Grapejuice

110 3 0
                                    


--

One, two, three
Bir, iki, üç

Yesterday it finally came,
Dün sonunda geldi,

A sunny afternoon
Güneşli bir öğleden sonrası

I was on my way to buy some flowers for you
Sana birkaç çiçek almak için yoldaydım

Thought that we could hide away in a corner of the heath*
Düşündüm ki köşedeki çalılık bölgede saklanabiliriz,

There's never been someone who's so perfect for me
Daha önce hiç benim için bu kadar mükemmel biri olmamıştı

But I got over it and I said
Ama bunu aştım ve dedim ki

"Give me something old and red"
"Bana eski ve kırmızı bir şey ver"

I pay for it more than I did back then
Buna o zamanlar ödediğimden daha fazla bedel ödedim

There's just no getting through
Bunu aşmanın bir yolu yok

Without you
Sen olmadan

A bottle of rouge*
Bir şişe kırmızı şarap

Just me and you
Sadece sen ve ben

Sitting in the garden, I'm couple glasses in
Bahçede oturuyorum, birkaç bardak içtim

I was tryna count up all the places we'vе been
Yalnızca gittiğimiz tüm yerleri hatırlamaya çalışıyordum

You're always there, so don't ovеrthink
Her zaman ordaydın, bu yüzden çok düşünme

I'm so over whites and pinks*
Beyaz ve pembe renklerden çok bıktım

I pay for it more than I did back then
Buna o zamanlar ödediğimden daha fazla bedel ödedim

There's just no getting through
Bunun aşmanın bir yolu yok

Without you
Sen olmadan

A bottle of rouge
Bir şişe kırmızı şarap

Just me and you
Sadece sen ve ben

Nineteen Eighty-Two*
1982

Just me and you
Sadece sen ve ben

There's just no getting through
Bunun aşmanın bir yolu yok

The grape juice blues
Şarap hüzüntüsü

One, two, three
Bir, iki, üç

One, two, three, three
Bir, iki, üç, üç

One, two, three, three, three
Bir, iki, üç, üç, üç

One
Bir



In a corner of the heath*: Çalılık diye bahsettiği büyük olasılıkla Londra'daki devasa bir park alanı olan Hampstead Heath'e bir gönderme.

Nineteen Eighty-Two*: 1982, şarap dünyasında zaman çizelgesinde önemli bir yerde. O yılki şaraplar, en rahatına düşkün insanların içtiği şaraplardan bazıları olarak kabul ediliyor ve kesinlikle pahalı olamalarından kaynaklı. Bu, Harry'nin bahsettiği kişi için çok para harcamaya istekli olduğu şeklinde ifade edilebilir.

Not: Sözlerde "Bana eski ve kırmızı bir şey ver" derken yıllanmış kırmızı şaraptan bahsetiyor.

I'm so over whites and pinks*:
Bu cümlede kapalı anlam kullanılmış. Bu satırdan sonra arkasından gelen
'Buna o zaman ödediğimden daha fazla bedel ödedim' satırı ile beraber söyleyince anlıyoruz ki: aralarındaki ilişkinin masumiyetinden kopup daha akıla, mantığa yatkın bir ilişkiye dönüşmesindeki geçişi gösterir. Cümlede de artık o masum, aklı havada yaşadığı aşk yüzünden şu an daha fazla bedel ödediğini ve artık saf olan her şeyden (renklerde dahil) bıktığını söylemeye çalışıyor.

Harry Styles- Harry's House (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin