3. "𝑲üçü𝒌 𝒀𝒂𝒍𝒂𝒏𝒄ı..." 🍷

90 8 23
                                    

"Yaşananlar ve yaşadıklarını kaybeden aciz insanlar, yaşlanıp biten hikayelerden kalan anılarla yaşar... "- Eylul M. Simsek.

-----

Şoktaydı.

Yıllardır beni öldü zannediyordu ve bunun vicdan azabıyla yaşıyordu. Son kavgamızdan sonra daha da onu görmemiştim.

"Yanımda konuşabilirs-"

"Çok dışarı." Nettim.

Yanında bilerek sevgilim demiştim, halbuki artık sevgili değildik.

Vanya sinirle soludu ve istemeyerek Five'ın elini bırakıp ayağı kalktı. Bakışları önce beni buldu, ardından Five'ı. Odadan çıktıktan sonra gücümle kapıyı sertçe kapattım.

"Olivia.." Ismim dudaklarına mühürlensin istedim. Ağzından başka hiç kimsenin ismi çıkmasın istedim ama kendimi tutmalıydım, dudaklarına mühürlenmek için daha erkendi. "Sen... Gerçek misin?" Gözleri doluydu və sesi titriyordu.

Bana bir rüyaymışım gibi bakıyordu.

"Benim, gerçeğim ve buradayım." Kalbim deli gibi hızlı atıyordu ve çok terlemiştim ama sesim buz gibiydi.

Gözünden akan yaş beni bitirdi. O an sımsıkı sarılıp ağlamak istedim. Yine de ablayla gülmekle yetindi. "Yokluğum boş geçmemiş..." dedim sesime yansıttığı alay ve hayal kırıklığıyla.

Gözüm, az önce Vanya'nın tuttuğu elindeydi. Gözleri boynumdaki kolyeye kaydığında bir yaş daha altı gözünden. "Çok özledim Lavinia..." Yeşilleri öyle yorgun bakıyordu ki, benim mavilerim ona tutunuyor gibiydi.

Ölümü hissetmem normal miydi? Ölü gibi hissediyordum ve yıkılmış gibi. Boşluktayım. Durması için yalvarabilirdim resmen. "Sus," dedim yalvarır gibi.

Susmadı.

"Çok özledim sevgi-"

"Sus! Sus, duymak istemiyorum! Ne Lavinia duymak istiyorum ne de güzel herhangi bir sözü! Sus!" Hesaplaşma zamanıydı. Bunca zaman benim için neler yaptı, bensiz neler yaptı, bunları bilmek istiyordum. Ve yanına geldiğimde, kız kardeşimin elini tutuyordu. Bu muydu? Bu muyduk?

"Yıllar sonra seni görüyorum, bileklerini kesmişsin, korkudan ölüyorum ve odana bir geliyorum sana aşık olan kadın odanda elini tutuyor, ben değil o! Ben senin özleminden aşağıda kaç kere öldüm haberin var mı? Kaç kere senin aldığın cezayı üstlendim?"

O da aynı şekilde bağırmaya başladı. "Peki ben kaç kere senin özleminden öldüm haberin var mı? Öldüğünü söylediklerinde ben de öldüm." dedi sesi titrerken. Sesini yükseltmek istiyordu, bağırıp çağırmak istiyordu, yıkıp dökmek istiyordu ancak onu tutan bir şey vardı içinde. O günleri hatırlamak bile istemiyordum.

"Çok kötüydü, çok fazla! Yıkıldım resmen, ruhum da seninle beraber ölmüş gibiydi. Kokunun sindiği her şeye sarıldım, dolabında uyudum biliyor musun? Kolyene sarılıp ağladığım her gece bir kez daha özledim seni. Her özleyişimde bir kez daha ölmek istedim! Bu siktiğimin bileklerini kaç kez kestim haberin var mı? Sevgilimi kaybedip, ardından birde kıyamette sıkışıp kaldım anlıyor musun? Bilmem kaç yıl yalnızdım ve beni motive eden tek şey kolyen ve sendin."

Deli gibi ağlıyordu. Ben de deli gibi ağlıyordum.

"Cesedine sarılıp ağladım Olivia," hıçkırdı. Ben donakaldım ve gözlerim kocaman açıldı. "Cesedine sarıldım ve bazen o sarıldığım cesetle uyudum. Kokun rahatlatıyordu beni... Sonra yavaş yavaş anladım, cesediniz çürüyordu. Kıyafetlerini aldım, onları aldım ve hala bende."

Ben de hıçkırdığımda o susmadı. "Döndüğümde yoktun. Babam cezalar verdi ve bir ton konuştu. Sürekli kimsesiz olduğumu söyledi. Her bir kelimesinde bir daha öldüm. Və ölmeyi denedim. Ölmek istedim. Ölmeyi b-"

Dudaklarına yapıştım.

Kendime hakim olmam gereken yerde dudaklarına yapışmıştım ve bunu ben bile beklemiyordum.

Yanaklarıma değen ıslaklılığın gözyaşları olduğunu anladığımda ellerimi yanaklarına koydum ve yanaklarını sildim. Yatağında oturuyor ve ben yanında oturuyordum, belimi sıkıca kavrarken özlemle öpüyordu.

O kadar özlemiştim ki kendime hakim olamıyordum. Kavgayı başka zamana erteleyebilirdim. Hatta öyle yapacaktım.

Dudakları alt dudağıma yöneldiğinde ben de üst dudağına dişlerimi geçirdim. Boğukça inledi ve beni biraz daha kendine çekti. Öpüşü sertti ve özlem barındırıyordu.

Saçlarına elimi daldırdığımda beni üstüne çekti. Bileklerindeki sargıyı umursamadan devam etti. Üstüne çıktığımda elleri sırtımı okşuyordu. Ben ise sıkıca kavradığım saçlarını çəkməklə meşguldum.

Kendini bana sertçe yasladığında hafif bir inilti çıktı ağzımdan.

En sonunda benden ayrıldığında sadece dudaklarımı ayrıldı. Alnı alnımdaydı. "Beni sevmeni özledim," dediğinde tekrar öptü. Kısa bir öpüştü ama anlamı büyüktü. "Beni özlemeni özledim," tekrar öptü. "Beni dinlemeni özledim," daha uzun öptü. "Beni öpmeni özledim," tekrar öptü.

"Seni özledim." Tekrar öptüğünde kendimi kaptırmış gibiydim. Karnımda alevler yanıyordu ve özlemle yanıp tutuşuyordum. Beni yakan birine aşıktım ve vazgeçemiyordum, bu kadar kolay olamazdı.

Geri çekildiğimde yanına uzandım. Sıkıca sarılıp kokumu içine çektiğinde kafasını boynuma gömdü. Nefesi boynumu gıdıklarına omzundan başlayarak yavaş öpücüklerşe boynuma doğru indi. "Kokunu özledim," dediğinde kolları belimi sardı.

"Uyu hadi, dinlenmen lazım."

"Uyutsana," diye mırıldadnıdğında ben de ona sarıldım. Çok özlemiştim, çok fazla. Gördüğüm her ne olursa olsun, özlemimin önüne geçemezdi.

Ellerim saçlarında geziniyordu.

Bir süre sonra uyuduğunda ben de onu izlemeye başladım. Ardından uykuma yenik düşüp uyuya kaldım.

-----

Kısa ve müthiş bir bölüm olduğunu düşünüyorum ŞSÖXÇSÖZİÇAİZ

Aga iyi bölümleri başa koyuyorum da... Sonda fena sıçış var haberiniz olsun demedi demeyin.

Sulu sulu öptüm.

🍷🖤

𝘼𝙨𝙝𝙠𝙚𝙣𝙖𝙯𝙞 𝙤𝙛 𝙇𝙤𝙫𝙚|| 𝙁𝙞𝙫𝙚 𝙃𝙖𝙧𝙜𝙧𝙚𝙚𝙫𝙚𝙨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin