"neler oluyor burda"
Bu sesi tanıyordum Mari gelmişti .
Bu günde gelen geleneydi.Koşarak lukanın yanına ilerledi.
Ellerime baktığında tırnaklarımın kan olduğunu gördü.
Ağlamaklı çıkan sesiyle "sana diyorum Adrien Neler oluyor burda?"
"Luka Açıklar Sana Ha Sende illa üzülmek İçin Onun tarafındaysan İstifamı yarın veririm"
Evden çıktım. Hızlı adımlarla ormandanda.
Araba bindim Anahtarı takıp çalıştırdığımda Mari Önümde Belirdi.
Ellerini iki yana Açmıştı.
"Neler olduğunu anlatmadan Hiç bir yere gidemezsin!"Arabayı geri geri sürdüğümde yönümü değiştiriyordum ki. Yeniden karşımda belirdi.
"Ez beni Adrien Sende Bende Kurtulayım. Kaybedicek bişeyim yok nasılsa"
Kapıyı açtım. anlamış olucak ki Yanıma oturdu kapıyı kapattı.
"Sana anlatacağım ama Bana inanmak istemeyeceksin henüz iki üç gündür beni tanıyorsun Güvenmeyeceksin"
Ellerimi tuttu. Gözlerime Bakıyordu. gözlerinin güzel olduğunu söylemişmiydim. Deniz Mavisi Gözleri beni benden alıyordu. Ben ise her defasında yeniden tutuluyordum.
"Anlat Bana Adrienn"
O kadar sakin konuşmuştu ki Sanki tüm enerjisi bir an da kaybolmuş Kendini Teslim etmişti.
"O aşağılık Seni Aldatıyormuş"
Gözlerinden Yaşlar Süzülüyordu. Belki de inanmak istemiyordu. Onu sevmiyorsa neden üzülüyordu. Tabi ya ihanet duygusu sarmıştı etrafını kimseye güvenecek gücü kalmamıştı. Savunmasızdı.
Elimle Göz Yaşlarını Sildim.
"O pisliğin veremediği Mutluluğun Her zerresini Sana Vereceğim Söz Veriyorum"
"Bu imkansız tek bir hayatın ortasına sıkıştım. Çıkamıyorum Adrien. Ailem Luka'nın böyle bişey yaptığını duysa bile beni onunla evlendirmekte kararlı yapacak hiç bişeyim yok"
"O kadar kararlı olamazlar bir konuşsak"
"Keşke Adrien Senin Düşündüğün gibi biri olsalar öyle değiller işte. yapabileceğim Tek bir şey var"
"Nedir O Mari?"
"Boyun eğmek Adrien neyse Beni Evime bırakabilir miisin?"
Telefonunu torpidoya Koydu.
Hâlâ ağlıyordu. Onu bu şeyden kurtarmalıydım. Onunla evlenebilirdim evet bu harika bir plan olabilirdi. Ona nasıl söyleyecektim diğer yandan sofia'yı nasıl hayatımdan def edecektim. Önce şu sofia belasını halletmeli ondan sonra yoluma bakmalıydım.
"Getirdiğin İçin Teşekkür Ederim Adrien."
"Rica Ederim Mari"
"Seni Seviyorum ve Her Zaman Seveceğim"
Yanağımdan öptü. Arabadan inip Evine girdi.
Arabayı Sürmeye devam ettim. Susadığım için torpidonun gözüne elimi attım. Mari'nin telefonu buradaydı. Unutmuştu anlaşılan.
U dönüşü yaparak Mari'nin evine kısa sürede ulaştım. Kapıyı Çaldım Fakat açan Olmadı. Mari içerde olmalıydı. Belkide uyuyordur diye düşünüyordum fakat üst kattaki odanın ışıkları açıktı. Aklıma aniden kendine kötü bişey yapmış olabilir mi düşüncesi geldi. Kalbime bir sızı saplandı.
Kapıyı omzumla ittim. Açılmadı tekrar tekrar ve tekrar. Son denememde Açılmıştı. Yukarı kata çıktım. Odalara girdim teker teker.
Koridorun sonunda duran odaya yaklaştım lütfen düşündüğüm şey olmasın lütfen.
Bu da kilitliydi tek hamle de kapıyı kırdım.
Marinette küvette kafasını dışa sarkıtmış bir şekilde yatıyordu. Bileği kandı yerde jilet vardı.
Kapının arkasından bornozu alarak Mariye giydirdim. Üzerinde ıslak kıyafetleri ile küvette öylece duruyordu. Kıyafet değiştiricek zaman olamayacağını düşünerek Kucağıma aldım. Evden çıktım.
Arabamın arkasını açarak Mariyi içine yatırdım.
Ön koltuğa geçip kapıları kilitledim. Önlem almak gerekliydi. Gaza asıldım. O kadar hızlı gidiyordum ki Ceza yemek bile umrumda değildi. Bir süre sonra Hastaneye vardığımda Mariyi tekrar kucağıma aldım. Hastanenin içine koştum"Yardım Ediiin Kimse Yok mu?"
Sesimi duyan hemşireler sedye getirip Mariyi Benden aldılar. Yoğun bakım önünde bekliyordum. Ailesine haber vermek aklımdan bile geçmedi. Eğer hastaneye gelirlerse kendi ellerimle ben attırırdım. Bir yandan ağlıyor diğer yandan Yoğun bakımdan çıkan hemşirelere mari'nin durumunu soruyordum. Yanıtlamıyorlardı.
"Sakin olun Beyfendi"
Karşımda dikilen doktora baktım. Marinette orda canıyla mücadele ederken nasıl sakin olmamı bekliyordu."Marinette Yoğun bakımda ki hasta Durumu Nasıl?"
"Henüz birşey söylemek için çok erken ama elimizden geleni yapıyoruz hastanın ailesine haber verdik siz neyi oluyorsunuz?"
"Benim kim ve ya neden burda olduğumun bir önemi yok Elinizden Gelenin fazlasını yapın Lütfenn ne kadar isterseniz veririm sizi milyoner ederim yeterki o kız yaşasın"
Diz çöktüm. Bağıra bağıra ağlıyordum. "Yalvarırım Doktor Lütfennn"
Doktor kolumdan tutup kaldırdı. "Elimden gelenin fazlasını yapacağım" diyerek yoğun bakıma girdi.
"Kızıma ne oldu Neyi var biri bişey söylesin"
Bu gelen babasıydı. Anlaşılan rol yapıyordu. Yanıma yaklaştı.
"Ne yaptılar kızıma"
"Kimse bişey yapmadı Ama Sen yaptın sen nasıl bir babasın ya kızının hayatı senin elinde değil marinette şuan yoğun bakımdaysa tek suçlu sensin senin aç gözlülüğün Senin para olayın bir insan bu kadar küçülebilir mi ya? Şefkate sevgiye saygıya ne oldu? O senin kızın kölen yada sağa sola fırlatabileceğin eşyan değil birde utanmadan hiç birşey olmamış gibi hastaneye geliyorsun şimdi defolup gidiyorsun çünkü senin gibilere burda yer yok" resmen içimde biriken öfkeyi kusmuştum. Hiç bişey dememiş karşılık dahi vermeden koridorun sonunda ki sandalyeye oturmuştu. Artık yeter Mari'nin üzülmesine izin vermeyecektim iyileşir iyileşmez onunla nikah kıyacak bu şehri terk edicektim. Bu kadar üzüldüğü yeterdi.
××××Bölüm nasıldı?
Vote ve yorum yapmayı unutmayıın 🤍

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görev
FanfictionAdrienette Marinette FBI Ajanıdır Gizli Bir Şirkette Çalışıyordur. Adrien Yeni Gelen Stajyerdir. Marinette'nin Soğukkanlılığı Onu Çeker. Dahası için Kitabı Okuyun devamını da Bekleyiinn🤍