1.Bölüm [perdenin ardındakiler]

12.5K 444 73
                                    

Hoş geldiniz öncelikle. Umarım severek okursunuz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen

Medyada Ophelia var🥵

Başlamadan önce buraya 🦢 emojisini bırakır mısınız
🦢

Başımda çok yoğun bi ağrı vardı. Bir yandan annemin hararetli tartışması diğer yandan karşımdaki gerçek ailemle başıma neler geleceğini düşünüyordum.

Reşittim. 19 yaşındaydım ve özgür irademle istediğim yerde kalma hakkım vardı. Ancak annem katiyen öz ailemin yanına gitmeyeceğimi onunla kalmam gerektiğini söyleyip duruyordu.

Yorulmuştum. Annemin tavırları beni yıpratıyordu. Ben merkezli yapıya sahip olduğu için karşısındakilerin düşüncelerinin onun için bi önemi yoktu.

Öz aileme bir şans vermek istiyordum çünkü eksik yanım beni buna itiyordu. Sevgi görmemiştim.

Annem üzerime fazla düşerdi. Yediğime içtiğime giydiğime her şeyime karışırdı. Ama bunu beni sevdiğinden değil bedenimden kazandığı paradan dolayı yapardı.

Sırf bu yüzden3 gün önce aldığımız telefon annemin hayli panik yapmasına neden olmuştu.

3 Gün Önce YAZARDAN

Şiddet gören insanların içi yavaş yavaş çürür. Yok olmaya yüz tutar. Özellikle şiddete uğrayanların tutunacağı bir şeyi, kimsesi yoksa.

Şiddetin bir çok türü vardır. Cinsel, fiziksel, psikolojik ve dijital bunlardan sadece bir kaçıdır. Bu açıdan bakarsak neredeyse herkes şiddete uğramış sayılır.

Bizler seyirci olarak sadece işin görmemizi istedikleri kısmını görürüz. Peki ya bunun perde arkası? Ya orası gösterilenin aksine karanlıksa?

İnsanlar karşılarındakini gördükleriyle yargılamaya bayılırlar. Küfür eden birini görünce ahlaksız, duygularını açıkça yaşayan birini görünce görgüsüz, kilolu birini görünce tabiri caizse şişko damgasını yapıştırırlar.

Ama zorbalığa uğrayanların duygularını yalnızca bazıları görür. Odadaki ayna kişinin çektiklerine ağlamalarına şahit olur. Lavabo kimi zaman sığınak yeridir. Kapıyı kilitleyince orda kendimize korunma alanı oluştururuz. Ağladıktan sonra kendimizi toparladığımız sakinleştiğimiz sığınağımız olur.

Genç kız ise tam olarak şuan odasında canavarından nasıl kurtulacağını düşünüyordu. Annesi onun canavarıydı. Saçlarını okşamak yerine onları kesen, onunla gezmek yerine onu türlü türlü kurslara götüren biriydi.

İşte bizler şuan bu olayın perde arkasını okuyoruz. Dışardan gördüklerimizle yetinmeyip her olaya bizzat şait olacağız.

Genç kız odasında elinde telefonuyla bi o yana bi bu yana yürüyerek yapacağı açıklamayı düşünüyordu.

Odasının kapısı hızla açılınca derince yutkundu. Aslında kızın hiçbir suçu yoktu ancak annesi ona kesinlikle inanmayacaktı.

"Ophelia umarım gözlerim yanlış görüyodur. Umarım sen gerçekten hamburger yememişsindir. Onun kalorisinden haberin var mı senin? Tanrı aşkına delirtecek misin sen beni?" Sesini sonlara doğru yükselterek konuşmuştu kadın.

Tek suçu hamburger yemekti genç kızın. Suç bile denilemezdi çünkü yememişti. Daha bir kaç saat önce arkadaşlarıyla kafede otururken arkadaşı onun için hamburger söylemişti. Genç kız istemediğini defalarca dile getirmesine rağmen.

Ophelia Rose Albin. Annesinin zoruyla beş yaşında çocuk giyim modelliğiyle başlamış şuan ise on dokuz yaşında yaklaşık on dört yıldır durmaksızın modellik yapan ayrıca on sekiz yaşında lise temalı bi dizide rol almış genç bir kızdı.

