*
Umut elinde tuttuğu test kitabına bakarken merdivenleri hızlı adımlarla çıkıyordu. Önünde gördüğü uzun sırayla sessiz bir küfür mırıldandı. Bu boktan dershanede her zaman aynı şeyi yaşamak zorunda mıydı?
TYT biyoloji kitabında işaretlediği sorulara son kez bakarken hala geçen günün pişmanlığını yaşıyordu. Palme biyolojisini Akın denen çocuğa bırakmıştı ve şimdi gidip almaya üşeniyordu. Mecbur elindekilerle yetinecekti. Sıranın son kısmına ulaştığında önündeki çocuk kısa adımlarla sıradan çıktı ve sağ tarafa doğru yöneldi. Umut bunu anlamlandıramadı. Çocuk niye beklediği sıradan çıkmıştı ki şimdi?
Umut'un sorgulayıcı bakışlarını yakalayan arkasındaki kız kafasını okuduğu sorudan kaldırmadan sessizce konuştu. "Hocalar sıra çok uzayınca güvendikleri mezun öğrencilere masa açıyorlar. Keyfi isteyen o öğrencilere soruyor. Hem öğrenci tekrar yapıyor hem bu sayede beklememiş oluyorsun."
Umut kızın umursamaz sesi nedeniyle kendisi ile konuştuğunu bir süre algılayamadı. En sonunda idrak ettiğinde bu fikir kendisine oldukça mantıklı göründü. Aynı kız gibi sesini umursamaz tutarak mırıldandı: "Hocanın çözdüğüyle öğrencinin çözdüğü bir mi? Nerden güveneceğiz?"
Kız kendisini duymamış gibi halsizce ofladı, elindeki kalem ile işlemlerinin sonunda olduğu kimya sorusunun doğru cevabını işaretledi ve koyduğu soru işaretinin üstüne minik bir artı attı. İşini bitirince tekrar konuştu: "Güvenmediğim için bu sıradayım zaten. Ama genel olarak iyi diyorlar. Özellikle biyoloji çözen çocuk iyiymiş." Kız bu söylenilene fazla inanmadığını belli edercesine gözlerini devirdi ve arka sayfadaki soruya geçti. Ardından kendi kendisine komik bir şaka yapmış gibi: "Öğrencinin halinden öğrenci anlar kafası." diyerek kıkırdadı.
Umut orada durup bu garip kızla daha fazla beklemek istemediği için aklındaki soruları kendine sakladı. Önündeki sıra uzundu, bir kere deneyerek ne kaybedebilirdi ki?" Kıza başıyla ufak bir selam verdikten hemen sonra sıradan çıkarak sağ tarafa yöneldi. Buradaki kuyrukta 3-4 kişi anca vardı. Bu nedenle dümdüz duruyorlardı ve soruyu çözen kişinin yüzü görünmüyordu. Umut sadece kırmızı kapüşonunu kafasına geçirmiş, masaya eğilmiş bir erkeği seçebildi.
Bu sıra diğerinden çok daha hızlı ilerliyor gibiydi. Çünkü hocalar tüm sayısal derslerin sorularına bakarken burada sadece biyoloji soruluyordu. Şimdiden iki kişi gitmişti bile. Telefonuna gelen bildirim sesiyle elini cebine attı ve bakışlarını aşağı indirdi.
+05457...: Kusura bakma dün sen şey yapınca ben de bugün tekrar yazdım
Umut tanımadığı numara ile kaşlarını çattı, ancak sohbete girdikten sonra önceki mesajları görünce bunun o kızıl çocuk olduğunu anladı.
Umut: Ne yapınca
+05457...: Geç cevap verince
[Görüldü] [12.21]
+05457...: Her neyse dün gel kitaplarını vereyim diyecektim [12.24]
Umut: Haa o iş
Umut: Tamam hangi sınıftaydın sen
+05457...: Mezun Üçteyim
+05457...: senin arkadaşınla aynı sınıftayım hiç bahsetmedi mi
Umut: arkadaşım kim
Umut: Ha Baran mı
+05457...: Evet o, arkadaş değil misiniz yoksa
Umut: Yok yok arkadaşız da başka tanıdıklar da var
Umut: Kimi kastettiğini anlamamıştım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zırdeli//bxb
Teen FictionBak ben zırdeliyim, Ya benimsin ya da ölüsün! Budur tek söylediğim. * 27.03.22 bxb texting - düzyazı Bolca küfür ve hakaret barındırır Lovers to enemies to lovers