3(Hüzün)

45 15 7
                                    

Sabah uyandığım da anneannemin dünki konuşmaları aklıma geldi. Hemen uyanıp elimi yüzümü yıkadım kıyafetlerimi de giyip kahvaltıya doğru indim. Anneannem her zaman kinden daha neşeliydi.

"Günaydın kızım" dedi annem ve ardından anneannem de dedi.

"Günaydın anneciklerim" deyip yemeğimi yemeye başladım. Babamı şu sıralar pek göremiyordum demek ki işleri yoğundu.

Yemeğimi yedikten sonra annem ve anneannemle vedalaştıktan sonra dışarı çıkıp servisi bekledim. Yaklaşık 5 dakika içinde servis geldi ve servise binip pencere kenarına oturdum.

Nihayet okula vardığım da merdivenleri çıkıp sınıfıma doğru ilerledim. Masama oturup dersin başlamasını bekledim. Öğretmen gelince de hemen telefonu kapatıp öğretmene döndüm. Ders Fizikti ve Fizikten nefret ediyordum. Hiç bir şekilde anlamıyordum. Hırs yapıp dersi dinlememeye karar verdim. Öyle de yaptım. 40 dakika boyunca kitapla bir şeyler yazıyormuş gibi yapıp alttan gizlice telefon oynuyordum. Bu çok örnek bir davranış kabul ediyordum tabii.

Nihayet teneffüs çalınca en azından kütüphane de kitap okuyayım diye yukarı çıkacaktım ki öğretmenin konferans salonuna girmemiz için anons yaptığını duydum.

Kantine su almaya gidecekken dün bana şantaj yapan o 3 kızı gördüm.
Birincisinin adı Seda diğeri Gül ve sonuncusu Hilaldi. Onları

Konferans salonunun yolunu tuttum. Ve tiyatro yapıldığını gördüm. Hemen en arkadan bir koltuğa oturdum. Burcu da yanıma gelince birlikte tiyatroyu izledik.

Tiyatronun konusu dramdı ve bir an ağlayacaktım oyuncular rollerini yaşıyordu gerçekten. Tiyatronun bitmesine üzülmüştüm ama yapacak bir şey yok . Tam ayağa kalkacakken o isimlerini duymak istemediğim Seda öğretmenle konuşup bir şeyler söyledi ve öğretmen de dışarı çıkınca içeri de sadece öğrenciler vardı. Hilal sahneye çıktı. Ve konuşmaya başladı. Bunlar dün bana şantaj yapanlardı. Hilal'in gözü benim üstümdeydi. Aynı şekilde Gül ve Seda'nın da.

"Öncelikle bir konuşma yapmam gerektiği için buradayım merak etmeyin kısa bir konuşma ama idrak etmeniz uzun olacak bence. Eveet aranızda kendisiyle barışık olmayan kendini sevmeyen ve nazlı utangaç bir kız var. Kendisi aşırı utandığında nefessiz kalıp panik atak geçiriyor. Ne komik ama tabi kendini acındırmak için ekstra bir çaba sarf ediyor mu bilemem sadece tek bildiğim bu kızdan uzak durun hem ayrıca hiç çalışkan değil becereksizin teki. Karşınızda Zehra. Zehra seni sahneye davet edelim ha bir de kendisi utanıyor şu an kızarmıştır eminim gel gel çekinme. Bak biz varız herkes var burda. "

Herkes gülüyordu herkesin gözü üstündeydi.Burcu ve o kız hariç birde.

Bir an büyük bir nefretle kalktım Burcu beni sakinleştirmek istese de başaramamış olacak ki onu bile sinirden itmiştim.
Sahneye gözüm yaşlı yaşlı çıktım. Ama onlara istediklerini vermeyecektim.

" AA lütfen alkış Zehra'ya buraya kadar kıpkırmızı olmadan gelebiliyorsa demek ki bir gelişme var" herkes hem gülüyor hem de alkışlıyordu. Burcu da benim yanıma geçmiş onları üzgün bir ifadeyle izliyordu.

Sahneye çıkıp mikrofonu Hilal'in elinden sertçe çektim ve konuşmaya başladım.

"Evet hastalığımı tüm okul öğrendi bunun için üzgünüm çünkü sizden olgunca saygı beklerdim. Bazı kendini bilmez hadsizler yüzünden bu hastalığa sahip insanlara karşı saygısız oluşunuz.. Ben çok güçlü bir kızım asla yıpranmam zor şeyler atlattım bu da ne ki ama ailem ve arkadaşım Burcu'nun desteği ile eminim bu hastalığı da atlatacağım. Ben korkmuyorum asıl korkması gereken sizsiniz. Çevre de bu tür hastalığa sahip insan içine çıkamayan çok insan var ve sizin bu saygısızlığınız onlara umutsuzluk veriyor "

Daha fazla konuşamadım konuşacak çok şey vardı. Gözümden yaşlar düşerken sahneyi terk ettim. Arkamdan sadece Burcu geldi. Zaten başka kim gelebilirdi ki?.

Bahçeye çıkıp sakinleşmeye çalıştım Burcu da ağlıyordu. O da benimle ağlıyordu.

" Bak biliyorum bunlar kolay şeyler değil çok zor şeyler atlatıyorsun ama yapacaksın zoru başaracaksın. Sen Zehra'sın çok güçlü bir kızsın. Saçma sapan şeyler için devrilmezsin hadi şimdi sınıfa çıkıyoruz doğruca elini yüzünü yıkıyoruz sonra dersi dinliyoruz birlikte. "

" Burcu ben " kekeliyordum ağlamaktan konuşamıyordum. Artık burama kadar geldi diyemiyordum. Bıktım dayanamıyorum diyemiyordum.

" Tamam...tamam şu an konuşamayacak haldesin biliyorum seninle sonra ayrıntılı konuşacağız sakin ol sen sadece hadi çıkalım"

Aslında tek istediğim eve gitmekti ama bunu yapamayacağımı biliyordum ve Burcu'nun dediği gibi yukarı çıktım.

Hilal kompozisyon yarışmasından çekilmeyip teklifini reddettiğim için bana bunları yapmıştı ama anneannemin dediği gibi korkusuzca hastalığımı anlattım. Bunun için gururluydum.

Elimi yüzümü yıkayınca bile tuvalette ki kızlar bana bakıp gülüyordu ama umrumda değildi.

Gün boyunca hep sınıfta durdum. Hiç dışarı çıkmadım. En son okul çıkışı gelince Burcu'ya bugün yanımda durduğu için teşekkür edip eve girdim. Eve girer girmez kapıyı kapattım. Tam merdivenlere doğru yol alacakken kapının onunda duran not kağıdı gözüme ilişti ve çekip aldım. Kağıtta söyle yazıyordu:

"Seninle bir yere gideceğiz hazırlan seni bekliyorum arka bahçede"

ZEHRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin