Parmağının tetiğe yaklaştığını gördüm. Aynı şekilde benim parmağımda tetiğe yaklaştı.
Hızlı olanın kazandığı bir kumar.
----------------------------------------------------------
Ondan hızlı davranarak tetiğe bastım ve her ihtimale karşı yanımdaki koltuğun arkasına geçtim. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken annemin çığlıkları kulağımı doldurdu, ardından üç el silah sesi.
Ne olduğunu anlayamadan annem yere yığıldı. Kafasından kanlar akıyordu. O an bağırmak, isyan etmek istedim. Bir aile nasıl bu duruma gelirdi? Ben babamı öldürmeye çalışıyorum, babam beni ama beklenmedik bir şekilde hesapta olmayan biri ölüyor. Annem. Kimin oyunuydu bu? Hepsi bu kirli dünyanın suçu muydu yoksa insanların kirli zihinlerinin mi? Cevap oldukça açık gibi.
Gözlerimin önündeki cesede daha fazla bakmaya katlanamayıp ayağa kalktım. Babam olacak adam yerde ayak bileğindeki yara ile uğraşıyordu. Anlaşılan iyi bir atış yapmışım. Beni fark edince silahına ulaşmaya çalıştı ama o uzanamadan ayağımla silahı kendime çektim. Kaçışı olmadığını anlamış olacak ki yüzündeki mide bulandırıcı ifadeyle bana baktı.
"Hadi, durma! Vursana beni, öldür! Babanın katili ol hadi!"
Sinirle sahte bir kahkaha attım. Anlaşılan her şeyin bu kadar basit olacağını, tek kurşunla kurtulacağını sanıyordu.
"Senin için başka planlarım var, baba."
Yüzümdeki sırıtışla ona doğru bir iki adım attım ve eğildim. Fısıltıyla konuştum, sır veriyormuş gibi.
"Fazlasıyla zevk alacağın planlar."
Aniden geri çekildim. Bu hareketlerimden korkmuş gibiydi. Eminim delirdiğimi düşünüyordur.
"Ama önce, her şeyi tek tek anlatıyorsun."
Her kelimenin üstüne basa basa sert bir sesle konuştum.
"Anlatacak bir şeyim yok. İstersen öldür. Ağzımdan tek kelime alamazsın."
Sinirle silahı erkekliğine doğrulttum. O bana korkuyla bakarken tetiğe basacağım sırada aklıma çok daha iyi bir fikir geldi ve hemen polisi aradım. Olayları kısaca özet geçtim. Adresi verdikten sonra telefonu kapattım.
Yüzündeki iğrenç sırıtışla bana bakıyordu.
"Yaptığının benim için ödül olduğundan haberin bile yok."
Olacaklardan habersiz kurduğu cümle oldukça komikti ama yüzümde tek bir mimik oynamadı. Tek bir söz bile söylemedim. Sürpriz olması onun için çok daha iyi olur.
Kendimi koltuğa attım ve silahımı ona doğrulttum. Herhangi bir hareketinde ateş etmeye hazırdım ve farkında olduğu için bir şey yapacak cesareti yoktu.
"Söylesene baba, sürprizlerden hoşlanır mısın?"
Kaşlarını çattı. Böyle bir soru beklemediği açıktı. Bir süre düşündü. Eminim o küçük beyniyle bunu neden sorduğumu anlamaya çalışıyordur.
"Hayır, her şeyi önceden bilmeyi tercih ederim."
Söyledikleriyle daha da keyiflendim. başına gelecekleri önceden tahmin etmesinin imkanı yoktu ve her şeyi anladığında yüzünde oluşacak ifade...
"Desene daha da güzel olacak."
Kendi kendime söylemiş olsamda etrafta ses olmadığı için net bir şekilde duydu. Hiçbir şey demedi. Anlamlandırmaya çalıştı. Ne yapacağımı anlamaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Mektuplar ~ Aidan Gallagher
Fanfiction"Özür dilerim sevgilim. Beni bir daha sevemeyeceğinden korktum." Aidan, göz yaşları akarken mektubu kapattı ve son kez konuştu: "Seni seviyorum Jully."