HAMRA'DA Kİ SAHNELERDEN UZAK, YENİ BİR HİKAYE GİBİ OKUYUN VE DİĞER KURGUYLA SAHNELERİ BAĞDAŞTIRMAYIN. SİL BAŞTAN YAZIYORUM.
TANITIM
🌸
Ayağımdaki ıslak terliklerin çıkardığı ses kulağımı doldurdu. Oturduğum mermer taşın üzerinden kalktım ve akan suyu kapattım. Bedenimden aşağı süzülen su damlaları tenimi bir bir terk ederken saçlarımın uçlarından suları süzülüyordu. Hamamın duvarına asılı olan askıdan havluyu çekip, sıcak suyun altından çıkan ve üşümeye başlayan bedenimin üzerine sardım.
Bedenimi temiz havluyla sarıp, kolumun altında birleştirdim. Havlu, bacaklarımın altına kadar uzanıyordu. Uzanıp bir diğer havluyu saçlarıma sardım ve hamamdan yavaş adımlarla çıktım. Yatak odasına girdiğimde etrafta sessizlik hakimdi. Odanın büyük penceresinin üzerine örtünmüş olan tül beyaz perdeden dışarı değdirdim bakışlarımı. Hava kararmak üzeriydi ama o hale gelmemişti.
Hemen silkelendim. Onu düşünmeyecektim.
Bedenimi delip geçen soğuklukla titredim. Adımlarım dolaba ilerledi. Dolabın kapaklarını açıp kıyafetlerde göz gezdirdim. Çabucak bir şeyler giyinmek istedim çünkü bedenim çok üşüyordu. Gözlerim onun temiz, ütülü gömleklerine ve ceketlerine takıldı. Kıyafetlerimiz yan yana dizilmişti ve onun güzel kokusu benim kıyafetlerimin üzerine de sinmişti. Burnumun ucu sızladı, onun güzel kokusunu yanımdayken içime çekememek çok zordu.
"Hayır Esra, kendine mukayyet ol!" diye mırıldandım.
Elime değen kıyafeti askısından çıkartacaktım ki ardımdaki kapının hışımla açılması, bedenimin olduğu yerde put kesilmesine neden oldu. Kapının açılma sesi kulaklarımı çınlattı adeta. Kollarımı yarı çıplak olan bedenime dolarken, arkamı dönmeye korkuyordum ancak gelenin kim olduğunu görmeme gerek yoktu. Bu odaya destursuz bir kişi girebilirdi.
Yutkundum.
Aklım durmuştu o an. Ne diyecek bir sözüm ne de arkamı dönüp yüzüne bakacak cesaretim vardı. Odada benim nefeslerim dışında birinin daha solukları duyuluyordu. Kapının yavaşça kapandığını hissettiğimde içimden odadan çıkmasını diledim ama biliyordum, çıkmamıştı.
Tok bir adım ses duydum. Zemine ayakkabısının sert yüzeyi çarpıyordu ve adımları doğrudan bana geliyordu. Kalbim havlunun ve kaburgalarımın altından deli gibi çarpıyordu. Az önce üşüyen bedenim şimdi heyecandan yerinde duramıyordu. Bedenime vuran soğukluğu bile hissetmiyordum. Kirpiklerim ve çenem aynı anda titredi, soluğumu zar zor bıraktım ve o an bir ses duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHLA
General Fiction28.06.2023 TARİHİNDE KALDIRILACAKTIR! "Yanıyorum..." diye fısıldadığında gözlerim daha da irileşti. Başını hafifçe yana eğerek gözlerimin içine büyük bir açlıkla baktığında yutkunarak adem elmasını gösterdi bana. Gözlerim açıkta kalan göğsüne değdi...