Sevdiğini Kabullenmek

158 23 12
                                    

Hayat'ın ağzından devam;

Hastaneden çıkalı bir hafta oldu. Ecelle en son o ve Aslan beni evime bıraktığında görüşebildik. Kapıdan beni geçirip işe gitmeleri gerektiğini söyleyip kayboldular resmen. Kos koca bir hafta boyunca kısa mesajlaşmalarımız dışında hiç konuşamadık bile. Ne yaptığını sorduğumda hep işlerin yoğun olduğunu söyledi bu yüzden bende onu rahatsız etmedim. Sadece bir ton mesaj atmış olabilirim. Tamam kabul ediyorum biraz rahatsız ettim. Ama hâlâ bilin bakalım kimin içi içini yiyor meraktan??? Yani azıcık bile konuşamayacak kadar ne yapıyor tam olarak bu adam? Tehlikeli işler yapıyor orası kesin de ne gibi bir iş acaba? Gerçekten mafya mı? Ya yaralandıysa?!.  Ya garip biri olarak benden sıkıldıysa ve daha fazla arkadaş olmak istemiyorsa? Gibi düşüncelerle dolu olan kafamı dağıtmak adına zaten işte hiç yorulmamış gibi akşam evde kalmayıp yürüyüşe çıkmaya karar verdim.

En rahat giysilerimle sokakta yürürken bir yandan da telefonumda konuşabileceğim birinin numarasını aradım. Hiç kimseyi arayamayacağıma emin olduktan sonra Instagrama girip reels izlemeye başladım. Bir süre sonra bundan da sıkılınca günlerdir aramaktan yorulmadığım ismi tekrar arama motoruna yazdım. Tabi ki de instagram hesabını bulamadım. Stalk uzmanı bir kanka edinmem gerektiğini aklıma yazdıktan sonra bu yalnızlıkla daha fazla etraftaki insanlara bakamayacağımı farkedip bıkkınlıkla geri adımlamaya başladım. Bazen bağırarak bazen de mırıldanarak şarkı söyleyerek evime ilerledim. Ecelle ayrı kaldığımız zaman boyunca ona olan duygularımın biraz da olsun yatışması gerekirken hislerimin yoğunluğunun artmasıyla bu hisleri azaltacak yollar arıyordum. İç sesim "ah bir sigara olsa da içsek" diyerek beni tetiklese de onu tehditlerimle susturdum.

Kapımın önüne geldiğimde beklemediğim bir manzara beni bekliyordu. Ecel etrafındaki bir kaç adamla kapımın önünde bana arkası dönük bir şekilde dikiliyordu. Normalde insan gelmeden önce bi arar ne bileyim mesaj atar. Yok yani yok illa bir emrivaki illa bir şaşırtmaca yapacak yoksa gizemli olamaz falan Allah korusun. Ecel'i kolundan dürttüğümde kaşları çatık bir şekilde bana döndü. Beni gördüğünde ise sırıtıp "Naber Cüce? Biz de seni bekliyorduk, ağaç olduk burda" dedi adamları gösterip.  "Ne bileyim geleceğinizi yürüyüşe çıkmıştım. Hem insan arar, haber verir. Ayrıca bana cüce deme." diyerek onu uyardım. Bana taktığı isimler arasında en kanıma dokunan buydu. Tamam kısayım ama benim de gururum var canım!
İçeri girelim dediğimde adamlarını içeri sokmayıp arabalarına yolladı. Ne kadar ayıp olur desem de "Evin uygun değildir falan rahatsız hissetme şimdi" gibisinden bir şeyler geveledi. İçimden eee sen neden geliyorsun o zaman? desemde ona bir şey söylemedim ve içeri girdik.

Misafir odamda kahvelerimizi içip sohbet ederken kendimi tutamayıp "Bir haftadır arayıp sormayınca artık konuşmak istemiyorsun benle diye düşünmüştüm" dedim. Herkes gibi onun da beni sıkıcı ya da garip bulup görüşmek istememe düşüncesi beni gererken "Sana işim olduğunu söylemiştim Minik Şey. Ayrıca işim biter bitmez soluğu burada aldım. Sence senle konuşmak istemiyor muyum?" diyerek sorarcasına bana baktı. Onun gözünde değerli olduğumu anlayabiliyordum. O kadar da salak değildim ama bunu yanlış yorumlamak istemediğim için hep kendimi geri çekiyordum son zamanlarda. Bana karşı olan hareketlerinin sadece değerli bir arkadaş gibi mi yoksa fazlası mı olduğundan asla emin değildim.
"Bana küçümseyici lakaplarla seslenmene bakılırsa kendi kendine gayet eğleniyorsun benimle dalga geçmekten. Sıkılmazsın tabiii buldun palyaçonu" kollarımı bağlayıp başımı dikleştirip bir "hıh" çekmeyi de unutmadan ona tripli olduğumu belirttim.

Bana gülerek bakarken "Kızma tamam. Hadi bu arayı telafi etmek için birlikte bir şeyler yapalım. Ne dersin?" kullanabildiği en sakin ses tonuyla konuşurken bende lakap makap unutup hevesle başımı salladım. "Nasıl yani şimdi mi? Ne yapabiliriz ki gece gece? Sonra mı yapacağız? Ne zaman? Ne yapacağız hem?" makineli tüfek gibi sorularımı art arda sıralarken "Dur bir nefes al. Şimdi gidersek çok fazla seçeneğimiz olmaz. Boş bir günümüzde yapalım. Sana birlikte yapmak istediğin şeyleri yapman için fırsat vereceğim. Gün boyunca ne yapacağımızı sen seç." dediğinde bütün sorularımın cevabını aldığımdan gülümseyerek. "Ne istersem isteyeyim yapacak mısın yani?" dedim.
"Aşırı tuhaf bir şey olmadığı sürece yaparız."
"Ecel biliyorsun tuhaflığa nerden geldin diye sorsalar beni gösterir. Yani elimde değil ne yapabilirim. Amannn neyse tamam normal bir şeyler bulmaya çalışacağım." diyip kısa süre düşünmüş gibi yapıp  "Ver elini Maldivler o zaman?" diye dalgayla kahkaha attım. Ecel'in yüzünde mimik dahi oynamazken ciddi bir şekilde "Bu haftasonuna bilet bulmaları için çocuklarla konuşurum." diye beni cevaplayınca panikle ona şaka yaptığımı söyledim. Öhh ama yani ne Maldivler'i? Yuh Adam uçmuş kafa gitmiş resmen.

Tuhaflar da Sever (Gay) -TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin