Adrien konuşmama fırsat vermeden bana sıkıca sarıldı onu çok özlediğimi bir kez daha anladım o benim yaşama tutunma kaynağımdı. Belkide sadece onun için bu işi bırakabilirdim.
"Ben ajan olmak istemiyorum, Senin Eşin olmak istiyorum"dedi Adrien Hâlâ sarılıyorken.
"Bende istiyorum bunu"
"Ne kadar güzel ikinizi böyle görmek iş yerinde olduğunuzun farkında değilsiniz galiba?"
Bu ses... Müdüre aitti. Kendimi geri çektim. Adrien ayağa kalkarak adam saldırdı. Adamın yakasından tutarak duvara itti.
"Adrien dur!"
"Aşağılık pislik sen kim olduğunu sanıyorsun da mariyi benden uzak tutmaya çalışıyorsun sen kimsin?"
"Bak ben, konuşabiliriz"
"Ne konuşucam lan senle?"
"Adrien seni terfi ettiririm seni yardımcım yaparım yapma"
Adrien'ının kolundan tutmaya çalıştım fakat beni geri itti. Şuan sinirlı olduğu için yaptığını biliyordum. Yinede yanlıştı. Düştüğüm yerden kalkarak yapmamasını söyledim geri kalan zamanını hapiste geçirmesini istemiyordum.
"Hiçbir şeyini istemiyorum senin sen, beni sevgilimden ayırmaya çalıştın"
"Yanlış yaptım affet beni Adrien baban bunları öğrenirse iyi olacağını mı düşünüyorsun?"
"Sana hatırlatmadım galiba babamın işi konusunda, ona benzemek istemezdim ancak hayat şartları diyelim. Son olarak unutmadan benim babam mafya hemde tüm o yakalamaya çalıştığınız mafyalardan da büyük bir mafya. Seni şuracıkta öldürsem babam beni sorgulamaz ancak senin ölünü nereye gömmek konusunda biraz zorluk çekebilir"
Adrien'ın dediklerinden sonra adam altına işedi. Açıkcası Adrienı tanıdığımı düşünürken yanıldığımı anladım. Adrienın söyledikleri nasıl gerçek olabilirdi ki?
"Ben özür dilerim lütfen çok üzgünüm"
"Ha bişey daha var beni işe alırken dosyalarımı incelemiştin ya onlar sahte dosyalardı her bir kağıt yalandan ibaretti. Ben Gabriel Agreste'nin oğlu Adrien Agresteyim. Şimdi ölme sırası sende"
Müdürün konuşmasına izin vermeden cebinden çıkardığı çakıyı müdürün boğazından geçirerek gözlerimin önünde ölmesine sebep oldu.
Cidden Adrienı tanımamışım hemde hiç bu benim Adrienım değildi bu o değildi.
Kendimi toplayarak oradan kaçmaya çalıştım kapıyı açtım ve tüm gücümle koşmaya başladım. Adrienın peşimden geldiğini duyabiliyordum ayak sesleri geliyordu arkamdan. Hızlandıkça yoruluyordum. Asansöru beklemeye vaktim yoktu. Merdivenleri kullanmaya karar verdim. Dayan mari lütfen dayan.
Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Sevdiğim adamı tanıyamamışım bunca zaman. Çıkış kapısına geldiğimde rahatlatlasamda koşmayı bırakmadım kapıdan çıktım arkama baktığımda kimse yoktu. Onu atlattığımı düşünerek gülümsedim. Binadan olabildiğince uzaklaştım yola çıkarsam birinden yardım isteyebilirdim. Kaldırıma çıktığımda önümde siyah bir araç durdu. Kapısı açıldığında içinden inen kişi kalbimi ağzımda hissettirdi. Adrien Agreste ama nasıl? Bu kadar hızlı.
"Nereye gittiğini sanıyorsun küçük hanım?"dedi Adrien.
"Sen bi- bir ka-katilsin"
Bana yaklaşmaya çalıştığında uzaklaştım.
"Bunu bizim için yaptım Marinette"
"Bunu kendin için yaptın işe girme sebebinde oydu. William Game'den intikam almaktı. Ben Sana inandım Gerçekten Aşık olduğunu düşündüm ben-"
"Sadece Aptalı oynadım. Aşk benim için saçmalıktan ibaretti. Seni de bu tuzağa düşürmek benim bir görevimdi. Zamanı bekledim senin kalbin yaşamın herşeyin benim elimde sadece benim"
"Aptalı oynamadın zaten aptaldın"
"Haddini aşıyorsun"
"Ne yapacaksın Adrien? Benide mi o adam gibi öldürüceksin? Bunu yapamayacağını ikimizde biliyoruz."
"Yapamayacağımı düşündüren şey ne sana?"
"Saçmalık dediğin şey Aşk bana sırılsıklam aşıksın herşey yalan da olsa aşkın gerçek"
Kahkaha atarak güldü.
"Nasıl inandın buna sana Aşık olduğuma nasıl inandın?"
Beni duygusal olarak Zayıf hissettirerek avı olacağımı sanıyordu fakat bilmediği bişey vardı. Ona Ajan olduğumuz anlarda göstermediğim sırlar. Cebimden çıkardığım ruju ona göstermeden kapağını açtım düğmeye bastım. Hafif ışıklı ama çok can yakıcı bir lazer silahını devreye soktum.
"Sanırım sende beni tanıyamamışsın Adrien Agreste"
Kılıcı Arkamdan çekerek Adrien'a doğrulttum. Sağa sola sallayarak benden uzaklaşmasını sağladım.
Daha sonra saçımdan çıkardığım küçük silahı Adrien'a belli etmeden gözüme kestirdiğim ilk ağaca ateş ettim.
Elimdeki küçük silah kancalı tabancaydı. Küçük ama etkiliydi.
"Ne derler bilirsin Aloha"diyerek silahı sıkıca tuttum. Tekrar tetiği çektiğimde ağaca doğrü süzüldüm.
Gitmeden önce duyduğum tek şey
"Ah Tatlım" oldu. Ağacın dalından yakınında bulunan binanın çatısına atladım. Bir Ajanı yakalamak kolay mıydı?
Baya bı heyecanlı bölüm yazdım
Umarım nefesiniz kesilmemiştir

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görev
Hayran KurguAdrienette Marinette FBI Ajanıdır Gizli Bir Şirkette Çalışıyordur. Adrien Yeni Gelen Stajyerdir. Marinette'nin Soğukkanlılığı Onu Çeker. Dahası için Kitabı Okuyun devamını da Bekleyiinn🤍