Ben geldim! Çok şükür ilk bölüme başladım. Allah devamını getirir inşallah.
Hamra'dan bağımsız olarak okuyun çünkü bazı sahneleri değiştirdim. İlk görüşü falan konuşmaları. Bu bölüm ve iki bölüm geçiş bölümü olacak. Esas olaylar daha başlamadı bile.
Bölüme geçmeden önce bir çiçek bırakalım mı buraya? 💮
Bir Dalda İki Kiraz - Anonim
1.BÖLÜM "KİRAZ DUDAKLI"
İKİ YIL ÖNCE / 1952 BAHARI
"Bir dalda, iki kiraz..."
Genç kız, dalından kopardığı kirazları güzel gülüşünün eşliğinde kulağına küpe niyetine taktı. Kirazın sapları kulağına sürtünürken, topları da tenine vuruyordu. Uzanıp bir tane daha kiraz aldı eline diğer kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Biri al, biri beyaz..." diye kendince türküsünü seslendirmeye devam etti. Toprağa basmaktan, tarlada çalışmaktan nasırlaşmış topuklarını umursamadan daldan sarkıttığı bacaklarını sallamaya devam etti. Şen kahkahaları ağacı dolduruyor, kiraz ağacına vuran hafif rüzgar saçlarını uçuşturuyordu.
Esra, ağacın tepesinde görünen uzaktaki köyün kızıydı. Bir garip babası ve anası vardı. Babası, kasabanın beylerinden birinin evinde kahyaydı, anası ise hizmetli. Durumları iyiydi vesselam, Esra küçücük şeylerle bile mutlu olan, sevinen bir kızdı. Taşı, toprağı, suyu seven, elinden geldikçe çalışmaya gayret eden hamarat bir kızdı. Henüz daha on yedinci baharını görmüştü, anası öyle demişti. Küçücüktü ama talibi de çoktu bu güzel kızın.
Kestane rengi gibi saçları vardı. Daha evvel hiç kestane görmemişti emmi anası ona benzetirdi saçlarını. Kestane saçlı kızım derdi, Esra gülerdi. Saçları belinin altına uzanıyor, kalçalarına değiyordu. Güneşin altında kızarmış teni, kestane saçlarıyla aynı rengi taşıyordu. Esra'nın kumral, esmer bir teni vardı. Vesselam güzel kızdı, kıtlıktan dolayı biraz kıt kanat geçindikleri için zayıf bir kızdı. İncecik bir beli vardı, daha olgunlaşmaya yeni yeni başlıyordu ama şimdiden köyün birkaç yiğidinin gözüne kestirdiği kızdı ama Esra güzel olduğu kadar inattı da. Keçi inadından kimseye ne bakar ne de baktırırdı kendini.
"Sallasana, sallasana mendilini...
Akşam oldu göndersene sevdiğini..."Kirazlardan birini dudaklarının arasına alıp yediğinde o bilindik tat ile gözlerini yumdu. Tam o an bir rüzgar esti kızın güzel yüzüne, çilleri güneşin altında belirginleşti. Dudaklarında bir tebessüm peydah oldu. Mutluydu kız, hem de çok.
"Kiraz, sen böyle güzel meyve verirsen ben hiç üstünden inmem ha, bilesin!" diye konuştuğunda ağaç sanki onu duymuş gibi rüzgarın esintisi ile kıpırdadığında güzel kız gülümsedi. Akan dereye bakıp iç çekti, dudaklarındaki kiraz ile başını dala yaslayıp gözlerini yumdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHLA
General Fiction28.06.2023 TARİHİNDE KALDIRILACAKTIR! "Yanıyorum..." diye fısıldadığında gözlerim daha da irileşti. Başını hafifçe yana eğerek gözlerimin içine büyük bir açlıkla baktığında yutkunarak adem elmasını gösterdi bana. Gözlerim açıkta kalan göğsüne değdi...