6. Bölüm

26 6 3
                                    

Bugün yapmam gereken çok iş vardı. Henüz başlamadığım ve iki güne yetişmesi gereken bir sunum ve ve bu sunum için eksik bildiğim kodlama dili. Yine tembelliğimle ertelemiştim. Bir şeyleri yapmak için başımın sıkışması gerekiyordu. Bunun için bugün epey erken uyandım. Hızlı hareketlerle odamı toplayıp banyoda yüzümü yıkadım. Üzerimde henüz pijamalarım vardı. Kısa bi şort ve bi atlet. Gözlüğümü takıp saçımı da tek hareketle topladım ve masama oturdum. Yetişmesi gereken çok şey vardı. Amaaa.. önce bi kahve iyi olmaz mı? Soğuk kahve. Daha dinç başlarım diye düşünerek kalktım masamdan. Şortla falan odamdan çıkmam normalde ama kimse görmez herhalde daha çok erken. Saat 6.

Kapıdan sessizce çıktım ve herkesin uyuyor olması için dua ederek aşağı indim. Ses yoktu. Güzel. Buzdolabını açıp bi kutu soğuk kahve aldım. Kapağı kapatıp arkamı dönmemle Yoongi'yi karşımda görmem bir oldu. Donakaldım olduğum yerde. Kızardığıma da emindim. Beni bu şekilde görmesi utandırmıştı. Sürekli eşofman ve oversize tişört veya sweatlerle geziyordum. Şu an ise neredeyse yarı çıplaktım. Yüzüne bakakalmıştım. O ise beni süzüp hafifçe gülümsüyordu. Bakışları çok farklıydı. Elleri cebinde yavaşça yürüyerek daha yakınıma geldi. Bense arkamdaki tezgaha daha da yaklaşıyordum. Gidecek bir yerim kalmadığında o da durdu.

" Baya erkencisin bugün ha?"

"Şey.. Hıhı.. işlerim var da.. çalışmam gerek..o yüzden." güçlükle konuşabilmiştim. O kadar yakındı ki bana. Bu da yetmiyormuş gibi iki elini de tezgaha dayayıp daha da yaklaştı. Ve bunları son derece yavaş ve rahat yapıyordu. O bu kadar rahatken ben kafamı kaldıramıyordum. Hiç bir şey söylemeden bir süre durduk öylece. Yüzüne bakmasam da vücudumu süzdüğünü hissedebiliyordum. Saatlerce sürdüğünü hissettiğim bu saniyeleriden sonra, eliyle çenemden tutarak kafamı bakışlarımız buluşana kadar kaldırdı. Gözlerimi gözlerinden alamıyordum. İki dakika önce her şey normaldi ve kahvemi alıp hayatıma devam edecektim. Nasıl bu duruma düştüm bir anda. Bunları düşünemeyecek kadar hipnoz olmuştum. Parmaklarını yanaklarımda gezdirip boynuma doğru ilerledi. Gözleri benimkilerden ayrılıp dudaklarıma kaymıştı. Nefes bile alamıyordum. Kalbim duracak gibiydi. Boynumdaki eliyle beni kendine çekip dudaklarımızı kavuşturmak üzereydi. Öyle bir andı ki bitsin istemiyordum ama bi anda durdu ve kendini geri çekti. Şaşkın gözlerle baktığı tarafa döndüm ve aynı şaşkınlıkla bize bakan J-hope'u gördüm. Hasss.. Bu saatte de uyanmazsın be. Yoongi sinirlenmiş gözüküyordu. O da bunun olacağını tahmin etmemişti muhtemelen. Bense sadece kahve almaya inmiş bir masum olarak asla bulunmak istemediğim bir ortamdaydım. Az önceki yakınlaşma hariç tabi ki.

J-hope,

"Siz..? Nasıl..? Neee..?

Suga tek eliyle yüzünü kapatıp başını önüne eğmişti. Sessizce bir şeyler söylüyordu ve küfrettiğine emindim. Daha ben bile bu olaya hazır değilken henüz çıkmaya başladığımızı bilmeyen zavallı Hobi de şok geçirmişti. Bi kaç saniyelik sessizlikten sonra her şeyin sebebi zıkkım olasıca kahvemle merdivenlerden koşarak odama gittim.  Yoongi Hobi'yle baş edebilirdi. Yani umarım.

Suga'nın ağzından

O an yok olmak istiyordum. Ne yapacağımı düşünürken Hobi konuşmaya başladı,

"Hyung, siz.. siz çıkıyor musunuz?"

Kafamı kaldırdım ama yüzüne bakamadım. Utanmıştım çünkü. Her ne kadar bu beni yansıtmasa da utanmıştım.

"Evet. Evet çıkıyoruz."

"Ciddi olamazsın. Bize neden söylemediniz peki? Neden sakladınız? Ne kadar daha saklayacaktınız?"

"Hobi-ah. Soru sorma nolur. Daha sonra konuşalım lütfen."

Odama çıkıp kapımı kapattım. Neden böyle hissediyordum? Neden Merve'yi sevmem bi suçmuş gibi hissediyordum? Onu seviyordum ve bu mükemmel bir şeydi. Varlığı beni mutlu ediyordu. Peki neden bunu dışarıya yansıtma düşüncesi bile beni rahatsız ediyordu? Uzunca bi süre düşündüm. Hep olduğum kişiyi, herkesin tanıdığı ve olmasını beklediği kişiyi uzunca düşündüm.

Misunderstood (Yoongi İle Hayal Et)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin