Daylight

133 3 0
                                    


--

I'm on the roof
Çatıdayım

You're in your airplane seat
Sen uçak koltuğundasın

I was nose bleeding
Burnum kanıyordu

Looking for life out there
Dışarıda bir hayat arıyorum

Reading your horoscope
Doğum haritanı okuyorum

You were just doing cocaine in my kitchen
Az önce mutfağımda kokain çekiyordun

You never listen
Asla dinlemiyorsun

I hope you're missing me by now
Umarım şimdiden beni özlüyorsundur

If I was a bluebird, I would fly to you
Bir kırlangıç olsaydım, sana doğru uçardım

You'd be the spoon
Sen kaşık olurdun

Dip you in honey so I could be sticking to you
Bende seni bala daldırırdım ve böylece sana bağlı kalabilirdim

Daylight, you got me cursing the daylight*
Gün ışığı, benim gün ışığına lanet etmemi sağladın

Daylight, you got me cursing the daylight
Gün ışığı, benim gün ışığına lanet etmemi sağladın

Daylight, you got me calling at all times*
Gün ışığı, beni sürekli arayıp sormaya alıştırdın

Ain't gonna sleep 'til the daylight
Gün ağırana kadar uyumayacağım

Out of New York
New York'un dışında

I'm on my comedown speed*
Kendi iniş hızımda ilerliyorum

We're on bicycles
Bisiklet üstündeyiz

Saying "there's life out there"
"Dışarda hayat var" diyoruz

You've got the antidote
Panzehire sahipsin

I'll take one to go-go, please
Bende gitmek için bir tane alacağım, lütfen

Get the picture, cut out my middle
Fotoğrafı al ve benim olduğum yeri kes

You ain't got time for me right now
Benim için şu an zamanın yok

If I was a bluebird, I would fly to you
Bir kırlangıç olsaydım, sana doğru uçardım

You'd be the spoon
Sen kaşık olurdun

Dip you in honey so I could be sticking to you
Bende seni bala daldırırdım ve böylece sana bağlı kalabilirdim

Daylight, you got me calling at all times
Gün ışığı, beni sürekli arayıp sormaya alıştırdın

Ain't gonna sleep 'til the daylight
Gün ağırana kadar uyumayacağım

Daylight, you got me cursing the daylight
Gün ışığı, benim gün ışığına lanet etmemi sağladın

Daylight, you got me cursing the daylight
Gün ışığı, benim gün ışığına lanet etmemi sağladın

Daylight, you got me calling at all times
Gün ışığı, beni sürekli arayıp sormaya alıştırdın

Ain't gonna sleep 'til the daylight
Gün ağırana kadar uyumayacağım

If I was a bluebird, I would fly to you
Bir kırlangıç olsaydım, sana doğru uçardım

You'd be the spoon
Sen kaşık olurdun

Dip you in honey so I could be sticking to you
Bende seni bala daldırırdım ve böylece sana bağlı kalabilirdim






you got me cursing the daylight*: Burda işlerin genellikle daha parlak veya daha olumlu olduğu düşünülen gündüz saatlerinde bile, birisinin veya bir şeyin kişinin olağan huzurunu veya mutluluğunu bozacak ölçüde hayal kırıklığına veya rahatsız ettiren bir neden olduğunu ima eden mecazi bir ifade kullanmış. Yani öyle şeyler oldu ki bana sabah güneşine, gündüz saatlerini bile sevmeyecek onlara lanet okuyacak hale getirdin demek istiyor.

you got me calling at all times*: Burada ise, birisinin veya bir şeyin, günün hangi saati olursa olsun, Harry'nin kendisini sık sık arama yapma veya başkalarıyla iletişim kurma zorunluluğu hissetmesine neden olduğunu ima ediyor Harry. Uygunsuz saatlerde bile aciliyet duygusunu veya güçlü bir iletişim arzusunu gösteriyor bu da, ona vurgu yapmış. Hep diken üstünde ve onu haber vermeye mecbur bırakmış.

I'm on my come down speed* : İngilizce de "Comedown", kelimesi aynı zamanda hayal kırıklığı veya depresyon hissidir ve artıdan bir ilacın etkisini kaybettiği döneme de denir. "Speed" kelimesi ise genel olarak bir uçağın, bisikletin veya seyahatin gerçek hızına atıfta bulunur ama halk dilinde "speed" dedikleri aynı zamanda uyarıcı bir uyuşturucu olan metamfetamin (MET) uyuşturucusuna da atıfta bulunuyor olabilir.

Not: Harry'nin burnunun kanamasının iki nedeni olabilir:
İlki, önce partnerinin mutfakta kokain çektiğini söylüyor, bu Harry'nin partneriyle kokain çektiğin, ve ardından burnunun kanadığı anlamına gelebilir ya da
Yükseklikten dolayı da burnunuz kanar. Harry çatıda olduğunu, yaşayacak bir hayat aradığını söylüyor, bu yüzden belki de burnu kanıyor çünkü "yaşayacak hayat" aramak için çatıya çıkıyor.

Harry Styles- Harry's House (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin