Arka Bahçe

1.1K 81 11
                                    


"Ben kantine gidiyorum gelecek misin?" diye sordu Kerem ceketimden çekiştirirken.

"Yok ben yukarı çıkacağım."

Göz devirdi. "Hep yukarı yukarı ne varmış şu yukarıda anasını satayım. Sevgili falan mı yaptın sen?"

Cevaplamayıp yüzüne bakınca kaşlarını çatıp yanıma oturdu.

"Sahi yaptın mı? Ne ara ya, ne zaman oldu nasıl oldu hiçbir şey anlatmadın."

"Sormadın." dedim.

Sırıtarak "Güzel mi bari? Yengenin arkadaşı falan varsa ben 7/24 açığım." dedi heyecanla.

Normalde çıktığım kişinin bir erkek olduğunu rahatça söyleyebilirdim. Ama bu durumda tek karar veremezdim, Ayaz'ı da düşünmek zorundaydım.

Bu yüzden hiçbir şey söylemedim. Kolumdaki saate baktım, zilin çalmasına on beş dakika kalmıştı.

"Hadi kalk kalk senin yüzünden neredeyse teneffüs bitti." dedim ayaklanıp.

"Yengeye selamlarımı iletirsin, vallaha açlıktan bayılmayacağımı bilsem gelirdim." dedi sıradan çıkıp bana yol açarken.

"İletirim." dedim. "Arkadaş mevzusu şeysi-" "İleteceğim, onu da ileteceğim. Bırak da geçeyim artık."

"Tamam tamam hadi git aşk bahçene." dedi alay edip.

Bu sözüne göz devirmekle yetinip hızlı adımlarla merdivenlerden çıktım.

Merdivenlerin yarısına geldiğimde Ayaz beni yarı yolda karşıladı.

Saçlarını karıştırıp okulda olmamızı umursamadan kendime çekip sıkıca sarıldım.

Merdivenden inen bir grup öğrenci bize bakıp birbirlerine bir şeyler söylemişlerdi ama umursamadım.

Kollarımı ondan ayırdıktan sonra ona baktım, gülümsüyordu. Demek ki o da umursamıyordu diğerlerini. Bu beni mutlu etmişti.

"Şey ben, resmim pek güzel değildir ama..."

Kollarını arkasında birleştirmişti.

"Geçen sefer animeleri sevdiğini söylemiştin. Elimden geldiğince sevdiğin bir karakteri resmettim." dedi arkasında birleştirdiği kollarını ayırırken.

Bembeyaz teninde yanakları kıpkırmızı parlıyordu. Şu an onu yemek istiyordum. Evet yanlış anlamadınız, ısırıp ısırıp yemek istiyordum.

Elindeki kağıdı bana uzattı, gözlerinin içine bakarak elinden aldım.

"Resmim pek güzel değil demiştin değil mi?"

"Hıhm"

"Şaka falan yapıyor olmalısın." dedim.

Renkleri olsun, çizimi olsun hiçbir kusur göremiyordum resimde. Yine de kendine haksızlık yapıp resim yeteneğini küçümsüyordu.

Beni düşünüp resim yapması beni günün en mutlu insanı yapmıştı.

Dudağımı yalayıp elinden tutup çekiştirdim. Karşı çıkmadı, aksine elini elime daha çok bastırdı.

Hizmetçilerin çok nadiren kullandığı, genelde de kapısının kilitlenmediği odanın önünde durup, etrafta birinin olup olmadığını kontrol ettim.

Buraya yaklaşık yirmi-otuz metre ileride camın kenarında iki kız oturuyordu. Bu tarafa bakmadıklarından istifade edip kapıyı açtım. Ayaz'ı da içeri sokup kapıyı yavaşça kapattım.

"Çok karanlık." dedi Ayaz sesi titrerken.

Sanırım karanlığa fobisi vardı.

"Bekle hemen anahtarı bulup açacağım ışığı." dedim.

Bağımlı Aşk (bxb) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin