Matilda

109 5 0
                                    


--

You were riding your bike to the sound of "it's no big deal"*
Kafandaki "önemli bir şey değil" diyen sesle bisikletini sürüyordun

And you're trying to lift off the ground on those old two wheels
Ve o eski iki tekerlek üstünde yerden kalkmaya çalışıyordun

Nothing about the way you were treated ever seemed especially alarming 'til now
Şimdiye kadar sana nasıl davranıldığına dair hiçbir şey özellikle endişe verici görünmüyordu

So you tie up your hair and you smile like it's no big deal
Öylece saçını bağladın ve önemli bir şey değilmiş gibi gülümsedin

You can let it go
Kafaya takmayabilirsin

You can throw a party full of everyone you know
Tanıdığın herkesle dolu bir parti verebilirsin

And not invite your family
Ve aileni davet etmeyebilirsin

'Cause they never showed you love
Çünkü hiçbir zaman sana sevgi göstermediler

You don't have to be sorry for leaving and growing up, mmh
Ayrıldığın ve büyüdüğün için üzgün olmak zorunda değilsin

Matilda, you talk of the pain like it's all alright
Matilda, acın hakkında sanki sorun yokmuş gibi konuştun

But I know that you feel like a piece of you is dead inside
Ama içindeki küçük bir parçanın ölüyormuş gibi hissettiğini biliyorum

You showed me a power that is strong enough to bring sun to the darkest days
Bana güneşi en karanlık günlerde getirecek kadar güçlü bir güç gösterdin

It's none of my business but it's just been on my mind
Bu beni alakadar etmez ama sadece bir süredir aklımdaydı

You can let it go
Kafaya takmayabilirsin

You can throw a party full of everyone you know
Tanıdığın herkesle dolu bir parti verebilirsin

And not invite your family
Ve aileni davet etmeyebilirsin

'Cause they never showed you love
Çünkü hiçbir zaman sana sevgi göstermediler

You don't have to be sorry for leaving and growing up
Ayrıldığın ve büyüdüğün için üzgün olmak zorundala değilsin

You can see the world
Dünyayı gezip görebilirsin

Following the seasons
Mevsimleri takip edebilirsin,

Anywhere you go
Gittiğin her yerde

You don't need a reason
Bir sebebe ihtiyacın yok

'Cause they never showed you love
Çünkü sana hiçbir zaman sevgi göstermediler

You don't have to be sorry for doing it on your own
Bunu kendi başına yaptığın için üzgün olmak zorunda değilsin

You're just in time, make your tea and your toast
Tam zamnında geldin, kahveni ve tostunu yap

You framed all you posters and dyed your closets
Tüm posterlerini çerçevelettin ve kıyafetlerini boyadın

You don't have to go
Gitmek zorunda değisin

You don't have to go home
Eve gitmek zorunda değilsin

Oh, there's a long way to go
Oh, gidecek çok yol var

I don't believe that time will change your mind
Zamanın fikrini değiştireceğine inanmıyorum

In other words
Diğer bir deyişle

I know they won't you hurt anymore as long as you can let them go
Biliyorum artık seni incitemeyecekler sen onları unutup gitmediğin sürece

You can let it go
Kafaya takmayabilirsin

You can throw a party full of everyone you know
Tanıdığın herkesle dolu bir parti verebilirsin

You can start a family who will always show you love
Sana her zaman sevgi gösterecek yeni bir yuva kurabilirsin

You don't have to be sorry for doing it on your own
Bunu kendi başına yaptığın için üzgün olmak zorunda değilsin

You can let it go
Kafaya takmayabilirsin

You can throw a party full of everyone you know
Tanıdığın herkesle dolu bir parti verebilirsin

You can start a family who will always show you love
Sana her zaman sevgi gösterecek yeni bir yuva kurabilirsin

You don't have to be sorry, no
Üzgün olmak zorunda değilsin, hayır









Harry Styles- Harry's House (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin