Yorgun savaşçılar... Ölmeyi beceremeyen ama nefes de almayan, arafta kalmış ruhlar. Hepsi birer 'Ruhsuzdu. Ne gülmeyi bilirler ne, de ağlamayı. Sonlarıydı araf ama farkında değildi hiçbiri.
Yanıyor teker teker ruhları renklerin aheste aheste dans ettiği alevler arasında, bakıyorlar bilinçsizce uçsuz bucaksız gökyüzünün masmavi deniz ile olan uyumuna.Düşünüyorlar eğer 'Ruhsuz olmasaydık nerede, nasıl yaşardık, olmayan hayatımız nasıl olurdu diye?
Sarmak isterler ruhlarında ki yaraları 'Ruhsuzlar diyarında. Ama gelmez ki bir yandan da ellerinden iyileştirme gücü.
İhanet doludur her bir yanı, tıpkı okyanusun sadece denizle çevrili olması gibi...
Mutlu olmak isterler sanki her yeni doğan gün son günleriymiş gibi. Oturur içlerine bin bir türlü dert, bulamazlar anlatacak kimse. Dertlerine çare...
Hüzünlü geçer günleri, çıkmak isterler bir yolunu bulup 'Ruhsuzlar diyarından. Ama bilmezler ki imkansızdır bu istekleri.
Sevmek nedir? İhanet etmek mi? Kalben sevmek, gözünün içinin gülmesi mi?
İhanet nedir? Güveni boşa çıkarmak mı? Düştüğü hayale inandıktan sonra uyanmak mı?
Hayal nedir? Kurduğu düşlerin bir gün gerçek olacağına inanmak mı? Düştüğü yerden kalkmak istememek mi?
Yorgun bedenler, üzerlerine toprak atılmak üzere olan 'Ruhsuz ruhlar. Baygın gözler, tebessümü silinmiş dudaklar. Bitmiş neşeler, gelmiş yerine hüzün dolu anlar.
Dolmuş gözler, atmayı bırakmış kalpler. Geçeceğine inanmak isteyen beyin. Tersini savunan mantık.
Arafta saklanmış bulunmak istenmeyen 'Ruhsuz ruhlar, uçurum köşesinde sallanan ayaklar. Huzur kokulu lavanta ile harmanlanmış kokulu cesetler...
Kalmadı dayanakları, yitirdiler akıllarını. Kırıldı ellerinde ki son dalları...
İstemezler susturmak düşüncelerini, açığa kavuşturmak isterler konuları... Yaşamak ister onca 'Ruhsuz ruh hayatı.
Her yağmur yağdığında çıkmak isterler dışarı, özgürce çekmek isterler 'Ruhsuz ruhlar içine huzur dolu olan toprak kokusunu.
Akıllarına getirmek istemezler yaşananları, hüzünlenir bir an da hareleri...
Çıktılar tek tek merdiven varmış misali, gökyüzüne. Geçirdiler tüm zamanlarını ağlayan bulutların üstünde. Baktılar insanların orada oraya kaçışmasına...
•••••••••••••
~12.BÖLÜM~
💫YORGUN BEDENLER💫
💥Rüzgar Ege'nin gözünden💥Sevgisiz, güvensiz, sadece anne tarafından yetiştirilen bir çocuktum. Baban yok mu derseniz eğer, var ama yok! Bu yüzdendir sevgisiz, güvensiz büyüdüm demem.
İlk adımıma, ilk okula başladığım güne, orta okulda oynadığım ilk oyuna ve daha nicesine sadece annem tanıklık etti. Annem vardı benim bana yeten, hayalimin destekçisi olan.
İhanet ettim olmayan çocukluğuma, gençliğime. İçime gömdüm ruhumda çiçek gibi açan onlarca acımı. Bende diğer çocuklar gibi baba sevgisi görmek isterdim... Ruhlar acıma prangalanmış durumda, benimle uğraşmaktan vazgeçmiyorlar da. Gitmek ister ayaklarım uçurum kenarına, alıp en ağır taşları bağlar hayalinde kendine. İter sırtımdan görünmez bir el beni denizin en derin kıyılarına...
![](https://img.wattpad.com/cover/268451706-288-k66236.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen Acı
Novela Juvenil-Benim yaralarım geçmez Arslan. Elini dizlerime koydu ve usulca bir öpücük bıraktı. +Ama öptükçe kapanır Elfidam ~~~~~ 07/03/2022