"Odamdayım. "dedim merdivenleri tek tek çıkarak.Biri bana seslendi emindim. Ama kim? Çok yorgundum sanırım. Kendi kendime sesler duyuyorum.
Merdivenin yanındaki duvarlar dikkatimi çok çekmişti. Tırnak iziyle yırtılmış gibi duran kesik kesik duvar kağıtları tuhaf duruyordu.
Odaya vardığımda içerde bir bebek buldum. Ben burada kalmam anasını satayım! Sonum Anabelle olayına dönecek. Gerçi o olay çok farklı. Filminde o kadar yanlış anlatmışlardı ki...
Anabelle porselen bir bebek bile değil anasını satayım! Hiç birşey bilmeden film yapmışlar sanki.
Anabelle'nin gerçek hikayesi aslında;
1970 yılında Donna isimli 28 yaşında bir kadına annesi tarafından pejmürde bir bebek hediye ediliyor. Yani bebek filmdeki gibi nadir bulunan porselen bir bebek değil, aslında.
Donna o sırada New York'ta bir apartman dairesini Angie isimli bir kız arkadaşıyla paylaşıyordu.
Donna ve Angie bebeğin hareket ettiğini birebir hiçbir zaman görmemişlerdi ve buda sıkıntı yaşatmamıştı uzun bir süre.
Fakat bebeği bıraktıkları odada bıraktıkları şekilde bulamıyorlardı. Bir süre sonra etrafta küçük bir çocuğun yazdığı belli olan 'bize yardım et' notları bulmaya başlamışlardı.
Bebeğin üzerinde kan lekelerinin oluşmaya başladığını fark edince medyum çağırmaya karar verdiler.
Medyum Annabelle Higgins isimli bir ruhla iletişime geçtiğini iddia etti. Higgins genç yaşta o apartmanta ölmüştü. Donna ve Angie Annabelle'nin hikayesini duyunca ona karşı merhamet duydular.
Uzun süre sonra evlerine gelen yatılı bir misafir, bebeği sürekli odasında gördüğünü ve rüyasında onu öldürmeye çalıştığını söyledi fakat uyandığında hiç birşey olmuyordu.
Bir gün odasında tekrar aynı rüyayı görüp uyandıktan sonra hiç birşey olmadığını görmüştü fakat diğer bir odadan gelen sesler kulaklarını doldurduğunda oraya yöneldi.
Odaya girdiğinde bebeğin yerde yatttığı gördü. O sırada göğsünde büyük bir acı hissetti. Gömleği kan olmuştu çünkü, göğsünde birden yedi tane yara açılmıştı. Yaralar birkaç gün sonra hiç iz bırakmaksızın iyileşti.
Bu olay üzerine Donna ve Angie bebeği ele geçiren ruhun iyi niyetli olmadığna kanaat getirdiler. Donna, Hegen isimli bir rahiple iletişime geçmeye karar verdi. Hegen hikayeyi duyduktan sonra hemen şeytan çıkarma alanında uzmanlaşan Rahip Cooke'a haber verdi.
Annabelle’nin gerçek hikayesi
Cooke da paranormal konularda uzmanlaşan Ed ve Lorraine Warren'i aradı. Warren'ler iki kadınla da konuştu. Bebeğin şeytani bir varlık tarafından ele geçirildiği ve bebeğe yaklaşan kişinin de bu ruhtan etkilenebileceği sonucuna ulaştılar.Bebek şu anda Warren'lerin Monroe'daki müze olarak kullanılan evlerinde duruyor. Warren'ler bebeği eve götürürken birçok kaza atlattılar. Eve götürür götürmez bebeği kutsal suya sokup dolaba kapattılar.
Ayrıca bebekle temasa geçenlerin başına hiç iyi şeyler gelmediği söyleniyor.
Bebek camekana kilitlendi. Böylece bebek hem ziyaret edenlerin dokunamayacağı fakat görebileceği bir yerde duruyordu. Bebeğin adı o günden itibaren 'Annabelle' olarak kaldı. Annabelle'nin olduğu camekanın önüne 'Uyarı: Kesinlikle açmayın' yazıyor.
Yazar notu: Bu bebeği gerçek hayatta görebilirsiniz fakat belirli bir alandan sonra yaklaşmanız yasaktır.
Bunu Filminde evirip çevirip tuhaf bir hal aldırmışlardı.
Neyse ne! Kalmam ben bu odada!
"Anne!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Defteri
Horror(Düzenlemede) Ölüme engel olabilir misin? Sanırım hayır. Peki ya ölümü çizebilseydin? Sayfa sayfa ölüm Kalem kalem insan... ******* *Deli Defteri adında ilk kitaptır.* [Korku, gerilim kitabıdır!]