0

115 11 1
                                    

Heyecanla asansöre bindi küçük çocuk. Üzerindeki okul forması özenle ütülenmiş, saçları geriye doğru taranmıştı. Bu heyecanı az sonra göreceği kuzeni için değildi. Sonuçta onu her gün görüyordu. Bugün okulunun ilk günüydü.

Asansör bir kat inip kuzeni de asansöre bindikten sonra küçük çocuk rahatlamış hissediyordu. Babasını kaybettikten sonra içine kapandığı için anaokuluna gitmemiş olduğundan dolayı tek arkadaşı kuzeniydi. Aslında sormayacaktı ama "Hey Hyuck, serviste yanıma oturur musun?" diye sordu. Sonuçta onun kuzeni değil miydi? Elbette onunla oturacaktı. Hyuck ise onu onaylamak yerine başını eğmişti. "Oturmayacak mısın?" ufaklık sesinin çatlamasına engel olamadan sordu. Hyuck ise gayet neşeli bir sesle "En yakın arkadaşımla oturacağım.Hep seninleyim zaten ama onu sık göremiyorum." demişti.

Küçük Jeno'nun gözleri doldu. Tanımadığı birileriyle oturmak zorunda kalacaktı. Aşağı inip otobüs durağının olduğu yere yürüdüklerinde servis de onlara doğru yaklaştı. Asansörden beri yanlarında duran görevli onları güvenle servis otobüsüne bindirdikten sonra gitmişti.

Otobüse Hyuck ile beraber girmişti ancak Hyuck'un kahkahalarla koşarak küçük suratlı cılız bir çocuğun yanına oturması ile yalnız kalmıştı. Boş bir yere oturmadan önce bu cılız çocuğu uzun uzun süzdü. Ondan hoşlanmamıştı çünkü kuzenini çalıyordu. Ona kimse hırsızlığın kötü birşey olduğunu öğretmemiş miydi? Kuzeni ve hırsızın çaprazındaki yerine oturduğunda hırsızın sürekli ona bakıp gülümsediğini fark etti. "Harika, benimle alay ediyor çünkü Hyuck onu seçti." diye düşünüp cılız olana daha da sinirlendi ve onların olduğu tarafa sırtını dönerek gözlerini kapadı.

Öte yandan hırsız olarak adlandırdığı küçük Jaemin büyülenmiş gibiydi. Arkadaşının kuzeni olan bu somurtkan küçük çocuğu çok tatlı bulmuştu. Yanında oturan küçük çocuğu dürtüp "Bu sana geldiğimde asla size inmeyen kuzenin değil mi?" dedi. Hyuck ise "Ta kendisi, aslında çok tatlı biri ama göstermiyor." diye kestirip atmıştı. Onun kısa cevabı Jaemin'i daha da meraklandırmış servis okula varana kadar Jeno ile ilgili sorular sormaya devam etmişti.

Hepsi servisten inip konferans salonuna girdiklerinde Hyuck Jeno'yu tutup yanlarına oturtmuştu. Küçük çocuk kuzeninden daha yapılı gittiği için bu kolay olmuştu. Uzun kuzen olmaktan mutluydu bu sayede Jeno ile kavga ettiklerinde hep daha az hasar alan taraf olmayı başarıyordu. Hyuck ortada oturup iki çok sevdiği insanı bir araya getirebildiği için sevinirken sınıflar açıklanmaya başladı. İsimler okunuyor öğrenciler yavaş yavaş kalkıyorlardı. Hyuck gözlerini kapamış, içinden "umarım Jaemin ve Jeno ile sınıf arkadaşı olurum." diyordu. Bu sırada yanında oturan iki çocuğun dileği de aşağı yukarı birbiriyle aynıydı. Masum isteklerinin "Lütfen Donghyuck ile sınıf arkadaşı olayım." kısmı ikisi için de ortaktı. Ancak Jaemin'in dileği bununla kalmıyor "Lütfen Jeno ile sıra arkadaşı olayım." diye devam ediyordu.

Sadece birinin dileği kabul oldu. O da kısmen kabul olmuştu. Jaemin "Lütfen Jeno ile sıra arkadaşı olayım." dileğini fazla içten etmiş olmalıydı ki lisede alan seçimiyle sınıfları ayrılana kadar hep sıra arkadaşı kaldılar.

Ancak bu aralarını iyileştirmek konusunda hiç etkili olmadı. Jaemin'in Jeno'ya olan yoğun ilgisi daha ilkokulun ilk haftalarında Jeno'nun suratsız tutumuyla negatif bir ilgiye dönmüştü. Ayrıca ikisi sınıfta sürekli rekabet ediyordu. Jaemin ana dil dersinde, Jeno ise matematikte ilerideydi. Sınıfın en başarılısı olmak için sürekli sürtüşüyorlardı. Birinin iyi olduğu derste diğeri daha kötü olduğu için eşitleniyorlardı. Bu sürtüşme ilkokul boyunca devam etti.

Ortaokula gelindiğinde ise artık sadece derslerde sürtüşmüyorlardı. Henüz beşinci sınıfta Jaemin koşu takımının kaptanı olmuştu. Jeno ise daha ilk seneden öğrenci konseyine girmeyi başarmıştı. Okul etkinlikleri üzerinden de sürtüşmeye başlamışlardı. Okul festivallerini organize eden öğrenci konseyi olduğu için bir türlü koşu müsabakalarına izin vermiyor, bu şekilde Jaemin'i delirtiyordu.

√Math - NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin