4. Bölüm

32 7 11
                                    

Bi cumartesi öğleden sonrası, Jungkook ve Tae ile spordan eve dönüyorduk. Biraz yorgunduk ama keyifli geçmişti. Bi süredir Jungkook ile spora başlamıştım. Hem aktivite oluyor hem de sağlığıma dikkat ediyordum. Bunu Jungkook istemişti çünkü son zamanlarda sürekli evde telefonla zaman harcıyordum. Kendisiyle spora gitmemin faydası olacağını söyledi ben de kabul ettim. Çok da eğlenceli geçiyordu. Bugün Tae de bizimle gelmişti. Beraber eve dönerken keyfimiz gayet yerindeydi. Şakalaşmalar, gülüşmeler eşliğinde eve vardık. Jin bizi kapıda karşıladığında içeriden sesler duydum.

"Misafirimiz mi var Jin?"

"Evet"

Salona ilerledim ve kim olduğuna baktım. Suga'nın karşısında baya alımlı güzel bi kız vardı. J hope, Namjoon ve Jimin de yanlarındaydı. Koyu bi sohbet dönüyordu. Öyle ki geldiğimizi fark etmediler bile. Gelen bu kızın kim olduğunu son derece merak etmiştim.
Ancak önce odama çıkıp üzerimi değişmem gerekiyordu. Tae ile merdivenden çıkarken ona sordum.

"Bu gelen kız kim Tae. Tanımıyorum da."

"O Suga hyungun yakın arkadaşı. Bi ara baya beraber çalıştılar. Uzun zamandır başka bir şehirdeydi. Geri dönünce Suga'yı ziyaret etmek istemiş. Geçen hafta haber vermişti geleceğini ama Suga'ya söylemeyin dedi bize. Hyung da çok sevinmiş."

"Hmm anladım. İyi, güzel."

Suga'yı bu kadar mutlu eden kızı daha da merak etmiştim. Aynı zamanda kıskandım da. Ama umrumda değilmiş gibi davrandım. Çünkü kıskanmak için bir sebebim yoktu. Odamdayken yanlarına gidip gitmemekte kararsızdım. Gidip tanışmalı mıydım? Yoksa odamda gitmesini mi beklemeliydim? Kaba olmamak için aşağı indim ve yanlarına oturdum. Suga hala pür dikkat ona bakıyordu. Gerçekten mutluydu onu gördüğü için.

"Uzun bi süreden sonra bir araya gelmek çok güzel oldu Jiwoo. Sohbetini özlemişim."

Sohbetini mi özlemiş?

"Ben de çok özledim sizi gerçekten. Özellikle Suga seni. Eski günler aklıma geliyor da çok zaman geçmiş."

Özellikle Suga mı? Eski günler?
Kendime engel olmaya çalışsam da kıskanmıştım. Neden hiç bahsetmemişti bu arkadaşından. Ayrıca bir hafta önceden haber vermiş geleceğini ve ben bunu da bilmiyordum. Kalıcı mı gelmişti Seul'e yoksa gidecek miydi? Bunları düşünürken kıza dik dik baktığımı fark eden ve yanımda oturan Jin beni dürttü. Aniden ona döndüm ve sessizce "Ne!" dedim. "Kızdan hoşlanmadıysan kovabiliriz. Ben de sevmiyorum." dedi Jin de. Bu söylediğine hafiften gülmüştüm.

Çok geçmeden Jiwoo gitti. Giderken bile bi sürü konuştular. Cidden ne vardı bu kızda sevilecek. Sevilmeyecek biri de değildi tamam ama ne bu şimdi. Bu kadar ilgi gerekli miydi?

Akşam yemek yerken de aklımdan çıkmadı. Kıskanmıştım ama bunun için gerekçem yoktu. Sessizliğimi Jimin bozdu.

" Merve? Niye hiç konuşmuyorsun? Normalde susturamıyoruz seni." En sonunda gülmüştü.

" Yok bi şey. Spor yorucu geçti sadece."
Bunun üzerine Jungkook konuşmaya başladı.
"Eve dönerken hiç yorulmadım, gayet enerjiğim demiştin. Başka bir şey var bence."

Suga'yı sevdiğimi söylediğim tek kişi olan Tae ne olduğunu anlamıştı ki bana yandan gülümsemesiyle bakıyordu.

"Ben ne olduğunu biliyorum da neyseee."
Tae'nin böyle demesiyle tüm üyeler ona döndü. Hepsi ne olduğunu sordular. Suga da dahil. Tae'nin gözünün içine baktım olayı çaktırmaması için. O da öyle yaptı zaten ve bir şey söylemedi. Bi kaç ısrardan sonra üyeler de üstelemediler. Suga'ya bakamadım yemek boyunca.

Misunderstood (Yoongi İle Hayal Et)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin