"Jeongguk, o düğme bir sonraki şarkıya geçmen için var biliyorsun değil mi?"Sinirle çıkışarak kurduğum cümle ile Jeongguk dikkatli bir şekilde arabadaki radyodan bakışlarını çekerek 'yani?' adlı ukala bakışlarını bana çevirmişti.
"Hayır sanki bir bombanın düğmesine basıyor gibisinde?" Alaylı sesime nazaran Jeongguk anlamsızca bana bakan bakışlarını ve duruşunu düzelterek bez çantasından çıkardığı dezenfektan ve mendiliyle işaret parmağının ucunu temizlerken -ki sadece düğmeyi bastığı parmağıydı bu- etrafını sanki leş bir çöplükteymiş gibi süzmüştü.
Evet benim her haftasonu dikkatli bir şekilde bakım ve temizliğini aksatmadığım arabama...
"Eski bir araba. Ne olacağı belli olmaz" Ukalıklarla dolu cümlesini bitirirken yüzünde yalandan bir gülümseme armağan etmemeyi unutmayarak arabamı küçümsemişti.
Arabam olsun diye ailemin krediye girdiğini bilmeyerek.
Burnumdan tıslayarak bir gülüş bıraktığımda Jeongguk, tekrardan anlamsız bir şekilde bana bakmaya devam etmişti.
"Arabam eski değil!" sitemle kurduğum kelimelerle Jeongguk iğrelti bir şekilde oturduğu koltuğa ve tekrardan etrafı süzmeye başlamışken 'Bakın ben zenginim!' adlı bilmişliğini konuşturacağını çok geç olmadan bilerek derin bir nefes almıştım.
"Koltuklar çok rahat değil ayrıca klimanın bozuk olduğunu düşünüyorum ve en önemlisi tavan camı bile yok!" sitemle kurduğu cümlelerle sağ elimi direksiyondan çekerek alnıma getirip sakin olmak adına ovuşturmuştum.
'Siktiğimin züppesi'
Evet kesinlikle düşündüğüm şey buydu. İki yıl önce sınıfta ilk yanında korumalarıyla gördüğümde de bunu söylemiştim ve şimdi ne tesadüf hala aynı şeyi düşünüyordum.
"Arabanın içinde yaşamayı düşünmüyorum. Her arabanın özelliği farklı olabilir fakat şunu unutma görevleri aynı! Gitmek istediğin yere götürmek..."
Jeongguk sanki ben duvara konuşuyormuşum gibi radyoda çalan şarkıya yavaş fakat ritmik bir şekilde kafasıyla ayak uydururken benim tek düşündüğüm arabayı sağa çekip onu boğmak falandı.
Yani kesinlikle insanlık adına güzel bir amaç...
Ağzının içinde fakirlik gururu adında birkaç şey mırıldanırken elindeki son model telefonunun kamerasını açarak kendisine bakmaya başlamıştı. Güzel olduğunuyla alakalı bir şeyler daha mırıldanmış ve fotoğraf çekinip hatta video çekip beni de kadraja sokarak sanki çok mutluymuş gibi ikiyüzlü hallerine bürünmüştü.
"Narsist" Çekinmeden ortaya sunduğum cümle ile dudaklarına sürdüğü lip balmını kameradan duruşuna bakarken sanki duymamış gibi tepkisiyle bana yandan "hm? anlamadım" demişti.
Gözlerimi devirerek önüme dönerken Jeongguk munzur bir şekilde telefonunun ekranı kapatıp kucağına koymuş üstündeki kıyafetlere kabaca göz gezdirip sol elini siyah ve dalgalı saçlarıma atarak karıştırmaya başlamıştı.
"Bugüne özel giyindim...Nasıl olmuşum sevgilim?" Dudağını yavaşça yalarken bakışlarım üstünkörü üzerinde dolaşmış ve 'her zamanki gibi' diyerek geçiştirmiştim.
Lakin Jeongguk üstüme oynar gibi parmaklarını ensemde usulca gezdirirken başını sol tarafa yaslayarak beni izlemeye devam etmişti. Amacı neydi bilmiyorum ve bir anda oyun içinde kendini rolüne kaptırması garip gelmiş olsa da sesimi çıkarmadım.
"Her zamanki gibi güzelim yani?" Ensemdeki parmakları yavaşça omuzumun üstünden köprücük kemiklerimin üzerinde tüy şeklinde dokunuşlarını gezdirmiş ve iltifat ister gibi bana bakmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
backstabber | taekook
Fanfiction'oğlum sen harbiden arkadan bıçaklayansın' tamamlandı.