The Game Of Fate | Jikook

Bölüm |21|-M-

İyi Okumalarr ~ 💜

Hem şehvetli 🔥 hemde arasında komik diyalogların geçtiği bir smut bölümü hazırladım sizleree 😋

Yorum yapmayı unutmayınn <3
(en azından oy verin 🥺☺)

"Hassiktir... Tae doğru duyduğuna emin misin? Annem öyle birşey yapacak bir insan değil."

"Jungkook kendi ağzından duydum, bahsettiği kişi annenden başkası olamaz çünkü Lee'nin.. Lee'nin eski sürtüğü dedi...
Y-yani sonuçta ondan önce annen vardı tabi-"

Jungkook gözlerini kapattı ve kabaran öfkesini bastırmak için derin bir nefes aldı.

"Anladım Tae.. Seni görmedi değil mi?"

"Hayır, duyacağımı duyduktan sonra oradan ayrıldım hemen."

"Bu işi kökünden halledeceğim. Sadece bunu değil, Jimin ile aramızdaki olaya da açıklık getireceğim."

Telefonu kapattıktan sonra uzamış kahve buklelerini geriye taradı ve Jimin'in evine yürümeye devam etti.

Duyduğu kahkaha sesleriyle sol tarafa döndü ve gülüşüp eğlenen bir arkadaş grubunu fark etti. Ortada duranın saçları kızıldı. Kendini anımsadı, yüzünde buruk bir gülümseme ile okula geldiği ilk zamanları düşündü. O günler aslında derdinin dert olmadığı sessiz günlerdi diye geçirdi.

Yan tarafındaki arabanın camından baktı kendine. O zamanki hâli ile arasında belirgin bir fark vardı, yıkık gibiydi. Gerçi ne önemi vardı ki. Girdiği tüm bu karmaşık durumlar içinde birde kendini mi düşünecekti?

Eve vardığında zile bastı ve biraz bekledikten sonra kapı açıldı.

Şaçı başı birbirine karışmış üstsüz bir Jimin karşıladı.

"Birde üşenmeden kapıma geldin yani?"

Jungkook birşey demeden içeri gireceği anda Jimin onu durdurdu.

"Burada konuşalım."

"Anladım Jimin belli ki beni kendinden uzak tutmaya çok meraklısın. Ama anlatıcaklarım önemli?"

Sarışın bakışlarını hafif yere düşürdü ve içeri girmesi için kenara çekildi.

Salona geçtiklerinde Jungkook lafı uzatmadan konuya girdi.

"Annem Rose'nin kolyesini çalmış."

"Ne?"

"Tae onu konuşurken duymuş. Bahsettiği kişinin annen olduğunu anlaması zor olmamış."

Jimin yavaşça koltuğa oturup kabanını çıkaran çocuğa baktı.

"Peki bundan emin miyiz? Yani kolyeyi çaldığından?"

Jungkook derin bir nefes verdi ve arkasına yaslandı.

"Dün akşam elinde bir sürü poşetle geldi. Daha maaş bile almamıştı, şaşırsam da ona belli etmedim ya da sorgulamadım. Şuan da tek şüphem bu."

"Eve gittiğinde yakından gözetle. Burada milyonluk kolyeden bahsediyoruz, iki kuruşluk bir kolyeyi Rose takmayacağına göre... Yine de dikkatli olmalıyız."

Biraz durduktan sonra bu sefer Jungkook devam etti.

"Dikkat çekmemek için uzak durmalıyız olayına kendini fazla kaptırdın Jimin. Unuttuysan söyliyim, biz sevgiliyiz. Ha eğer artık olmak istemiyorsan söyle."