1. Bölüm

263 35 33
                                    

Araba yavaşladığında camdan dışarıya baktım. Bu evde mi kalacaktık? Ev harabeydi. Burada yaşanır mıydı?

Kapısı bile eskiydi. Büyük bir kapı bahçeye açılıyor biraz yürüyüş sonrası koca malikaneye giriliyordu.

"Burası mı?" dedi annemde tatmin olmamış bir ses tonuyla. Annemin ve babamın yüz ifadeside evi beğenmediğini gösteriyordu.

"Geçici kalacağız zaten. Çevresi bahçeli evlerke dolu, komşular çok iyi ayrıca yiğit'in akran arkadaşlar bulacağınada eminim. Biraz tamirat ister ama hallederiz." dedi adam omuz silkerek

Evin büyük dış kapısı yavaşça açılırken araba tekrardan hareketlendi.

Arkamızdan gelen koca kamyon eşyaları getirtmek için tutulmuştu. Kapının çnünde durduğumuzda o da bizimle birlikte durdu. İçinden çıkan adamlar arabanın arka kapısına ilerlerken biz evin içine bakmak için kapıya yöneldik.

Kapı açıldığında toz taneleri etrafta uçuştu. Burnuma çarpan küf kokusu ile yüzümü buruşturdum.

"Bahçedeyim ben." dedim gezmek istediğimi belirterek

"Tamam."

Dışarısı içeriden beterdi. Çok tadilat lazımdı bu eve. Çimenler darmadağın, kırık salıncak, kırık bahçe süsleri...

Yerin her tarafı kazılıydı. Hazine avı mı yaptınız anasını satayım?

Hava almak için çıktığım yer içimi daraltıyordu, eve girsem daha iyiydi. Dönüp eve yürümeye karar verdim. Kapının önüne geldiğimde kolilerin yarısının çoktan içeri taşındığını gördüm.

"Senin odan yukarda." dedi annem elindeki koliyi boşaltmaya devam ederek.

Merdivenlerden yukarı çıkarken koli yığılı odayı gördüğümde kaşlarımı çattım. Kolileri odama yığmışlar! Şu taşınma işlerinden nefret ediyorum!

"Anne odaya nasıl giricem?"

"Yerleştirmeye başlarsan yol açılır Birtanem!"

Alt kattan seslenmesine göz devirdim. Bıktım sürekli taşınmaktan. Babamın işi yüzünden sürekli taşınmak zorunda kalıyorduk. Yeni ev, yeni arkadaşlar, yeni hayat...

Arkadaş bulmak benim için zaten zorken sürekli ev değiştirerek yeni ortamlara girmek felaketti.

İçeri zar zor girdiğimde rutubetten kaşınan burnum yüzünden camı açtım. Manzara, yıkık dökük arka bahçemizdi.

Ne mutlu sana yiğit!

Kolileri yerleştirmeye başladım hızlıca. Bavulumdan çıkardığım elbiseleri yeni yerleştirilen dolaba koyarken bir ses duydum.

Sanki biri yardım istiyordu.

Kaşlarımı çatıp kulak kabarttım iyice. Ses yoktu. "Kimse var mı?" dedim cevap bekleyerek. Cevap gelmeyince umursamadım daha fazla. Belkide yanlış duymuştum.

"Yiğit!" annemin bağırışıyla irkildim. Evi titrettin be kadın sakin ol biraz

"Geliyorum anne!" oflalaya oflaya aşağıya inerken annemi hala kolilerle uğraşırken buldum.

"Efendim?"

"Ne efendim?"

"Çağırdın ya."

"yo çağırmadım." dedi omuz silkerek

"Dalgamı geçiyorsun?"

"Yiğit çağırmadım diyorum oğlum aa!"

Sesiyle ev inlemişti ve bana çağırmadım mı diyordu? Babam mıydı desem değildi eminim. Annemdi yemin edebilirdim.

Deli DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin