8.Bölüm

1 0 0
                                    

Selaaammm

Nasılsınız? Yeni bölüm geldiiii...

~

Sanırım yaşadığım dünyadan zevk almayı bıraktım.
Ya da bu zevki benim elimden aldılar, sımsıkı tutuyordum halbuki nasıl aldılar ellerimden?

Yaşadığım günlerin hiç tadını alamıyorum. Her gün bir önceki günden beter. Her gün kendimi paralıyorum ailemi geçindireyim diye ben resmen kendi kendimi öldürüyorum.

Benim çevremdeki insanlardan hiç bir farkım yok.
Eskiden çok korkardım herkesin yaşadığı hayatı yaşamaktan. Evlenip yuva geçindirme derdinde olanların ve ya olmayanların yaşadıkları sıkıntıları yaşamaktan korkardım. İki kuruşluk maaş için kendini yırtan insanlar gibi olmaktan hep korktum. Bunu istemedikleri halde zorunlu olanlardan. Patronlarının tecavüzlerine, tacizlerine,küfürlerine sırf iki kuruşluk para için susan insanlardan olmaktan korkardım!

Fakat her zaman korktuklarım başıma geldi. Tecavüze uğramasam bile bir çok sözde insan kılığında gezen hayvanların sırf bana iki kuruş para veriyor diye yaptıkları eziyetlere hep sustum. Sırf ailem için o kağıt parçası için sustum!

Artık bana ne olursa olsun umrumda değil...
Bu zamana kadar ailem için sustum yemin ettim!
Ölsem de yeminimi bozmam bozamam artık.

Fatih'in Aras dediği korumasıyla beni odasından kovalı iki gün olmuştu. Beni siyah ve kir dolu mobilyalarla kaplanmış bir odaya kilitlettirmişti.Bu süreçte deli gibi annemi ve Sude'yi düşünüyordum. Bana kimse kötü davranmıyordu her öğün yemeğimi getiriyorlar ve diğer ihtiyaçlarımı karşılayabileceğim eşyaları kapının kilidini açıp önüme koyup tekrar kilitliyorlardı.

O günü hiç aklımdan çıkaramıyordum sürekli ne dediğimi ve onun ne dediğini düşünüp duruyordum. Kendi söylediklerime gelince gayet mantıklı ve olurunda konuştuğumu düşünüyorum ama o hiç öyle değildi üstüne üstlük bir de beni buraya kilitlettirmişti.

Hasan'la benim aramda ne olduğunu sormuştu. Onunla aramda ne olabilirdi ki? Bana ne demeye çalışmıştı?
Hepsini tüm gün deli gibi düşünüyorum.

Tüm o söyledikleri umrumda değil ama beni onun hem ortağı hem de metresi olarak görmesi ve bunları yüzüme bir tokat misali çarpması bir an bile aklımdan çıkmıyor.

Ben düşüncelere dalmışken kapının kilidinin açılma sesini duydum. Hiç istifimi bozmadan oraya bakmaya devam ettim.

Kırklarına yaklaşmış koyu kahverengi saçlarını tepeden sıkı bir şekilde toplamış, yaklaşık seksen kilo ağırlığında bir kadın açtı kapıyı. Elinde de bir adet tepsisi tutuyor bir yandan da kapıyı açmaya çalışıyordu.

En sonunda işini bitirdiğinde yemeği masaya bıraktı ve bana döndü.

"Kızım iki gündür buradasın doğu düzgün hiç bir şey yemedin acıkmadın mı hala?" dedi bana hüzünle bakarken.

"Amacınız ne?"dedim.

"Kızım, ben senin sorularına cevap veremem"

"Fatih'i çağır."dedim. Ama o bana olumsuz anlamda kafasını salladı.

"Fatih'i çağır."dedim tekrar bütün sakinliğimle ama damarlarımda akan siniri hissediyordum.
Yine olumsuz anlamda kafasını salladı.

"SANA FATİH'İ ÇAĞIR DEDİM!!" diye bağırmaya başladım.
Çünkü bütün bu olanlardan o kadar çok sıkılmıştım ki artık beni çok zorluyorlardı.

Kadın bir elini kalbine götürüp korkuyla baktı bana sonra kapıyı kilitlemek için arkasını dönmeye başladı. Hemen ayağa kalkıp kapıya doğru koşmaya başladım, yetişemedim. Kapıyı acımasızca kilitledi üstüme.

Kendimi o kadar çok sinirli hissediyordum ki ellerimi saçlarıma götürüp bağırmaya başladım.

"BENİ BURAYA GETİRİYORSA KONUŞSUN O ZAMAN BEN HAYVAN MIYIM DA KİLİTLİYORSUNUZ BENİ?!" sinirden artık gözüm dönmüştü. Elime geçen ne varsa kapıya doğru fırlatmaya başladım. Hiç bir sikim umrumda değildi artık annemi ve sudeyi düşünüyordum deli gibi.
Küçüğüm korkmuştur bensiz anneme nasıl bakacak o ?
Annemi kaldırmaya gücü yetmezdi ki benim güzelimin.

Kaç saat bağırdım, ortalığı ne zamana kadar darmadağın bıraktım bilmiyorum. En sonunda yorgunluktan kapının arkasına saklandım. Eğer odayı böyle görürse dikkatleri dağılabilirdi ben de hemen kaçardım. O kadar çok yorulmuştum ki uykum gelmişti.

Tam uyuyacağım ki kapının önünde konuşma sesleri duydum.

"Fatih oğlum bu gün diğer günlerden daha asabiydi. Sürekli bağırdı, korktum yemeğini verip hemen çıktım sonrasında bağırışları yüzünden gidemedim yanına hemen seni aradım." bu bana yemeği getiren kadındı.

"Tamam Aysel Abla." Bu oydu sonunda geldi konuşulacak çok şey vardı şimdi hemen ellerimi gözlerime götürüp ovuşturdum. Onunla insan gibi konuşacağım. Onun bana yapmadığını ben ona yapacağım.

Kapının kilidi açıldı kapıyı yavşça açmaya başladı Fatih kapının arkasına oturduğum için beni göremiyordu.
Ayağa kalktım yavaşca hala benim saklandığımı görmüyor odanın haline bakmaktan. Ellerimi yumruk yaptım ve Fatih'in omuzuna bir tane geçirdim temkinliydi hiç bir şey olmamış gibi baktı bana sonra hemen kapıyı örttü kilitlemedi kapıyı. Sert bir şekilde itti.

Bana şu an öyle bir bakıyordu ki keşke uslu uslu otursaydım dedim içimden.

"Sen... Sen beni delirteceksin"dedi dişlerini sıka sıka. Hiç bir şey umrumda değilmiş gibi baktım ona korkusuzca bakmaya çalıştım sadece güçlü görünmeye çalıştım tekrar ediyorum sadece çalıştım.

"Beni buraya kilitletiyorsun ve sen deliriyorsun" edim imayla.

"Senin nasıl bir yılan olduğunu biliyorum. Masum rolü oynama bana"

"Bu şekilde konuşmanız o kadar sıkıcı olmaya başladı ki yeter artık" dedim sonlara doğru sesim yükselmişti.

Keşke de yükselmeseydi.

"Kes sesini sen kimsin de benimle bu şekilde konuşmaya kalkarsın?" diyerek bana bağırmaya başladı.

Kolumdan tutup odanın orta kısmına doğru itti beni o kadar sert bir şekilde itmişti ki yere fırlatıp kırdığım tabağın keskin ucu hiç olmaması gereken yerime girmişti sağ göğümün altından kaburgama kadar girmişti o kadar ağır bir acı hissediyordum ki nefes alamadım resmen hiç bir şey diyemedim ne acıdan inleyebildim ne de dönüp ona bakabildim.  Öylece oturuyordum.

Acı o kadar fazlaydı ki hareket dahi edemiyordum o ise hiç bir şey yapmıyordu.

"Hasan denen ite çalışıyorsun sen! Onun adamlarından birisin sen de mekanımda o yüzden çalışıyordun!"
Saçlarım yüzümü kapatıyordu sağ elimi kaburgalarıma götürdüm resmen oluk oluk kan akıyordu başım aşırı derecede dönmeye başlamıştı. Kan kokusu midemi hiç olmadığı kadar çok bulandırıyordu.

"İnci de senin gibi yaklaşmaya çalışmıştı bana! Ondan da intikamımı alacağım benimle oynamak neymiş göreceksiniz kiminle dans ettiğine  dikkat edecekti o it patronun!" dedi.

Ne İnci ne de ona olan intikamı hiç sikimde değildi. Nefes almaya çalışıyordum ama bir türlü alamıyordum. Kafamı ve bedenimi ona doğru az bir şekilde döndürdüm. Kafamı kaldırmıştım ama her yer karanlıktı.
Benden bağımsız kafam arka tarafa doğru düşmeye başlamıştı. Artık bedenimin kontrolü bende değildi.











AY OLAY BİR BÖLÜM OHA YAA

SekizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin