Bölüm: Natsuo ve sevgilisinin ilişkilerinin ilk günlerinden bir gün.
Kelime sayısı: 3440
Karakterler: Natsuo Todoroki ve motoru
Uyarı: Yok, durgun bir bölüm
Önündeki kağıtları bıkkınlıkla bıraktın. Beynin daha fazlasını kaldıramıyordu artık. Okuduğun her bir kelime zihninde büyüyor, özellikle latince kelimeleri hatırlayıp anlamlarıyla birlikte tekrar etmen daha da zorlaşıyordu. Tıp okumak için deli gibi çalışmıştın öğrenim hayatında. Sonunda hedefine ulaştığından dolayı derin bir nefes alıp rahatlayabileceğini düsünmüştün ama işler daha da zorlaşmıştı senin için.
Telefonuna ulaşıp saati kontrol ettiğinde çoktan akşam olduğunu fark etmiş, günü bitirmenin boşluğuyla nefesini vermiştin. Kitaplara öyle gömülmüştün ki bir şeyler yemeyi akıl edememiştin. Karnın kükremeye başlamadan önce bir şeyler yesen iyi olacaktı.
Üniversitenin halâ dolu olan kütüphanesine şöyle bir göz gezdirip kitaplarını çantana yerleştirmeye başladın. Acaba direkt eve mi gitseydin? Yoksa yolda bir yere uğrayıp lezzetli bir şeyler mi yeseydin? Yemek yapacak halin kalmamıştı... Fakat bu rahatça para harcayabileceğin anlamına da gelmiyordu. Yeni bir iş bulana kadar elindekileri idareli kullanmalıydın.
Kütüphane görevlisine başınla yumuşak bir selam verip oradan ayrıldın. Merdivenlerden bir kat aşağı inip kendini kütüphanenin dışına attığında çoktan siyaha bürünmüş gökyüzü karşılamıştı seni. Başını kaldırıp tek tük görünen yıldızlara bakarken geleceğini düşündün. Yeni bir iş bulmak kolay olacak mıydı acaba..?
Natsuo, biraz ileride motoruna yaslanmış, seni izliyordu. Yüzünde oluşan ufak tebessümün farkında bile değildi... Sadece beklediğine değdiğini düşünüyordu. Senin kütüphanede olduğunu öğrendiğinde yine her zamanki gibi gün batmadan çıkmayacağını düşünerek işlerini halletmiş ve güneş ufuktan kaybolduktan çok kısa bir süre sonra motoruna atlayıp buraya gelmişti.
Başını indirip tekrar yürümeye başladığında gözün beyaz dikenli saçlı adama takıldı. Gülümseyerek el salladığında sana karşılık verdi. Burada ne aradığını bilmediğinden merakla yanına adımladın.
"Burada ne yapıyorsun? Eve gittiğini sanıyordum."
Tam önünde durunca sormuştun. Gözlerindeki sevecen parıltılar içini ısıtmış, midenin boşluğunu unutmuştun bile.
Gülümsemesi yüzünü aydınlatırken bir adımla sana biraz daha yaklaştı. Sağ eli usulca yukarı çıktı ve dağılmış saçlarını parmaklarıyla tarayarak düzeltmeye başladı. Bunun seni rahatsız edip etmeyeceği konusunda tereddütleri vardı. Buna rağmen içindeki heyecanı bastıramamış, çok sevdiği saçlarını okşarken bulmuştu kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bnha & Reader
Fiksi PenggemarBnha karakterleriyle başrolü paylaştığınız kısa hikayeler. (๑Genel olarak değerinin fark edilmesini istediğim, kendileri hakkında fazla hikaye bulunmayan karakterleri yazıyorum. Çeviri yapmıyorum.๑) Umuyorum ki bölümlerden birinde size hitâp eden bi...