Yıllar öncesi
Jully önceki gecenin vermiş olduğu tiksinti ve intihar isteği ile lavaboya doğru yürümeye başladı. Bu olaylar başlayalı kısa bir zaman olmuştu fakat şimdiden aklında intihar etme düşüncesi yer edinmişti.
Uzun bir duşun ardından kıyafetlerini giyindi ve kimseye görünmeden okul için evden ayrıldı. Ailesi ile ne kadar az karşılaşır ise o kadar iyiydi. Aslında ailesi de onunla aynı düşüncedeydi. Özellikle de annesi. Fazlasıyla suçluluk yaşadığı için kızını görmeye bile cesareti yoktu.
Jully her zamanki gibi yere bakarak yürüyordu. Dün geceki anılar yavaş yavaş zihnine dolmaya başladığında hızlıca kafasını salladı ve kendine gelmeye çalıştı. Her günü böyle geçiyordu. Gece yaşadıklarını unutmaya çalışmakla.
Hızlıca okula girdi ve sırasına oturdu. Sınıfta iyi anlaştığı biri yoktu. Ara sıra işi düştüğünde konuşmayı tercih ederdi. Onun dışında kendi halinde takılırdı. Sınıfa giren hocayla birlikte düşüncelerinden sıyrıldı ve derse odaklanmaya çalıştı. Dersin sonunda hoca Jully'nin yanına geldi.
"Jully, tenefüste yanıma gelebilir misin? Öğretmenler odasına."
Jully hızlıca onayladıktan sonra hoca masasına döndü. Zil çaldığında öğretmenler odasının önünde beklemeye başladı. Odanın önünde ondan başka biri daha vardı. Orta boylu, yeşil gözlü, düz kahverengi saçlı, yakışıklı biriydi ama bunlar Jully'nin umursadığı şeyler değildi. Son zamanlarda erkeklerden uzak durması için birçok nedeni vardı.
Çocuk kafasını ona çevirdi ve düz bir ifadeyle yüzüne bakmaya başladı. Ne o gözlerini kaçırıyordu ne de Jully. En sonunda konuşmaya karar vermiş olacak ki vücudunu hafifçe Jully'e döndürdü.
Jully's pov
"Bakmaya devam edecek misin?"
Böyle bir şey beklemediğim için 2-3 saniye yüzüne baktım ve en sonunda daha rahat konuşmak için bende ona doğru döndüm.
"Bende senin için aynı şeyi söyleyecektim." dedim.
Sesimde kontrol edemediğim bir tiksinti vardı. Bunun için uğraşmıyordum, kendiliğinden gerçekleşiyordu.
Böyle bir tepki vermemden zevk aldığı yüzünden okunuyordu. Alaycı bir gülüşle hafifçe üzerime eğildi.
Bu hareketi beni fazlasıyla tedirgin ettiği için hızlıca geriye doğru bir kaç adım attım. Yüzümdeki korkuyu anlamış olacak ki soru sorar gibi yüzüme bakıyordu. Cevap vermek yerine önüme döndüm. Şanslı olmalıydım ki o da başka bir şey demedi. Bir kaç dakika sonra hoca yanımıza geldi. Öncelikle bana baktı.
"Jully, gördüğüm kadarıyla bu aralar fazla dalgınsın. Bir sorun mu var?"
Dalgın olduğumu fark etmesi bile beni korkutmaya yetmişti. Sakin olmaya çalışarak cevap verdim.
"Sorun yok hocam. Sadece sınavlar için endişeliyim."
Hoca cevabımdan pek memnun olmamış olacak ki konuyu kapatmak yerine konuşmaya devam etti.
"Herhangi bir sorun varsa ailen ile konuşabilirim. Ya da istersen bana anlatabilirsin."
Konunun bir an önce kapanması için hızlıca konuşmaya başladım. Artık fazlasıyla gerilmiştim ve daha ne kadar belli edemeyeceğimi bilmiyordum.
"Bir sorun yok hocam. Dediğim gibi, sınavlar."
Hoca daha fazla üstelemeden yanımdaki çocuğa döndü. Beni ilgilendirmediği için sınıfa doğru gitmeye başladım. Tam içeri gidecekken biri adımı seslendi ve arkamı döndüm.
