12 şubat 2019...jeon jeongguk;
Dışarıda lapa lapa yağan karın altında bir grup insanın oldukça gürültülü ve ciddi bir şekilde canları pahasına savaşırmış gibi oynadıkları kar topu oyunlarına yüzümü buruşturarak olduğum kafe-büfenin penceresinden izlerken resmen ısınmak adına can çekişiyordum.
Bir insan nasıl soğuk havayı sevebilirdi ya?
Hava buz gibiydi ve kesinlikle aklı olan bir insan bile bile üşüyeceğini bilerek dışarıya adım atmayı geç aksine kafasını bile çıkarmazdı ki ben taksiden iner inmez bana oldukça büyük gelen ve içinde kaybolmamı sağlamış şişme montumla -kesinlikle bir kutup ayısına benziyordum- koştur koştur kampüse girmek için resmen kendimce küçük bir maraton oyunu oynamıştım.
Kesinlikle kıştan nefret ediyordum...
Dışarıda kar topu oynayan insanların gürültülü sesleri hala olduğum kapalı alanda duyulmaya devam ederken soğuktan dolayı kızarmış ellerimi zorlukla montumun içinden çıkartıp birbirine sürterek ısınmasını bekliyordum ve eğer üç kişi önümdeki kız ne alacağını karar verirse sıranın bana gelmesiyle sıcak bir çikolata içmenin hayalini düşlüyordum.
Umarım bugün ne alacağını bulabilirdi yoksa cidden sinir krizi geçirecektim ki hemen bir önümdeki kız oflayarak hala ne alacağını karar veremeyen kıza laflarıyla sataşırken içimden de şeytanca sırıtıyordum.
Evet ben sıranın bana gelmesi için önümdeki kişilerin kavga etmesine sevinecek biriydim...
Küçük bir iç çekişle kafamı aşağı eğerek soğuktan kızaran ellerimi ısıtmak adına birbirine sürterek alevlendirmeye devam ederken uzayan saçlarımın önüme her gelişinde de kafamı iki yana sallayarak gözümün önünden de çekilmesini sağlamaya çalışıyordum lakin pek yardımcı olduğu söylenemezdi ve büyük montumun içinde kaybolduğum gibi kalın montum hareket sınırımı dahi kısıtlamışken bu pekte düşündüğüm gibi kolay olmuyordu;
Fakat bir şey olmuştu...
Biri usulca önüme gelen kıvırcık tutamımı kulağımın arkasına nazikçe iliştirivermişti...
Hızlıca kafamı kaldırıp sağ tarafımda benden hallice iri olan bedenin varlığı ile şaşırırken yüzündeki flörtöz ve çokça hayran kaldığım gülüşüyle gözlerini benim affalamış olduğum yüzümdeki ifademe karşılık bana dünyanın en değerli, en güzel, en nadide bir parçaymış gibi o bakışlarını benden esirgememişti.
Kim Taehyung en özeliymişim gibi beni kendine armağan etmişti...
"Üşümüşsün..." Kısık ve oldukça yoğun gelen fısıltılı sesiyle üstümdeki şaşkınlığı atamadan tekrardan bir şok dalgasını bedenime serpiştirmeyi sağlarken Kim Taehyung cidden bana vicdansız bir katil olduğunu göstermişti veya bir hırsız...
Çünkü o böyle yaparak benim canımı kıymıştı ve belki de kalbimi hiç benim nasıl bitap düşeceğimi düşünmeden çalmıştı.
Tam iki ay önce bakışlarıyla beni tavlamayı başarmıştı.Hayır o özel bir şey yapmamıştı sadece o badem gözlerini üzerimde tutarak bir an da gecelerimi bana haram kıldırmış ve uykusuz bıraktığı zamanlarda da onu aklımdan atamamam için resmen hiçbir şey yapmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
backstabber | taekook
Fanfiction'oğlum sen harbiden arkadan bıçaklayansın' tamamlandı.