On dört yıldır ekranların önünde yaşıyordu. Elbette bu süreç Ophelia ergenliğe girdiği zaman daha da zorlaşmıştı.

Ophelia modelliğe başladığı ilk zamanlarda annesinin bu kadar baskısı yokken yaşının ilerlemesiyle annesi daha da üzerine düşmüştü.

Onu yiyemezsin Ophelia yüzünde yağlanma yapar sonra arkandan çirkin model olarak konuşurlar

Çirkin şişko ve kısa bir çocuk mu olmak istiyorsun Ophelia

Babanın beni bıraktığı gibi seni bırakmamı istemiyorsan çabuk kus. O midendekileri çıkaracaksın. Okulda kermes olması sana yeme hakkını vermiyor. Ben olmasam bile kuşlar bana söylüyor.

Öyleydi. Annesi onun yanında olmasa bile attığı adım dahil her şeyden haberi oluyordu.

"Anne yemin ederim ağzıma bile sürmedim. İnan bana yapmadım." annesinin üzerine doğru gelmesiyle geriye doğru adımlamaya başladı.

"Tartıya çık!" Eğer kilo aldıysa olacakları düşünmek bile istemiyordu Ophelia. Telefonunu alabilir, ev hapsi verebilir ve üç gün aç bırakabilirdi. Yapmadığı şeyler değildi sonuçta.

Yavaş adımlarla odasındaki tartıya çıktı. Telefonunu komidinin üzerine bıraktı. Delicesine dua ediyordu kilo almamış olmak için.

Ne zaman yumduğunu fark etmediği gözlerini açtı kız. 53.4 bu demek oluyorduki tamı tamına 400 gram almıştı. İşte şimdi onu kimse koruyamazdı

Saçlarında hissettiği acıyla kafası geriye doğru düştü. Ne zaman kilo alsa annesi saçlarını keser ona ceza verirdi.

Genç kızın en çok önem verdiği yeri saçlarıydı. Anneside bunu bildiğinden onu bu yönde vurmaktan hiç çekinmezdi.

Ophelia'nın makyaj masasında duran makasını hızlıca aldı kadın. Bir an bile düşünmeden kızının saçlarını kesti. Önceden göğüslerinin bir karış altına uzanan saçları şimdi omuzlarının biraz aşağısındaydı.

Ophelia seslice ağlıyordu. Dayanamıyordu. Reşitti ama evden kaçmaya cesareti yoktu. Herkes tarafından tanınıyordu. Ayrıca annesinin onu bulması saatleri bulmazdı. Gerekirse deli raporu bile çıkarır yanına alırdı onu.

Takıntılıydı kadın. Her şeyin mükemmel olmasıyla kafayı bozmuştu. Onun yetiştirdiği kızın kusuru olamazdı. Yoksa insanlar ne derdi arkalarından?

Daha da kesmeye devam edeceği sırada çalan telefonla durdu. Makası yatağa fırlatıp telefonunu yanıtladı.

Ophelia annesinin mimiklerinden sohbetin hiç iyi olmadığını anlıyordu. Aslında mimik bile denemezdi çünkü kadının yüzündeki botoks o kadar fazlaydı ki kaşlarını bile çatamıyordu neredeyse.

"Yarın olmaz kızımın çekimleri var. Başka bir tarih ayarlayın."

"Pekala çekimlerden sonra geliriz saat beş buçuk gibi"

Gözlerini yumdu Ophelia. Çekimlerden sonra ayakları fazlasıyla ağrıyordu. Hiçbir şey yapası gelmiyordu. Telefondaki mevzunun ne olduğunu bilmese de çekimlerden sonra bir yere gidecek olmak onu üzmüştü.

"Yarın çekimlerden sonra hastaneye gideceğiz. DNA testi yaptıracakmışız. Seni kimseye vermem. Bu kadar işledikten sonra pes edemem benim kızımsın sen." Sesi gittikçe kısılmıştı söylenerek konuşuyordu.

"Ha bu arada kuaför gönderirim odana saçlarını toparlaması için." Yamuk yumuktu şuan saçları.

Ne yani az önce annesi çekimleri için DNA testini mi ertlemeye çalışmıştı?

Ophelia-Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin