[sadece mutlu ol]
Jisung:
hyunjine ulaşamıyorumSeungmin:
dün felixe gideceğim demiştitelefonu kapatmıştır
Jisung:
hayır açmıyorSeungmin:
sessize almıştır felixin yanındaJisung:
ya amkbu saatte mi gider
Seungmin:
gitmiştirçok aşık olmuş mal
Jisung:
iyi amk tamam...
Hyunjin evden nasıl çıktığını bile anlayamamışken kendini Felixin evinin önünde bulmuştu. Ağlamaktan gözleri kızarmış bir şekilde kapıdaydı. Felixin mesajından sonra her şeyi öğrendiğini anlamış ve hızlıca yanına gelmişti. Nefes nefese kalmıştı ama umursamadı. Hızlıca kapıya vurmaya başladı. Bir yandan da ağlamasını engellemeye çalışıyordu.
Kapı açıldığında Felixin o halini görmesiyle ağlaması şiddetlenmişti. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Geceden beri ağladığı çok açıktı. Hyunjini görmesiyle kapıyı hızla kapatmaya çalışsa da Hyunjin durdurmuştu. Ağlamaktan konuşamıyordu. Felix ise sadece Hyunjinin yüzüne boş boş bakıyordu. Yüzünde en ufak bir ifade yoktu. Pes ederek kapıyı açık bırakmış ve içeri geçmişti. Hyunjin derin bir nefes almış ve arkasından içeri girmişti. Felix gayet rahat bir tavırla koltuğa oturmuş ve arkasına yaslanmıştı. Felixin bağırıp kızmaması Hyunjini korkutuyordu. Yavaşça Felixin yanındaki koltuğa oturmuş ve Felixi izlemeye başlamıştı. Bir tepki göstermesini bekliyordu. Ama Felix çok hissiz duruyordu.
"Felix bak-" Hyunjin söze gireceği sırada Felix sözünü kesmişti. Zaten ağlamaktan kesik kesik çıkan sesi tamamen kesilmişti.
"Neden Hyunjin? Neden?" Felix sakin bir ses tonuyla Hyunjinin yüzüne bakmadan konuşmuştu. Gözleri yerde geziyordu.
"Bak nasıl başladığının önemi yok. Gerçekten seviyorum seni" Hyunjin kendini savunmaya çalışmıştı. Felix hâlâ Hyunjinin yüzüne bakmıyordu.
"Ne zaman sevdin?" Felix aynı umursamazlıkla sordu. Hyunjin sessiz kalmıştı. Şuan korku içindeydi. Felixi kaybetme korkusu tüm düşünceleriniz sarmıştı.
"Bir kerelik dürüst olsana Hwang. Bir kere!" Felix bu defa sinirli bir ses tonuyla Hyunjine bakarken sormuştu. Bu defa sesi hiç sakin çıkmıyordu.
"Beni seçtiğini söylediğin gün anladım. Ama ondan önce de gerçekten-" Hyunjin pes ederek söylemişti. Ama yine Felix tarafından sesi kesilmişti.
"Çık" Felix sakin bir ses tonuyla gözleri tekrar yere kaymışken söyledi. Hyunjin dona kalmıştı.
"Felix bak lütfen-" Hyunjin, Felixin ellerini tutmaya çalışırken Felix ellerini çekmiş ve hızla ayağa kalkmıştı.
"Çık Hwang!" Felix kapıyı gösterirken yine yere bakıyordu. Sesini yükseltmişti. Hyunjin ne yapıcağını bilmiyordu. Nefes alması zorlanırken daha fazla konuşamadı ve kapıya ilerledi. Felix sevdiği herkesin sahtekar olmasını kaldıramamıştı.
Hyunjin kapı kolunu tutmuşken tekrar Felixe bakmıştı. Bir tepki bekliyordu. Ama o tepki hiçbir zaman gelmedi ve sonunda kapıyı açtı. Hızla evden çıkıp kapıyı sertçe kapattı. Felix kapı sesiyle titremiş ve olduğu yere çöküp ağlamaya başlamıştı. Hyunjin de aynı durumdaydı. Kapıdan çıkar çıkmaz ağlamaya başlamıştı. Bir süre yine kapıda durmuş ve ağlamıştı. Aklına gelen şeyle ağlaması durmuştu. Şuan bu siniriyle Kai'yi mahvedebilirdi. Telefonunu çıkaracağı sırada evde unuttuğunu fark etmişti. Evden nasıl çıktığını bile anlayamamıştı o yüzden telefon aklına bile gelmemişti.
Koşar adımlarla Kai'nin evine doğru ilerlemeye başlamıştı. Yaklaşık 10 dakikalık bir yürümenin ardından eve varmıştı. Tüm gücüyle kapıya vurmaya başladığında kapı hızla açılmıştı. Kai'yi görmesiyle direkt boğazına yapışmıştı.
"Ne yaptın sen!" Hyunjin tüm gücüyle bağırarak sorduğunda Kai şaşkınca Hyunjine ve boğazındaki eline bakıyordu.
"Dur! Ne yapmışım? Bırak!" Kai boğazındaki ellerden kurtulmaya çalışırken Hyunjin onu hiç umursamıyordu.
"Nasıl söylersin?! Geberteceğim seni!"
"Lan neyi" Kai'nin boğazını sıkan eller yüzünden sesi kesilmeye başlamıştı. Ama elleri boğazından çekemeyecek kadar güçsüzdü.
"Felixe nasıl anlatırsın her şeyi?! Lan biz sana güvenmiştik oğlum!" Hyunjin bağırarak aynı sinirle konuşmuştu. Kai şaşkınca bakıyordu.
"Dur Hyunjin! Gerçekten ben söylemedim-"
"İnanır mıyım lan ben sana" Hyunjin Kai'nin sözünü kesmişti.
"Yemin ederim ben söylemedim!" Hyunjin Kai'nin tepkilerini incelemeye başlamıştı. Ellerini Kai'nin boğazından çekmiş ve birkaç adım geri çekilmişti.
"Bir tek sen biliyordun!" Hyunjin ellerini saçlarına götürüp karıştırırken ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmuştu.
"Hayır. Arkadaşların da biliyordu" Kai'nin söylediği şeyle Hyunjin dona kalmıştı. Bir süre öylece beklemiş ve ordan da hızlıca çıkmıştı.
-acaba kim yapti. acabaa. cok zordu
bu fic boyle ilerlemiycekti aslinda. kaostan beslenmesem boyle bi fic olmiycakti bu iyi gunler🤗🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat ears | hyunlix
Fanfiction"bana sürekli kedi kulaklarıyla fotoğraf atmaktan vazgeç hwang." "hayır, vazgeçmeyeceğim."