "Abimin beni dinlediğini mi düşünüyorsun!Ne olur sanki birazcık yardım etseniz?"
Erkek sesi: "Bakın Simay hanım geç oldu bende artık gitmek istiyorum. Sizde yorgunsunuzdur. Bırakın da size odanıza kadar eşlik edeyim."
Kız sesi: "Gitmiyorum lan bir yere! Oturacam burda sabaha kadar. Ceza olur sana da hem, gitme banane."
Erkek sesi:"offfff " (kısık bir sesle) "Ya sabırrr."

Tam heh işler ilginçleşmeye başladı diye düşünürken bir anda birinin serumlu kolumdan çekmesiyle ağzımdan ufak çaplı bir küfür çıkıyor. Kolumu çeken kişi yüzünü göremeden beni başka bir yöne doğru sürüklüyor. Bende salak gibi beni çekmesine izin veriyorum. Seslerden yeterince uzakta bir koridora girdiğimizde beni çeken kişinin yüzünü görüyorum. Ecel karşımda duruyor? Gözüne orta parmak soktuğum adam yani. Simsiyah saçı, dev gibi boyu, iri cüssesi, tıraşlı ama her yerinde belli belirsiz yaraları olan suratıyla tam karşımda duruyor. O değil de gerçekten yarma gibi herif. Ayrıca sabahın aksine bu sefer üzerinde takım elbiselerle. Aslında tam şu an gerçekten yakışıklı gibi görünüyor. Tam olarak benim ideal tipim değil orası ayrı. Yalancının mumu yadsıya kadar canım.. Şimdi belli oldu senin niyetin. Ava çıkmışsın sen... Diyen iç sesimi "ne var lan gayet taş gibi herif işte hoşlandım sana ne" diye çemkiriyorum. "Tabi sen değildin zaten hetero mu belli olmayan adamlara bir daha yaklaşmayacağım diyen" iyice huysuzlanan iç sesime göz deviriyorum.

Tuhaflar da Sever (Gay) -TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin