Hyunjin, Felixin aramasıyla hızla yerinden kalkıp hazırlanmıştı. Bir süredir olan gerginliği Felixin konuşmasıyla gitmişti. Heyecanla hazırlanıp evden çıkmıştı. Koşar adımlarla Felixin evine geldiğinde hiçbir şey almadan geldiği için kendini kötü hissetmişti. Hemen yakınlardaki bir markete koşmuştu. Kedili bir şey gördüğünde aklına Felixin gelmemesi artık imkansız bir hal almıştı. Felixin yanına gelirken de kedi kulaklarını almayı unutmamıştı.
Hyunjin kapıyı çaldığında hemen açılmıştı. Hyunjin gördüğü karşısında biraz şaşkınlık yaşasa da şimdilik sessiz kalmıştı. Felix tepkisiz bir şekilde bir Hyunjine bir elindeki poşete bakmıştı. Felixin bu hali Hyunjinin gerilmesine sebep oluyordu. Felix kapıyı tamamen açıp salona doğru ilerlediğinde Hyunjin de poşeti bir kenara bırakıp arkasından ilerlemişti.
"İyi misin?" Hyunjin, Felixin arkasından beline sarılırken sessizce söylemişti. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.
"Evet" Felix kısaca cevaplamıştı. Kıpırdamıyordu. Gözleri dolmaya başlamıştı. Ağlamamak için zor duruyordu ve Hyunjinin bunu fark etmesi uzun sürmemişti.
"Emin misin?" Hyunjin sessizce Felixin kulağına doğru söylemişti. Fazla üstüne gitmek istemiyordu. Birkaç gündür Felixin tuhaf olduğunun farkındaydı. Sebebini bilmek istese bile onu boğmak istemiyordu. Onu sıkmaktan çok korkuyordu. Ya benden sıkıldıysa düşüncesi sürekli aklında dönüp duruyordu.
Felix, Hyunjine cevap veremeden daha sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı. Bu durum Hyunjini çok korkutmuş ve endişelendirmişti. Felixin önüne geçip ellerini sıkıca tutmuştu. Neler olduğunu anlamak istiyordu. Felixin gözleri sürekli yerdeydi. Kafasını kaldırıp Hyunjine bakmıyor sadece ağlıyordu.
Hyunjin ellerini Felixin ellerinden ayırıp sıkıca sarıldı. Felix ilk başta bir tepki vermemiş sadece durmuştu. Bu Hyunjinin de ağlamasına sebep olmuştu. Aklındaki kötü düşünceleri durduramıyordu. Felixin bu tavrı daha fazla kötü düşünceyi getiriyordu aklına.
"Felix korkuyorum. Böyle yapma lütfen" Hyunjin ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmuştu. Felixi bir daha hiç bırakmak istemiyormuş gibi sıkıca sarılıyordu. Ama Felix karşılık vermiyordu. Bu Hyunjini bir anda çok fazla yaralanmıştı.
"Özür dilerim. Çok özür dilerim. Lütfen böyle yapma Felix" Hyunjin hıçkırıklarının arasında zoraki konuşmuştu. Neden özür dilediğini ve şuan neden ağladığını bilmiyordu. Sadece içinde kötü bir his vardı. Ve bu kötü his Felixin davranışlarıyla büyümüştü sanki.
"Hyunjin" Felix sakinca seslendi. Ağlaması biraz olsun durmuştu. Hyunjin yavaşça kollarını geri çekti ve uzaklaştı. Felixin söyleyeceklerinden çok korkuyordu.
"Asıl ben özür dilerim" Hyunjin, Felixi sözüyle dona kalmıştı. Tamamen farklı bir şey bekliyordu. Felix yavaş adımlarla koltuğa doğru ilerledi. Hyunjinin yanından geçerken elini tuttu ve Hyunjini de koltuğa çekti. Felix oturduğunda Hyunjin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ama Felixe uydu ve oturdu.
"Felix neler oluyor? Gerçekten beni korkutuyorsun" Hyunjin koltukta Felixe doğru yaklaşmış ve söylemişti. Felixin yüz ifadesinden kararsız olduğu anlaşılıyordu.
"Hyunjin, ben seni gerçekten çok seviyorum" Felix birden ağlamaya başlamış ve hızlıca Hyunjinin boynuna sarılmıştı. Hyunjin bir anda ne olduğunu anlamasada hemen Felixe sıkıca sarılmıştı. "Ben de seni çok seviyorum" Hyunjin ağlamaklı bir ses tonuyla söylediğinde Felixin hıçkırıkları güçlenmişti.
"Ama ben sana yalan söyledim"
"Anlamadım? Ne yalanı?" Hyunjin şaşkınca sormuştu. Eli ayağı titremeye başlamıştı.
