Satellite

132 3 1
                                    


--

You got a new life
Yeni bir hayatın var

Am I bothering you?
Seni rahatsız mı ediyorum?

Do you wanna talk?
Konuşmak ister misin?

We share the last line
Son uyuşturucu şeridini paylaştık

Then we drink the wall until we wanna talk*
Sonra konuşmak isteyene kadar bardaki tüm içkileri içtik

I go round and round
Daire çize çize dönüyorum

Satellite
Uydu gibi

Spinning out*, waiting for you to pull me in
Aklımı kaybediyorum, beni kendine çekmeni bekliyorum

I can see you're lonely down there
Aşığıda yalnız olduğunu görebiliyorum

Don't you know that I am right here ?
Tam burda olduğumu bilmiyor musun?

Spinning out, waiting for you to pull me in
Aklımı kaybediyorum, beni kendine çekmeni bekliyorum

I can see you're lonely down there
Aşığıda yalnız olduğunu görebiliyorum

Don't you know that I am right here ?
Tam burda olduğumu bilmiyor musun?

(Spinning out, waiting for you)
(Aklımı kaybediyorum, seni bekliyorum)

I'm in an LA Mood*
LA şehri gibi parti havasındayım

I don't wanna talk to you
Seninle konuşmak da istemiyorum

She said ''Give me a day or two''
Dediki "Bana bir kaç gün ver"

I go round and round
Daire çize çize dönüyorum

Satellite
Uydu gibi

Spinning out, waiting for you to pull me in
Aklımı kaybediyorum, beni kendine çekmeni bekliyorum

I can see you're lonely down there
Aşığıda yalnız olduğunu görebiliyorum

Don't you know that I am right here ?
Tam burda olduğumu bilmiyor musun?

Spinning out, waiting for you to pull me in
Aklımı kaybediyorum, beni kendine çekmeni bekliyorum

I can see you're lonely down there
Aşığıda yalnız olduğunu görebiliyorum

Don't you know that I am right here ?
Tam burda olduğumu bilmiyor musun?

Right here, right here
Tam burda, tam burda

Spinning out, waiting for you
Aklımı kaybediyorum, seni bekliyorum

I'm here, right here
Burdayım, tam burda

Wishing I could be there for you
Senin için orda olabilmeyi diliyorum

Be there for you
Senin için orda olmayı

Be there for you (For you)
Senin için orda olmayı (Senin için)

For you (Be there for you)
Senin için (Senin için orda olmayı)

Spinning out, waiting for you to pull me in
Aklımı kaybediyorum, beni kendine çekmeni bekliyorum

I can see you're lonely down there
Aşığıda yalnız olduğunu görebiliyorum

Don't you know that I am right here ?
Tam burda olduğumu bilmiyor musun?

Spinning out, waiting for you to pull me in
Aklımı kaybediyorum, beni kendine çekmeni bekliyorum

I can see you're lonely down there
Aşığıda yalnız olduğunu görebiliyorum

Don't you know that I am right here ?
Tam burda olduğumu bilmiyor musun?

Spinning out, waiting for you to pull me in
Aklımı kaybediyorum, beni kendine çekmeni bekliyorum

I can see you're lonely down there
Aşığıda yalnız olduğunu görebiliyorum

Don't you know that I am right here ?
Tam burda olduğumu bilmiyor musun?





Spinning out*: 'Spin out' İngilizce'de bir kalıptır. Hem, zaman harcamak, hem de (sokak ağzıyla kullandığınız da I'm spining out gibi) aklını kaybetmek/kaçırmak, paniklemek anlamlarına geliyor. Şarkıda iki anlamıda kullanılmış: bir tanesi uyduların yer çekimine karşı dünya etrafında dönmesi haraketini idame ettirmekten bahsediyor, diğeri de konuşma dilindeki "aklını kaybetme" anlamı. İngilizce'de birinin dönüp durup, kıvrandığını söylemek, paniklediğini veya endişeyle beraber 'delirdiğini söylemek' anlamına geliyor.

Then we drink the wall until we wanna talk*: 'We drink the wall' derken barlarda duran içki raflarından bahsediyor. Duvarda, raflarda duran bütün içkileri içmelerinden bahsediyor.

Harry Styles- Harry's House (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin