"Saçmalama Yiğit! Bir bebek işte, atarız gider." dedi annem bilmem kaçıncı itirazımı geri tepmeye çalışarak
"İyi hanımefendi! Öleyim de gör." dedim elimi alnıma yaslayıp tüm dram Queenliğimi göstererek.
"Sen sanırım aşağıdaki kolilere yardım etmek isti-"
"Ben odama yerleşeyim." dedim gülümseyerek. Odaya girdiğim gibi kapattığım kapı ile derin bir nefes aldım.
Arkamda duran çirkin bebekle bakışırken seslice konuştum. "Kolileri yerleştirmek senden daha korkunç."
Bebeğin kafasının bir kenarında olan saç buklelerinden tuttum ve pencereye yöneldim. Camı açtığımda aşağıda duran çöp yığınına doğru sarkıttım.
"Bak kişisel algılama tamam mı? Yani sen olmasan başka bir bebek olsa onada aynı şeyi yapardım. Yanıma gelmezsen bi ara bir bebek daha alır yanına koyarım takılırsınız." elimden bıraktığım bebek hızla aşağıdaki siyah poşetlerin üstüne düştü ve dibe gitti. O gözden kaybolunca odaya tekrar döndüm.
Bomboştu. Beyaz duvar, tek kişilik küçük bir yatak, bir elbise dolabı ve bir şifonyer dışında birşey yoktu koskoca odada.
Yerde duran kahverengi tuhaf görünümlü birşey dikkatimi çekti. Yatağın altında durması beni tedirgin etsede belki önceden burada yaşayan birinin olduğunu düşünüp merakıma yenik düştüm.
Yatağın altına eğilip kolumu uzattım. Elime değen şeyi çekmeye başladım. Ne bu? Defter mi?
"Çok güzel. Hem bebek hem defter. Donunuzuda bırakmamışsınızdır umarım. Onu tutabileceğimi düşünmüyorum."
Günlük müydü acaba? Açmalımıydım? Başkasının birşeyini okumak ayıp olurdu ama belkide günlük değildi.
Altın günlerine gidip tek işi milleti çekiştirmek olan teyzelere döndüm. Fazla merak...
Elimdeki kahverengi kaplı defteri şifonyerin çekmecesine yerleştirdikten sonra kolileri yerleştirmeye başladım.
Allah'ım! Tam bir işgence...
Koli yerleştirmem bittikten sonra aşağı inmeye karar vermiştim ki bir ses duydum.
"Merhaba? Biri mi var?"
Ses kesilmişti.
"Merhabaaaaaaaaa?" a'yı uzatınca cevap vereceklerini düşünmek o an mantıklı gelmişti.
Umarım kimse yoktur. Bu salaklıklarımı görmesini istemem...
Önümdeki yatak öyle iyi duruyordu ki dayanamayıp üstüne uzandım. Araba çok yormuştu.
"Yiğit çık biraz sosyalleş oğlum!burada bir sürü çocuk var!"
"Anne istiyosan tut elimi parka gidelim?!"
"Size iyilik yaramıyo gerçekten!" söylenen kadına kıkırdarken tekrar o sesi duydum.
Sanki biri ağlıyordu. Dışardan mı geliyordu? Üstelik yeni değil, kolileri yerleştirmeye başladıktan 5 dakika sonra bu ağlama sesini duymaya başlamıştım. Koli yerleştirmem 1 saat sürdüğünü düşünürsek sesin susacağı yoktu.
Ara ara kesiliyordu. Özellikte ben dikkat kesilip dinlemeye çalışınca...
"İyi misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Defteri
Horror(Düzenlemede) Ölüme engel olabilir misin? Sanırım hayır. Peki ya ölümü çizebilseydin? Sayfa sayfa ölüm Kalem kalem insan... ******* *Deli Defteri adında ilk kitaptır.* [Korku, gerilim kitabıdır!]