Jimin
Heyecanlıydım.. daha önce bir çok kişinin önünde dans etmiştim veya gösteri sergilemiştim. Ama daha önce bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyordum. Yoongi hyung dansımı görmek istediğinden beri heyecanlıydım. Ama dün mesaj attığında bu heyecanım dörde beşe katlanmıştı.
Seokjin hyung bize geldiğinde birkaç saat prova yapmıştım. Random müzikler açarak dans etmiştim. Bir yerden sonra yorulsam da durmamıştım çünkü heyecandan durmak aklıma bile gelmemişti.
Söz konuşu o alfa olduğunda.. herşey biraz karmaşık ama heyecanlı bir hale geliyordu. Onu kafeteryada ilk kez gördüğümde de bir farklı hissetmiştim. O alfayı bizden uzaklaştırılırken bir saniyelik göz göze geldiğimizde nefesim teklemişti. Garip bir biçimde.. onun da böyle hissettiğini düşünüyordum. Ve garip bir biçimde, sanki beni dinlemeden, benimle konuşmadan bile beni anlıyormuş gibi duruyordu.
Bunu da ilk konuştuğumuz zaman anlamıştım. Çok dikkatliydi. Bana karşı çok fazla dikkatliydi.
Ve şimdi çok daha iyi anlıyordum bunu.
Yürüyerek stüdyoya doğru gidiyorduk. Yanım da yürüyordu ama mesafesini de koruyordu. Mesafesini hep koruyordu. Sanki ona tüm düşüncelerimi anlatmışım ve bana saygı duyuyor gibi davranıyordu. Hiçbir şey bilmeden bir kez sadece beni gördüğü haliyle bile bana saygı duyuyordu. Ve sadece bu bile benim ondan deli gibi etkilenmeme sebep oluyordu. Diğer şeyleri saymıyordum bile.Yavaş bir şekilde yürüyerek sohbet ediyorduk. Acelemiz yoktu. Benimle vakit geçirmek istiyordu ve bunu fazlasıyla hissettiriyordu. Bende bunu istiyordum ve göstermekten de asla geri durmuyordum. Bunu randevu olarak adlandırdığında pek üzerine düşünmek istememiştim fakat şu an gerçekten randevuda gibi hissediyordum. Benim hakkımda sorular suruyordu bende ona soruyordum. Gülerek sohbet ediyorduk ve bu çok güzel hissettiriyordu.
Kendimi ona gerçekten yakın hissediyordum. O yüzden rahatca konuşabiliyordum.
"Üzerinde azda olsa hüzün kokan feromonlar var."
Dediğimde şaşkınca bana baktı. Sonra kıyafetlerini kokladı ama kokuyu almamış gibiydi.
"Nerden anladın?" Dediğinde gülümsedim.
"Abim beta. Hafif feromonları algılayabiliyorum. Biraz hassas biri. O yüzden çok dikkat ediyordum ona."
Basını salladı. "Üzerimden çoktan gittiğini sanmıştım bu kokunun."
"Çok az kalmış. Senin kokun daha belirgin ama diğer kokuyu da alabiliyorrum. Kim bu kalbi kırık alfa?"
Hafifçe gülümsedi. "ev arkadaşım. Seokjin hyung bizden bahsetmistir belki. Namjoon. Söylediğin gibi, bu aralar kalbi kırık bir alfa"
Dudaklarımı büzdüm. "Umarım daha iyi olur" diye mırıldandım. Kalp kırıklığı alfalar için çok zor olabiliyordu. Gerçi.. Bu herkes için çok zordu.
Ne kadar yavaş yavaş yürüyerek gelmiş olsakta ulaşmıştık stüdyoya. Içeri girip ışıkları yaktık. Daha önce bir kere gelmiştim buraya. O yüzden ortamı biliyordum. Yoongi hyung hemen ses sisteminin oraya gitmişti. Dans edeceğim şarkıyı o seçmişti ve onu ayarlamaya çalışıyordu. Ve ben daha dinlememiştim bile.
"Başlamadan önce bir kez dinleyebilir miyim müziği?" Dediğim de biraz mahcup bir ifadeyle gülümsedi.
"Elbette dinleyebilirsin. Biraz emrivaki gibi oldu sanırım yaptığım. Üzgünüm."
Gülümseyerek yanına doğru adımladım. En ufak davranışı içimi ısıtıyordu bu alfanın.
"Önemli değil. Dans etmek için heyecanlıyım." diye yanıtladım onu. Senin için kısmını atlamış olsamda bana sanki bunu da anlamış gibi bakıyordu. Gülüşü genişledi ve gözleri daha parlak bir hal aldı.
Müziği çalmaya başladığında bildiğim bir şey olduğu için biraz rahatlamıştım. Dinlerken aklımda belli bir koreografı düzeni oluşturmuştum hatta. Kalan kısmını Yoongi hyung un da dediği gibi akışına bırakacaktım. Kendimi müziğe bırakıp dans edecektim.
Müziği sessizce dinlerken bir saniye gözlerim Yoongi hyung a kaldığında onun da bana baktığını gördüm. Beni izliyordu. Gözlerimiz birbirine değdiğinde tekrar yine o tuhaf his kaplamıştı içimi. Ona çekiliyormuşum gibi. Kurlarımız birbirini hissediyordu.
Ikimiz de aynı anda başlarımızı çevirdik. Sakinleşmek için derin nefesler aldım. Ikimiz de aynı anda feromon yaymaya başlamıştık çünkü.
Birkaç adım geri çekilmişti. Bende biraz uzaklaşmak için sahnenin ortasına doğru gelmiştim. Feromonlarımı engellemeye çalışıyordum ama pek başarılı değildim. Kurdum kurduyla iletişim kurmak istediği için durduramıyordum onu. Sanırım Yoongi hyung da benimle aynı durumdaydı çünkü feromonları bana kadar ulaşıyordu.
"Şey.. " diye başladım sakin kalmaya çalışarak. "Başlasak mı?"
Tamamen dikkatimizi başka yöne çekmek için uğraşıyordum.
"Bir saniye lütfen" dediğinde sesindeki farklı bir ton beni daha da heyecanlandırmıştı. Sakinleşmek için aldığı nefesleri bile hissediyordum sanki. Biraz sonra müziği ayarlamıştı. Bana baktı. "Hazır mısın?" dediğinde başımı salladım.
Müziği açtığında duruşumu aldım. Sesler devam ederken uygun bir ritimle bedenimi hareket ettirmeye başladım. Dikkatle beni izliyordu. Benimde gözlerim ondaydı. Feromonlarım yayılmaya devam ediyordu. Ve artık kokularımız daha da belirgindi. Studyonun içinde feromonlarımız birbirine karışıyordu. Ikimiz de etkileniyorduk.
Gözlerinin siyahtan nasıl kırmızı tonlarına döndüğünü net bir şekilde görebiliyordum. Parlayan kırmızı gözlerle bakıyordu artık bana. Benim omegamın da alfaya karşılık vermek için gözlerimde olduğunu biliyordum. Parlak pembe tonları ile karşısındaki alfaya bakıyordu.
Müzik ilerledikçe hareketlerim de değişiyordu. Feromonlarımız ve kurtlarımız yüzünden hareketlerim ben farkında bile olmadan daha erotik bir hal almaya başlamıştı ve bunu durduramıyordum. Omegam karşısındaki alfayı etkilemek için her şeyi yapabilirdi şu an.
Yoongi hyung ise olduğu yerde öylece durarak beni izlemeye devam ediyordu. Sanki herhangi bir şekilde kımıldasa kontrolünü kaybedecek gibiydi. Alfasını tutmaya çalışıyordu. Bir yandan da keskin gözlerle beni izliyordu
Dansım bittiğine nefes nefese kalmıştım. Yorulduğumdan veya zorlandığım dolayı değildi. Omegam beni zorluyordu. Karışmış feromonlarımız ve değişen göz renklerimiz ile sakinleşmek çok zordu.
Birbirimize bakıyorduk öylece. Ikimizden biri hareket etmek zorundaydı ve şu an ben o iradeye sahip değildim. Yoongi hyung belkide bunu fark ettiği için ilk o çekti gözlerini. Onun için de çok zordu, tahmin edebiliyordum. Baskın bir alfaya sahipti ve bu onu çok zorluyor olmalıydı. Yine de kendini çok iyi kontrol ediyordu.
"Dışarı çıkıyorum" diye mırıldandı ve bir saniyelik de olsa parlak kırmızı gözlerle bana tekrar baktı ve hızlıca dışarı çıktı.
Olduğum yere çökmek istiyordum ama karışmış feromonlarımızın olduğu bu yerde biraz daha kalırsam ıslanmaya başlayacak gibi hissediyordum. O yüzden bende kendimi soyunma odasına attım. Sakinleşmeden çıkmayacaktım dışarı.
....
Yoonmin de 1. olmuş hikaye. Gördüğümde o kadar şaşırdın ki hghvhvh çok da mutlu oldum
Okuyan herkese cooookk teşekkür ederim.
Ve güzel bir tesadüftür ki iki bölüm yoonmin vardı
Bende hemen salayım dedim
Diğer bölümü de yarın atarım
Musmutlu bir yazarım şu an gnvnbh
![](https://img.wattpad.com/cover/303853393-288-k643774.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers / Taekook
FanfictionHer ruh eşinin çiçeklerinin açma hikayesi farklıdır.. Taekook Yoonmin Namseok Texting / Düzyazı