"Bak ben gerçekten özür dilerim. Neden böyle düşündüm bilmiyorum ama bir anda yapmak istedim. Senden intikam almak istedim. Sırf canını acıtmak için saçma sapan şeyler söyledim. Üstüne Minho da-" Felix cümlesini bitiremeden daha çok ağlamaya başlamıştı. Yüzünü avuçlarının arasına alıp Hyunjinden uzaklaşmıştı. "Felix sakin olup anlatır mısın lütfen?" Hyunjin sakince söylemiş ve Felixin ellerini tutmuştu. Felixi kaybetmekten çok korkuyordu. Ne yapmış olursa olsun onu affedebileceğini biliyordu.
"Aslında çok karışık" Felix, Hyunjinle birleşmiş ellerine bakarak konuşmaya başlamıştı. Hyunjin gülümsemeye çalışmış ve kafa sallamıştı. Felixin anlatmasını bekliyordu. Hyunjinin bu sakin hali Felixi deli ediyordu.
"Minho geldi yanıma. Senden intikam almamı istedi. Biliyorum onu dinlememem gerekiyordu. Ama çok kırgındım. Anlayamadığım bir sinir vardı içimde. Senden ayrılmak istemiyordum. Senden ayrı kalma düşüncesi bile ağlamama sebep oluyordu ama o an çok farklı düşündüm. Sanki sana bunu yaparsam eşit olacaktık. Seni affetmemi kolaylaştırır diye düşündüm. Şuan çok saçma ve aptalca geliyor ama bilmiyorum işte o zaman mantıklı gelmişti" Felix tek seferde söylemiş ve derin bir nefes almıştı. Hyunjinin gözleri dolmuştu. Felix, Hyunjinin vereceği tepkiyi korkuyla bekliyordu.
"Seni bu kadar kırdığım için özür dilerim" Hyunjin hızla Felixe sarıldığında Felix hemen karşılık vermiş ve kollarını Hyunjinin boynuna dolamıştı. Koltukta Hyunjine yaklaşırken daha sıkı sarılıyordu. Bir süre ikisi de hiç konuşmadı. Sadece sarıldılar.
"Daha iyi misin?" Hyunjin göğsünde yatan Felixe gülümseyerek baktı. Felix hızlıca kafa salladı ve gülümsedi. İkisi de birbirlerinin vereceği tepkiden korkmuştu. Ama hiç öyle olmamıştı. Yaptıkları onca yanlıştan sonra birbirlerini affedebilmişlerdi.
"Bana ne yaptın sen Hwang?" Felix gülerek Hyunjine bakarken söylemişti. Hyunjin dudaklarını büzerek Felixe karşılık vermişti.
"Senden nasıl vazgeçemiyorum? Ne zaman sana bu kadar bağlandım anlamıyorum" Felix düşünceli bir şekilde söylediğinde Hyunjin gülmüştü. Felixin bu hali oldukça hoşuna gitmişti.
"Ben de sürekli bunu düşünüyorum" Hyunjin başını sallayarak söylemişti.
"Ne kadar tuhaf değil mi?" Felix, Hyunjine doğru dönmüş ve kucağına doğru otururken heyecanla söylemişti. Hyunjin bu ani hareketle şaşırmış ve gülmeye başlamıştı.
"Ne tuhafmış?"
"Daha bir saat önce ağlıyor olmamız. Daha birkaç ay önce bana kedi kulaklı fotoğraflar atman ama benim seni terslemem. Sadece birkaç yıl önce senin peşinden koşmama rağmen yanımdan bile geçmemen ve şuan her şeye rağmen burda olmamız"
"Ah, gerçekten de tuhafmış"
İkisi de gülmeye başladığında tekrar sarılmışlardı. Felix daha önce birine bu kadar fazla sarıldığını hatırlamadığını fark ettiğinde gülümsemişti. Daha önceden böyle bir şey yaşayacağını asla düşünmezdi. Daha önce kimseye bu kadar bağlanmamıştı. Nasıl her şeyin bu kadar kısa sürede değiştiğine anlam veremiyordu. Daha birkaç gün önce içindeki nefretle Hyunjinden intikam almak isterken bugün ağlayarak özür dilemişti. Her şey çok tuhafmış gibi gelsede yine de bu durumdan ikisi de gayet memnundu.
-valla bu bolumu final yapicaktim normalde ama sonu kotu bitecekti. sonra dedim hayir ya olmaz. angst bitirme dusuncesi baya agir basmisti. ama bu aralar gelen yorumlar uzerine bir gecede fikrim degisti. ve cidden seungminin de guzel bi iliskisi olsun istiyorum.
belki fic biraz daha uzayabilir. bikmayin diye cok uzatmamaya calisicam ama dedigim gibi son anda mutlu bitirmeye karar verdigim icin ortaligi toparlamam gerekli.
minsung konusuna gelirsek orasi biraz sinirinizi bozacak sanirim🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat ears | hyunlix
Fanfic"bana sürekli kedi kulaklarıyla fotoğraf atmaktan vazgeç hwang." "hayır, vazgeçmeyeceğim."