"Hey, Jully! Biraz bekle."
Hocanın yanındaki kişi olduğunu fark ettiğimde soru sorarcasına tek kaşımı kaldırdım.
"Ne oldu?"
"Hoca gelmeden önce, yanlış bir şey yaptıysam kusura bakma. Biraz korkmuş gibiydin."
Derince nefes alıp karşımdaki kişiyi inceledim. İlk defa biri beni önemsiyordu. Bu beni istemsizce mutlu etmişti. Hafif tebessüm ederek karşılık verdim.
"Önemli bir şey değil, merak etme. Refleks olarak geri çekildim."
Gülümsemem onu rahatlatmış olacak ki tuttuğu nefesini verip elini uzattı.
"Ben Aidan ve sende Jully. Tanıştığıma memnun oldum."
Çok kısa tereddüt etsem de elini sıktım ve aynı şekilde karşılık verdim.
Jully's pov end
O günden sonra Aidan Jully'i her gördüğü yerde selam vermeye başladı. Jully ilk başlarda bu hareketlerini garipsese de gittikçe alışmaya başladı. Artık Aidan ile konuşmak onun için normal bir hal almıştı. Hatta bazı zamanlar onunla özellikle konuşmak istiyordu. Onun yanındayken sorunlarını unutuyordu. Aidan bunu bilmese de Jully'i kötü anılarından uzaklaştırıyordu.
1 ay sonra (Jully's pov)
Okuldan çıkıp aceleci olmayan adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Ne kadar geç gidersem o kadar iyi oluyordu. Çantamdan kulaklığımı çıkarıp taktım ve sevdiğim şarkılardan birini açtım.
Lana del rey - Salvatore
Düşüncelerden uzaklaşmak için sık sık şarkı dinleyip başka bir evrende yaşıyormuş gibi hayal ederdim. Mutlu olduğum bir evrende.
Yolu yarılamışken arkamdan birinin bağırdığını duydum. Kulaklığı çıkarıp arkamı döndüğümde Aidan'ın bana doğru koştuğunu gördüm.
Yanıma geldiğinde nefes nefeseydi. Kızarmış yüzü ile o kadar tatlı duruyordu ki gülmeden edemedim.
"Hey neye gülüyorsun?"
Kolunu boynuma atıp hafifçe sıktı. Daha fazla kendimi tutamayıp kahkaha attım.
"Bu suratınla seni ciddiye alamıyorum."
Elini boynumdan çekip önden yürümeye başladı. Ne olduğunu anlamayarak bende peşinden gittim.
"Şuan sana aşırı sinirliyim. Hemen gönlümü almalısın."
"Hmm, bir düşüneyim. Ne yapabilirim acaba sizin gibi bir yakışıklı için?"
Aidan elini çenesine koydu ve düşünüyormuş gibi uzaklara baktı.
"Mesela... Benimle kahve içmeye gelebilirsin."
Bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. Bir süredir konuşuyorduk ama hiç okul dışında bir şey yapmayı teklif etmemişti. Hiç düşünmeden kabul ettim.
"Böyle bir teklifi asla reddetmem."
Yüzündeki gülümseme daha da genişledi ve herhangi bir kafeye doğru sohbet ederek ilerledik.
~
O benim mucizemdi. En karanlık zamanlarımda yolumu aydınlatan kişiydi. Konuştuğum ve konuşmak istediğim tek kişiydi. Bu kısa hayatımda kimseyi bu kadar sevmemiştim. Çok güzel anılar biriktirmiştik.
Bu güzel günler böyle devam etmişti. Artık sürekli birlikteydik. Her şeye birlikte gülüyor, birlikte ağlıyorduk. Tabi her güzel şeyin bir sonu vardı. Bizimkisi erken bir son olmuştu ama bu tamamen bittiği anlamına gelmiyordu.
Umarım beğenirsiniz. Sınavlar da bittiği için rahat rahat yazabileceğim. Sonraki bölümü bu hafta içinde kesin atacağım.
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Mektuplar ~ Aidan Gallagher
Fanfiction"Özür dilerim sevgilim. Beni bir daha sevemeyeceğinden korktum." Aidan, göz yaşları akarken mektubu kapattı ve son kez konuştu: "Seni seviyorum Jully."