4(Kardeşim)

26 13 2
                                    

Kağıdı okuduktan sonra hemen kıyafetlerimi giydim ve saçlarımı at kuyruğu yapıp anneannemin yanına gittim. Arka bahçede öksürüyordu durumu pek iç açıcı değildi. Ona bir şey olsa ne yapardım bilmiyordum bu düşünceyi aklıma getirmek bile kötü olmama yetiyordu. Daha fazla oyalanmayıp anneannemin yanına gittim.

"Evett soru sorma sadece sabırla bekle  bir yere gideceğiz"

"Tamam ben sustum bile"

Anneannem ile bir dolmuşa bindik. Her yer çok sıkışıktı en sonunda pencere kenarı olan bir yere oturduk. Hala nereye gideceğimizi çok merak ediyordum. Bir kaç durak sonra nihayet indik fakat buranın hala neresi olduğunu çıkarmıyordum. En sonunda mezarlıkları görünce nerede olduğumuzu anladım. Anneannem herhalde büyük dedesini ziyaret edecekti. Bir anneanneme bir de etrafa bakıyordum çünkü bir açıklama bekliyordum. Nihayet anneannem konuştu :

"Bak kızım biliyorum bana şu ana kadar neden söylemedin diyeceksin  ama inan bana ben sadece sen üzülme diye söylemek istemedim. Şimdi sana bunu söylediğimi annen ve baban bilmiyor öğrenirlerse çok kızarlar ben söylemesem hiç söylemeyecekler bunun için sana açıklama zorunluluğu duyuyorum "

"Neyi anneanne anlamıyorum" dedim.

"Hazır mısın?  Neden şimdi söylemek zorunda kaldığımı sorma. Lütfen bana vicdansız muamelesi yapma duyduklarından sonra. Ben sadece senin dediğim gibi artık gerçekleri öğrenecek yaşa geldiğini düşünüyorum" dedi anneannem.

"Anneanne artık meraktan çatlayacağım lütfen söyler misin artık" dedim.

"Pekala anlatıyorum"dedi.

"Dinliyorum" dedim.

"Sen daha iki yaşındayken senin bir kardeşin vardı "

Bunu duyunca şok geçirdim. Kardeşim mi?

"Ne? Ne kardeşi" dedim.

"Bir gün arabayla  pikniğe gidecektiniz fakat ne yazık ki dönüşte kaza yaptınız. Sen annen ve baban kurtuldu. Aslında sen  zor kurtuldun. Fakat ne yaparsak yapalım kardeşin kurtulamadı hayatını kaybetti .Kardeşinin adı Esma'ydı. Sen 4 yaşındayken o 2 yaşındaydı "

Hayatını kaybetti
Hayatını kaybetti
Hayatını kaybetti

Anneanneme bakıyordum sadece bakıp kilitlenmiştim. Ağzımı bıçak açmıyordu. Anneannem de gözleri dolu dolu bana bakıyordu. Ben de kendimi tutamayıp ağlamıştım.

" İyi de benden bunu yıllarca nasıl saklarlar "

Sesim ağlamaklı çıkıyordu ve artık ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuş bir şekilde anneanneme bakıyordum. O da bunu söylediğine pişman olmuş gibi bakıyordu.

"Sen üzülme diye söyledim ama  söylemem hata mı oldu bilmiyorum sana bunu bir gün neden söylediğimi anlarsın ya da neden söylemek zorunda kaldığımı"

Anneannem de benimle birlikte ağlıyordu. Ben de bunu yeni öğrenmenin verdiği hüzünle hala şok geçiriyordum nasıl olur da haberim olmaz diye.

Ayağa kalkıp onu takip etmemi söyledi. Birlikte biraz yukarı çıktık. Bir sürü mezar ve üstünde yazılar.. En son bir yerde durduk. Mezar taşının üstünde ki yazıya dikkatli bakınca Esma yazdığını fark ettim.

"Şimdi benim kardeşim burada mı yatıyor?" dedim.

"Evet burada yatıyor huzur içinde"

"Huzur içinde"

Çok zor da olsa anneannemi üzmemek için sessiz sessiz ağlıyordum. Kardeşimin mezarına dokundum toprağına dokundum. O şimdi bir melekti.

"Hava kararmaya başladı artık gitmemiz lazım. Zehra kızım sana bir sır versem tutar mısın?"

"Evet anneanne tabii ki" dedim.

"Bu olanlardan anne ve babanın haberi olmasını istemiyorum. Onların da bir suçu yok lütfen onlara kızma. Ama bunu öğrendiğini de söyleme. Hem yaralarını deşmiş oluruz daha çok üzülürler."

"Peki" dedim. Ama bir yandan da bunun hesabını sormak istiyordum neden benden bunca yıl sakladıklarını.

Biraz daha durup ayağa kalktık ve eve doğru yol aldık. Bir kaç dakika sonra da eve geldiğimiz de kapıyı tıkladık. Kapıyı annem açmıştı. Fakat beni görünce yüzü soldu.

"Zehra kızım ne oldu sana gözlerin kıpkırmızı olmuş ağladın mı sen"

Yalan söylemek istemiyordum ama önemli bir şey değil diyerek geçiştirdi.
Annem ne kadar ısrar etse de ona bu olanları söylemek istemedim. En sonunda pes etmişti. Ben de tüm bu olanlardan sonra odama çıkmıştım. Bir kez daha bugün olanları düşündüm. Gözlerim doldu olayı unutmak istesem de unutamıyordum. Ders programımı  hazırladım ve yatağımı da kurup  Yatağıma geçtim.  Uyumadan önce de zor durumlarım da her zaman aklıma getirdiğim şu sözü hatırladım :

"Korkma  kara gün kararıp kalmaz bir yolunu buluruz güzelince"

Ama bunun bir yolu yoktu ki Esma'yı geri mi getirecektik? Bu tamamen imkansızdı. Gözümü bugün de imkansızlığa kapattım. Ve kendimi derin uykuya teslim ettim.

ZEHRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin