Önümdeki masaya artık sinirlerime hakim olamadığım için sertçe yumruğumu geçirirken Jeongguk'un sık nefesleri ani hareketim yüzünden teklese bile hala benden kuşku duyması beni öfkelendiriyordu."Videoyu ben yaymadım.Bu kadar kötü olabileceğimi nasıl düşünebilirsin!?"
Ben yapmamıştım.Bütün her şeyim üstüne yemin edebilirim ki o videoyu ben yaymadım veya birine yayınlaması için izin vermedim.Her şey benden bağımsız gelişmişti ve Jeongguk benden nefret edermiş gibi gözlerini üzerimden çekmiyordu.
"Neden o zaman orada sustun? Herkes benim bir aptal olduğumu söylerken sen neden onları durdurmadın Taehyung?"
Kendine hakim olamaz gibi sertçe bana göre ipeklerin süslediği için yumuşacık olan saçlarının dalgalı tutamlarını asılmaya başlarken telaşla öne atılıp bileklerini tutmaya niyetlenmiştim lakin Jeongguk bunu farkederek beni omuzlarımdan geri ittirmişti.
Yanına yaklaştırmıyordu yetmiyor birde bana ders vermek ister gibi kendine zarar veriyordu ve benim elim ayağımı resmen birbirine bağlıyordu.
Cidden şuracıkta çöküp ağlamak istiyordum. Bir saat önce konferans salonunda yaşanılan her şeyin birer kabus olmasını diliyordum ve siktiğimin bu saçma uykusundan uyanmak için tanrıma bütün dualarımla önünde secde ediyordum lakin saniye saniye yaşanılan her şey gözümün önünden film sahnesi gibi geçerken anlamıştım...
Kıyametim çoktan yaklaşmıştı benim...
"Ben sadece o-" Sakinleşmesi için resmen bir bebekle konuşur gibi kendimi dizginlemek adına titizlikle kelimelerime dikkat ederken kafama ufak bir sıyrıkla geçip arkamdaki salonunun herhangi bir yerinde parçalanan bardakla cümlem yarıda kalmıştı.
"Sen sadece ne? Ne Taehyung? Ben cevap vereyim mi senin yerine?" Masanın üzerinde duran tatlı kaşıkları sırayla bana atmaya başlarken yavaşça üzerime gelerek resmen beni köşeye sıkıştırmaya çalışıyordu.
Lakin burada suçlu olan ben değildim!
"Sen sadece o videoyu silmeyerek, Eunwoo'nun yemeğini bile bile benden saklayarak ya da Jeongin ile öpüşerek bana karşı elinde koz biriktirmek istedin!" Çığrınmasıyla elinde biten ve genellikle göğsüme isabet eden kaşıklar yerine bu sefer yumrukları almış ve canımı yakıp morlukların oluşmasını sağlayacak kadar sertlikte bedenime geçirmeye başlamıştı.
Sinir krizinde bir Jeongguk daha...
Kollarından tutarak refleks olarak bedenini hafifçe kendimden uzağa iterken Jeongguk bir iki adım yalpalamalarıyla tam önümde sert nefeslerini vererek o ateşten farksız gözlerini gözlerime dikerek kendi çapında benim infazımı gerçekleştiriyordu fakat ben suçsuzdum cidden.
O video nasıl ellerine geçti bilmiyordum ki videoyu benden çaldıklarını anladığım an engel olur bu saçma sapan Jeongguk'u rezil etmek için kurdukları aptalca planlarının önüne taş koyardım lakin dediğim gibi hiçbir şeyden haberim yoktu.
Bende diğer herkes gibi topluca çekilen sınıf fotoğraflarını izliyordum ki Jimin ve Jeongguk'un bakışmış oldukları fotoğrafları görmemle aşırı derece kanım kaynamıştı resmen sinirden veya benim sığ düşünceli kıskançlığımdan dolayı.
Jimin'i durdurup en başından beri sevgilim ve en yakın arkadaşım dediğim insanların birbirine olan bu özel! ilgisi ile hesap bile soracaktım.
Benim o anlık amacım buydu...
Tamam her defasında intikam alacağımı da söylemiştim fakat benim intikamım bu kadar kalpsizce yapılacak bir planı kapsamıyordu.
"Ben cidden gözünde bu kadar kötü biri miyim? Neden dinlemiyorsun beni!?" Sinirle bağırmam ile Jeongguk artık aşağı indirgememizin imkansız olduğu ses tonumuza artık şaşırmamış hala beni karşısında sanki düşmanı varmış gibi gözlerini bana dikmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
backstabber | taekook
Fanfiction'oğlum sen harbiden arkadan bıçaklayansın' tamamlandı.