"O eski günler, eski neşem ve ah o eski
sen şimdi eser kalmadı.""Beraber eski günlere dönmeye ne dersiniz, açalım müziği anılarımızı düşünelim, o geri gelmeyecek günleri..."
"Anılar, anılar, şimdi gözümde canlandılar,
Anılar, anılar, beni bu akşam ağlattılar."HOŞGELDİN YENİ GÜN
Bir güne daha sevdiklerimle uyanmak ne güzel.
"Günaydın" ( Sevgili okurlarım sizler okurken tünaydın, iyi akşamlar hatta iyi geceler bile olmuş olabilir... )
Biraz esnedim, yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkarken bir ses geldi.
Annem : Hadi herkes kahvaltıya, heyy ! ev halkı, kime sesleniyorum acaba...
Diye söyleniyordu ki babam yanıma geldi.
Babam : Haydi gidelim.
Bende başımla onayladım ve biraz gülüştük.
Babam : Anneni daha fazla kızdırmayalım, biraz çabuk ol hazırlanırken, ben içeri giriyorum.
Bende tamam dedim ve hazırlanıp, odamı topladım.
Annem : Hoşgeldiniz.
Suskunluk...
Annem : Sonunda dedi ve tebessüm etti.
Herşey çok güzeldi, kahvaltımızı yaptık ve biraz sohbet ettik.
Kuşumla oynadık, tv izledik vs. derken akşam oldu.
Annem bir şeyler hazırlamıştı. Hadi sahile gidelim hem birazda yürüyüş yaparız dedi.
Bu fikir hoşuma gitmişti. Hemen hazırlandım.
Sahil cıvıl cıvıldı. Etraf neşeli, mutlu, sohbet eden, dans eden, el ele dolaşan çiftler, bisiklet ve kaykay süren gençler, kafelerin gürültüsüyle doluydu.
Herkesin bu kendi halinde oluşu çok hoşuma gidiyordu.
Hemen kendimize güzel manzaralı kalabalıktan uzak bir yer bulduk.
Annemin hazırladıklarını yedik, içtik, sohbet ettik ve kalktık.
Birazda yürüyüş yaptık, dans eden insanları, şarkı söyleyen gençleri dinledik.
Daha sonra eve geldik.
Saat baya geç olmuştu, çokta yorulmuş ve eğlenmiştik.
Güzel bir gündü.
Bu güne bu müziği bırakıyorum.
Çünkü bir daha böyle güzel ve bu kadar mutlu günlerin elimden alınacağını, bir daha yaşayamayacağımı nasıl bilebilirdim ki.
Bilseydim belki çok daha farklı yaşardım, yada beni bu günleri özletecek kadar büyük bir acıyla sınamasalardı ne olurdu ki, bu kadar mı batmıştı hayatım onlara bu kadar mı gözlerini üzerimize dikip kalmışlardı.
Oysa hiçte zor değildi böyle sevmek ve sevilmek.
Tabiki onlar için zormuş ki bir mutluluğu yaşayamamış ve yaşamak istememiş, gülmeyi unutmuş, katran karası bir kalple yaşamayı öğrenmiş ve pıhtılaşmış bir kan gibi kalplerini sevgiye ve sevilmeye kapatmış, mutlulukları daim olacak kişileri kıskanmaya ve onlarla uğraşmayla ömürlerini geçirmeye kendilerini adamışlar.
Bazen çokça düşünüyorum bu günleri belki eskisi kadar güzel yaşayamayacağım, biraz zorluk çekeceğim ama yinede iyilik dolu kalbimle yaşamayı seviyorum lakin şunu öğrendim ki herkese iyi olmamak gerekiyor çünkü iyiliğin sonu bazı insanları güzelleştirmiyor, aksine sizide bataklıklarına çekmeye çalışıyorlar.
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Sizden isteğim o bataklığa iyiliğinizle düşmeyin. Kendinizden şaşmayın ve kimseye güvenmeyin.
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Ve tabiki bir isteğim daha var : Güzel ailemizin büyümesi ve siz değerli okurlarımla bir ailemin daha olabilmesi. Desteğinizi ve ilginizi esirgemeyin.
Değerli yorum ve oylarınızı bırakmayı unutmayın...
Hepinize tüm kalbimle sarılıyorum.
Yeni bölümde görüşmek üzere, mutlu kalın. 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAMIZA GİREN SALGIN
Non-Fiction-Yaş ilerledikçe değil, acıyı hissettikçe büyürsünüz. -Seni duymayan kulağa fısıldama bile. -Görmezden gelirsiniz, görmüyor sanırlar. -Ölmeyecek gibi dünya halindesiniz, iyiliksiz, neşesiz, acizce yaşıyorsunuz. -Bazı insanlar yaşayan ölüdürler, yüzl...