Seçenek

1K 55 8
                                    

Üzerimde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi birbirine daha sıkı bastırdım. Boynuma vuran sıcaklıkla gözlerimi araladığımda yaşananlar birer birer zihnime doldu.

Hızla yerimde doğrulacaktım ki göğsümde yatan Ayaz'ı fark ettiğimde bu istek an ve an kayboldu.

Sıcak nefesini her boynuma verişinde titrediğimi hissediyordum. Etrafıma bakarak nerede olduğumu anlamaya çalışsam da burası bana tamamen yabancıydı.

Kapının açılmasıyla hızla gözlerimi o tarafa çevirirken göğsümdeki ağırlık hafiflemiş, Ayaz kalkmıştı. Muhtemelen sesten uyanmış olmalıydı. Bütün bir günü evde tek geçirdiğinden seslere karşı hassaslaşmış olduğunu tahmin edebiliyordum.

Kapıdan girenin geçen gün ki adam olacağını beklemiyordum.

"Bak, söylemiştim değil mi? İyileşmiş işte."

Ne zaman koltuğa geçtiğini anlamadığım Ayaz'da gözlerimi durdurdum bir süre. Başını eğmiş yüzüme bile bakmıyordu.

"Yine ne bok çeviriyorsun?" bulunduğum koltuktan kalktım. Ayaz'ı arkama alarak önünde durdum.

"İyi niyetim nasıl suistimal ediliyor görüyor musun Ayazcığım?" anında yakasını kavrayınca ellerini havaya kaldırmış sırıtıyordu. "Bir kere daha sormayacağım."

"Sevdiceğin anlatsa daha iyi olur çünkü ben ne söylersem söyleyeyim inanmayacaksın." yakasındaki ellerimi daha da sıkılaştırdığımda Ayaz'ın sesiyle duraksadım.

"Deniz, seni iyileşmen için buraya getirip doktor çağıran Uğur'du." gözlerim anında onu bulurken ikisinin üzerinde gidip gelirken Ayaz'da durdum. "Uğur derken?"

Kafasını sallayarak gözlerini kaçırdı.

"Bir ihtimal Uğur karşımdaki malın ismi olabilir mi?" Ayaz söylediğimle kaşlarını çatarken benim de kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.

"Söylediklerine dikkat et o senin hayatını kurtardı." öfkem daha da büyürken inanamayarak Ayaz'a baktım. "Ciddi misin sen? Daha bu şerefsizi tanımıyorsun bile."

"Senden daha iyi tanıdığım kesin. İsmini bile benden öğreniyorsun." Gözlerimi bir süre kapatarak sakinleşmeye çalıştım. Ayaz bilmiyordu sonuçta, bilemezdi de. Ama daha yeni tanıştığı birisi hakkında bu düşüncelere sahip olması da tuhaftı ve sinirlerimi bozuyordu.

Uğur elime iki kere yavaşça vurduğunda elimi yakasından çekmemi istediğini anladım. Yakasından elimi çektiğimde bileğinden tutup gözüme kestirdiğim bir odaya sürükledim.

Hiçbir direniş göstermemesine karşın Ayaz peşimizden gelmişti. Yüzüne kapatıp şansıma üzerinde bulunan kilidi çevirdiğimde içeri girememiş, dışarıda kalmıştı.

"Aç şu kapıyı lütfen." kapının arkasından Ayaz açmam için sayısız cümle söylemiş, ısrar etmişti. "Sen karışma."

Söylediğimi takmayarak kapının arkasından söylenmeye devam etse de karşımdaki adamı öldürme isteğinden daha baskın olamazdı.

"Söylesene Ayaz'ı nasıl manipule ettin de böylesine ısrar ediyor?" üzerine doğru yürüdüğümde haraket etmemiş burun buruna gelmiştik.

"Ama sen de hemen beni suçluyorsun olmaz ki böyle. Manipule etmedim, bir kaç gerçeği değiştirerek anlattım sadece."

"Seni öldürürüm." çenem her gevşek hareketiyle daha da kasılırken, onu boğazlama isteğimi körüklüyordu.

"Bunu önce ki sefer de test etmiştik hatırlamıyor musun? Yine bıçak mı yoksa silah mı daha hızlı diye yarışma mı yapacağız?"

"İnan benimle yarışmak istemezsin."

"Aynı şey senin için de geçerli ama ortağız sonuçta. Eğer bizzat o istekte bulunmasaydı Ayaz parçalarını topluyor olurdu."

Boğazını sıkıca kavrayarak duvarla arama aldım. "Beni başkalarıyla karıştırıyorsun ve bunu yapmaya devam edersen seni pişman edeceğim."

"Bazı gerçekleri değiştirmiş olduğum doğru ama seni kurtardığım yalan değil."

Boğazında ki elime tırnaklarını batırarak tutuşumu gevşetmeye çalışsa da milim oynamadı.

"Şöyle yapacağız, bana bir açıklama yapacaksın ve sonrasında hakkı rahmetine kavuşacaksın. Nasıl fikir ama, benim çok hoşuma gitti. "

Sırıtarak ellerini serbest bıraktı. "İlk olarak sunmuş olduğun teklif kabul edildi."

Kaşlarım havalandığında devam etmesi için kafamı salladım."İkinci olarak bunun karşılığında gözümüzün önünde, bu evde yaşayacaksınız."

Boğazına sarmış olduğum elimi sıktığımda nefes alış verişleri kesikleşti.
"Bu şartı kabul edeceğimi kim söyledi?"

"Beni bıçağımı kullanmaya zorlamadan şu ellerini boğazımdan çek. Kollarına değer veriyorsan tabi."

Cebinden çıkardığı bıçağı yüzüme doğru tutarken bir ona bir de tutmuş olduğu bıçağa baktım.

Üzerimde ne bir silah ne başka bir şey varken onunla bu durumda dövüşemezdim. Ellerimi boğazından çekerek geri adım attım.

"Bunu asla kabul etmeyip reddedeceğini söylemişti. Bu yüzden sana şunu iletmemi istedi."

"Ne?" kaşlarım çatılırken benim aksime gülümsemesi büyümüştü. Şu durumdan zevk aldığına adım gibi emindim.

" 'Eğer reddedip karşı çıkarsan sevdiğin herkesi gözlerinin önünde öldüreceğim.' harfi harfine böyle söyledi."

Elim kolumun bağlandığını ve hareket edemediğini hissediyordum. Eğer böyle bir yerde değil de evimde olsaydık Uğur'u öldürmenin bir yolunu bulur Ayaz'la kaçardım.

Ama şu an nerede olduğumu geç neyin içine düştüğümü bile anlayamıyordum.
O günden bu güne kadar sayısız can almıştım. Tanımadığım bir insanın tehditleriyle masum insanları bile öldürmüştüm.

Bu durumda kabullenip boyun eğmem gerekiyordu. Maalesef bu benim karakterime uymuyordu. Bir şeyler yapıp o kişinin kimliğini açığa çıkarmak zorundaydım.

Onu öldürdüğüm de her şey biterdi.

Elinde ki bıçağın üzerini parmağıyla silerken gözü üzerimdeydi.

"Ne diyorsun, Ayaz buradan ölü mü yoksa canlı mı çıkacak?

Bölüm Sonu.

Bağımlı Aşk (bxb) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin