8. Bölüm

95 32 58
                                    

Açelya bağdaş kurarak yatağına oturmuş tam gayret Rüya'ya gece neler yapabileceklerini anlatıyordu.

Bunlardan söz ederken aklına annesinin söyledikleri gelmişti. Küstah ve aşağılayıcı kelimeler içeren cümleler kurması onu deli ediyordu. Bir süre konuşmayı kesip arkadaşına fark ettirmemeye gayret göstererek öfkesini dindirmek için derin nefesler alıp verdi.

Annem nasıl oluyor da tanımadığı insanlara karşı bu kadar ön yargılı olabiliyor diye düşünürken Rüya ağustos böceklerinin ötmesi haricindeki sessizliği böldü

"umarım hâlâ evimin yanmasından kendini sorumlu tutmuyorsundur?" Hal ve hareketleri onun böyle düşünmesine neden olmuştu. Bir yandan gözleriyle kitapları inceliyor bir yandan da Açelya'nın neye öfkelendiğini anlamaya çalışıyordu. Belkide burada kalmalarını istemiyor, kısa sürede gitmeleri için çaba sarfediyordu.

Arkadaşından böyle bir şey beklemiyordu elbette ama başkasının evinde kalacağı için kendini diken üzerinde hissediyordu.

"Rüya saçmalama istersen. Hepsi benim yüzümden oldu. Senden gücünü ispatlamanı istemeseydim şuan evinde uyuyor olabilirdin." Rüya gözlerini Açelya'ya çevirdi. İnatla kendi suçu olduğunu söylemesinin hemen ardından bunu reddetmekten yorulmuştu.

"Tamam pes ediyorum, sen kazandın. İkimizin de hatası vardı." Açelya'nın yüzünde rahatladığını açıkça belli eden bir ifade belirince Rüya derin bir oh çekti.

Açelya'nın kendini suçlama konusunda fazla inatçı olduğunu yeni öğreniyordu. Aklına birden gelmiş gibi
"defterim! Çizimim neredeyse bitmişti görmek ister misin?" Açelya heyecanla gülümseyip başıyla onaylamanın ardından ikili beklemeden merdivenleri inip Rüya'nın çizim defterini alıp Açelya'nın odasına geri çıktılar.

Yatağın üzerine oturmuş hızla sayfaları çeviren kız, Rüzgar'ın yüzünü görünce parmaklarını durdurdu ve gözleri gülümseyerek resme baktı.

"Güzel olmuş fakat bir şey eksik," yatağından kalkıp makyaj masasında duran kalemini aldı ve Rüya'nın yanına oturup resimdeki Rüzgar'a gerçeğinde de olduğu gibi çiller ekledi.

"Ah, ciddi olamazsın. Çillerini görecek kadar yakınlaştınız mı?" Açelya işaret parmağını çenesinin altına getirip gözlerini tavana çevirdi ve gülümsedi. "Ee, sarılmadan önce onu yakın mesafeden görmüş olabilirim."

İkisi birden gülümsediler ve bu gülümseme çok geçmeden kahkahaya dönüştü. Açelya, "Sopia şimdi odaya girse delirdiğimizi düşünürdü. Ki zaten beni bugün yakaladı kendisi." Dedi ve kahkahaları ikiye katlandı.
Bir yandan elleriyle karınları tutuyor, bir yandan da kahkahaları durdurmaya çalışıyorlardı. Nihayet duran gülme krizinin ardından kızlar hiçbir şey olmamış gibi konuştular.

"Bu akşam sizde kalacağıma inanmakta zorlanıyorum. Sanırım bunun nedeni ilk defa evim dışında bir yerde kalacak olmam." Açelya yatağından kalkıp camı açmaya ilerlerken "Ben de daha önce evim dışında bir yerde kalmadım. Ailem bazı zamanlar şehir dışına çıkıp günlerce dönmezler ve ben Sophia ile kalırım. Sanırım bu yüzden onunla arkadaş gibiyiz." Dedi.

Rüya gülümseyerek onun yanına ilerledi ve kenarda bulduğu zarif, krem rengi oturağı camın az gerisine yerleştirip oturdu. "Onca zaman sevimli nine Sophia ile arkadaş olduğuna şüküret, ben şimdiye kadar annem ve kitaplarımla arkadaştım. Annem kötü biri değildir fakat insan yaşıtı arkadaş arıyor."

Elindeki oturağı Rüya'nınkinin yanına nazikçe bırakırken sırıttı. "Kitaplar ve annen ha? Bence gayet iyi arkadaşlar." Rüya onun gittikçe koyulaşan mavi gözlerine bakarken ne kadar güzel güldüğünü fark etti.

Ateşin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin