🍀

11 2 2
                                    





~1.Bölüm~





Gözlerim fütursuzca şekerlerin üzerinde gezerken market arabasına en sevdiklerimi atıyordum. Bugün ev arkadaşım Bige'yle beraber evimiz için alışveriş yapıyorduk. İki hafta da bir her daim yaptığımız en güzel şeydi. Koca market arabasının birini abur cuburla doldurmuştuk. Diğeri ise klasik ev ihtiyaçlarımızdı.

Bir yıldır aynı evde yaşadığımız için Bige'yle çok yakındık. Bu sene ikinci senemizdi. Bige benden bir yaş büyüktü. Beni bir sene önce okula başlatmışlar. Tabi bundan şikayetçi değilim. Üniversitemi daha erken bitirmiş ve genç bir bayanken işimi elime alacaktım. Bu beni mutlu ediyordu.

"Canset bebeğim hadi ama o elinde ki şekeri bırak ve bana yardım et."  Bige'nin sesiyle derin bir nefes alıp şekerimi ağzıma attım. Elime market poşetlerini doluşturup Bige'nin ödeme yapmasını bekledim. Maddi durumu iyi ailelerin çocuklarıydık. Flimlerde ki gibi bir zenginliğimiz olmasa da problem yoktu.
Çağırdığımız taksi gelince hemen binip yorulmuş bedenimi koltuğa attım.
Bige yanıma oturup adresi tarif etti. Şükürler olsun evimize gidiyorduk.


Eve gelince kısa bir duşa girmiş sonrada aldığım şeyleri yerleştirmiştim. Akşam olmuştu ve ben kurt gibi acıkmıştım.
Bige'nin odasına gidip kapıyı açtım. Yatak da bornozuyla uzanıyordu.
"Bige.. ben kurt gibi açım. Hadi bana yemek yap"  Telefonundan bakışlarını kaldırıp bana baktı. Yapmak istemediği belli olmuştu yüzünden. "Kuşum yani bir şeyler atıştırsan olmaz mı? Hiç halim yok"
Başımla onaylayıp buzdolabına gittim. Hazır sandviçi çıkartıp paketini açtım. Kocaman bir ısırık alıp odama gittim.




🍭




Alarmı kapatıp yatakdan kalktım. Sabahın dokuzunda dersim olduğu için yedi de kalkmak zorundamıyım? Evet... zorundayım.
Bige'nin benden erken uyanıp kahvaltı hazırladığını görünce mutluluktan uçmuştum.
Hemen yardım edip masaya oturduk.
"Bebek seni bugün birisiyle tanıştırıcam" Bige'nin sözleriyle ağzımın dolu olmasını aldırmadan "kim?" Dedim.

Yüzünü buruşturup çayından içti.
"Ağzında birşey varken konuşma!" Omuz silkip meraklı gözlerle ona bakmaya devam ettim. "Sana demiştim biriyle konuşuyorum diye.."  Başımla onayladım. O ise heyecanla devam etti cümlesine.
"Biz sevgili olduk. Çok iyi birisi. Ve arkadaşlarımızla tanıştırma kararı aldık"

"İyi canım mutluysan sorun yok. Tanıyalım bakalım enişte beyi."



Üniversiteyle evimizin arasında yürüme mesafesiyle yirmi dakika vardı. Bu sebeple hergün yürüyorduk.
Çevirmen olacaktım. Hemde beş dilin. Bu sebeple çok çalışmam gereken zamanlar oluyordu. Sınav stresini fazlasıyla yaşayıp şekerlere ve çikolatalara sardığım zamanlar da oluyordu.
Bige başka amfiye geçeceğini söylemiş gitmişti. Bende ders başlamadan sınıfıma geçmiştim.

Çantamdan kitap ve defterimi çıkardım. Hemen yanıma oturup yanağımdan makas alan adama baktım.
Gülümseyerek "Gelmiş şeker kızda" dedi.
Barın üniversiteden arkadaşımdı. Kanka sayılırdık. Art niyeti olmayan güzel bir adamdı. Beni mutlu eder ve her daim şeker yediğim için bana şeker kız derdi.
"Nasılsın güzellik? Üç gündür yoksunuz ortalarda."

"Tatildi Barın. Ne yapayım?" Ellerini kalp şekline sokup ortadan ayırdı.
"Kalbim kırıldı. Şekerlemem beni arar zannediyordum."
Ona baygın bir bakış atıp önüme döndüm. Ahh bu adam neye trip atacağını bilmiyordu.
"Tamam tamam zeki kız hadi ders çalış gidiyorum"





4 YAPRAKLI YONCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin