1900 Atina/Yunanistan:
"Jaehyun?"
Johnny,bu sefer misafiri olamadığı sergiden gelmesini bekliyordu erkek arkadaşının. Kapı sesi geldiğinde ise neredeyse koşarak karşılamaya gitmişti sevgilisini.
Siyah saçları geriye taranmış ve lacivert takımı yağmur etkisiyle üzerine yapışmıştı. Normalde asla fazla kaçırmazdı içkiyi ama bugünkü sergi biyüktü ve başarı sarhoşu olduğunun farkındaydı Johnny.
Bugün sergiye gidememişti çünkü aynı saatte kendisinin de keman resitali vardı.
"Bebeğim..."
Jaehyun'un sarhoşluğu Johnny'nin en taptığı şeydi. Dudakları arasından peltek ve uzun çıkan kelimeler,gereksiz cesareti ve aptal dürüstlüğüne fazlasıyla aşık oluyordu her seferinde.
Siyah saçlı olan başını erkek arkadaşının omzuna yaslamış ve sarışın olanın gülümseyerek saçlarını okşamasına sebep olmuştu.
"Sana çok aşığım."
Nefesi kesilmişti Johnny'nin. 3 yıldır beraberdi Jaehyun ve o ve erkek arkadaşından ilk defa duyuyordu böyle bir şeyi.
"Bunu sana ayıkken söyleyecek cesarete sahip olmak isterdim ama sana çok aşığım Johnny. Bu bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim ama ancak fark edebildim."
"Nasıl?"
Anlamazca ona baktı en sonunda Jaehyun fakat cümlenin anlamasıyla gülümsemişti.
"Sen keman çalıyordun... Moonlight Sonata? Onu çalıyordun evet. O zaman anladım."
Derin bir nefes aldı Johnny. Siyah saçlı olan her seferinde ilk günkü kadar kesiyordu nefesini.
"Hep çaldığım bir şey o."
Doğruydu, Jaehyun'un asla sebebini anlamadığı bir şekilde Johnny kendi parçalarını çalmadığı her an Für Elise ve Moonlight Sonata çalardı.
Jaehyun'un dudaklarından küçük bir kıkırtı döküldü.
"Kesinlikle."
Kesinlikle.
Çok basit bir kelimeydi ama bu kelime bir anda Johnny'nin kalbinin hızla atmasına,nefesinin teklemesine ve ellerinin titremesine sebep olmuştu.
Siyah saçlı olan kafasını omzundan kaldırmış,ellerini beline sarmış ve burnunu burnuna yasladıktan sonra konuşmaya başlamıştı.
"İhtiyacım olan tek şey sensin Johnny. Resim çizmek,kemanının sesini dinlemek,bu şehirde yaşamak ya da nefes almak... Herhangi biri için ihtiyacım olan tek şey yanımda olman. Tüm insanlıktan kaçmam gerekse bile,bu şehir bombalar altında kalsa bile sadece senin elini tutmak ve senin dudakların arasında nefes almak istiyorum. Sana çok aşık oldum ben."
Sarışın olan dolmuş gözlerle dinledi sevgilisini. O kadar uzun zamandır duymak istiyordu ki bu kelimeleri bir an kendi hafızasının oyunu dahi sanmıştı.
"Seni çok seviyorum Johnny."
"Seni çok seviyorum Jaehyun."
Dudakları birbirine kavuştuğunda Atina dahi duyguluydu bu iki gencin sözlerine. Evlerinin camlarına hızlı yağmur damlaları düştü,belki gökyüzünün hüznünden. Ama ayrılamadılar birbirlerinden. Jaehyun'un da söylediği gibi birbirlerinin dudaklarından nefes aldılar tüm gece.
Ve Atina da şahit oldu müzik notalarının boyalara karışışına. Bir şehri kendilerine tanıklık edecek kadar birbirlerine aşık olmuşlardı.
Öncelikle herkese merhaba,buraya kadar benimle kaldığınız için çok teşekkür ederim.
Bu kitap aslına bakarsanız birinden ilham alınarak yazılmıştı,hoş açıklamaya da koymuştum bunu ama tekrar söyleme ihtiyacı hissettim kendi kendime.
Kendisi hala gözlerimin gördüğü en güzel şey olduğunu kabul etmek istemiyor ama umarım bir gün inandıracağım onu buna çok hırslıyım bu konuda.
Bu kitabı okuyup beğendiyseniz de sizi sadece onun güzelliğine bir nebze olsun şahit edebilmişim demektir ve bu beni gerçekten çok mutlu eder.
Buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim tekrardan,umarım başka kitaplarda tekrar karşılaşırız. İyi geceler,güzel uyuyun,hepinizi çok seviyorum<3
![](https://img.wattpad.com/cover/304651937-288-k227859.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Between Us/Johnjae
Fanfiction"Sanatını icra ederken o kadar güzeldin ki parmaklarım ilk defa keman dışında bir şeye özlem duydu." Written for someone who reminds me of arts in Atina.