1897 Atina/Yunanistan:
"Şans eseri dahi olsa sergime gelmene inanamıyorum."
Jphnny gülümseyerek baktı yanındaki adama. Deniz kenarı bir yerde oturmuş,sigara içip sphbet ediyorlardı.
Jaehyun ilk defa takım elbisesinin kirlenmesini umursamıyordu. İlk defa en büyük odağı kendi dudakları arasındaki zehir değil de karşısındaki adamın dudakları arasında duran daldı. Hoş, Jaehyun kendine itiraf edemese de asıl odağının sigaranın altındaki kiraz dudaklar olduğunu biliyordu.
Johnny'nin yüzüne gelen saçları geriye itip gözlüğünü bir kenara koyuşunu izledi büyük bir dikkatle. Ömrünün sonuna kadar her gün bu adamın hareketlerini izleyip resmedebilirdi ve tek bir gün dahi olsa bundan bıkmazdı.
"Ben de buna inanamıyorum,seni tanımadan bu şehirde yıllarca nasıl yaşamışım?"
Karşısındaki adamın dudağından dökülen sözler Jaehyun'u anlamsız bir gülümsemeye itmişti. Sigara şimdi dudaklarını terk etmiş ve yara izleriyle dolu parmakları arasındaydı. Uzun sarı saçları Yunanistan'ın tatlı rüzgarı ile hafifçe dağılıyor ve perçemlerinin bağımsızlığını ilan etmesine sebep oluyordu.
Başlı başına bir sanat eseri gibiydi karşısındaki adam. Jaehyun'un ömrü boyunca çizmek istediği her şey sanki ete kemiğe bürünmüş karşısında duruyordu.
Sigaradan aldıkları son nefes Yunanistan'ın akşam serinliğine karışırken Jaehyun'un elleri yine Johnny'nin ellerini bulmuştu.
"Seni sergide ilk gördüğümde,ellerin beni büyülemişti. Ellerine bakarken sanki büyük bir emeğe bakıyormuş gibi hissetmiştim. Bir şeylere adanmış bir hayata. Beni büyülemiştin."
Johnny karşısındaki adamı küçük bir tebessümle dinlemişti. Hayatı boyunca geçirdiği tüm yılları toplasa dahi bu adamın ona hissettirdiği şeyleri tanımlayacak tek bir an,onun yanında gülümsediği kadar gülümsediği hiçbir an olmadığını biliyordu.
Ellerinin üzerinde bulunan elleri dudaklarına götürüp küçük bir buse bıraktığında Jaehyun'un gözlerinin parlamasına ve yüzünde güzel bir gülümseme oluşmasına sebep olmuştu.
Bir müddet daha durdu ikisi de. Denizi,daha çok birbirlerini izlediler.
Tatlı rüzgar sert bir hale döndüğünde dudakları arasından iklime küçük bir küfür kaçırdı Johnny. Üzerinde ceket yoktu ve üşümüştü ama Jaehyun'u bulmuşken onu bırakmayı zerre istemiyordu.
Yaptığının gayet cüretkar bir hareket olduğunu bilerek döndü bu yüzden siyah saçlı olana. Yanındaki çocuk ona ilgiyle bakarken bir süre kelimelerini toparlamaya çalıştı ama karşısındaki çocuğun pırıl pırıl gözlerine bakınca gayet spontane bir şekilde döküldü kelimeler dudaklarından.
"Saat çok geç oldu ve hava da oldukça soğudu. Tahmin ediyorum evin uzak ama benimki yakın. Bu yüzden... Bana eşlik etmek ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Between Us/Johnjae
Fanfiction"Sanatını icra ederken o kadar güzeldin ki parmaklarım ilk defa keman dışında bir şeye özlem duydu." Written for someone who reminds me of arts in Atina.