quarterback | taekook

29.

ay maraba🧍🏻‍♀️ bölüm atıcam demistim yine atmayı unutuyodum saate bi baktım🥶 iyi okumalar🔥

🎤⚽️

cuma akşamı jeongguk ailesinin yola çıktığı mesajını attıktan sonra taehyung da paketlettirdiği yemekleri alıp annesine veda etmiş ve dükkanlarından çıkıp otobüse bindikten sonra jeongguklar'a giden yolu ne yapacaklarını düşünmenin stresiyle tamamlamıştı.

jeongguk kapıyı açtığında ise daha beter haldeydi, çünkü çok yakışıklı görünüyordu.

parlak kırmızı bir sweatshirt giymişti, altındaki siyah basketbolcu şortu ve marvel yazılı çoraplarıyla da çok tatlıydı. taehyung ona bakarken bir anlığına iç geçirdiğini hissetmişti. kendisi yedi yirmi dört jeongguk'u vakumlama hakkına erişebilmişken dışarıda ona sahip olmak isteyen ama olamayacak kişilere üzülmeden de edememişti elbette.

"merhaba," demişti saçma sapan bir gülümsemeyle ve elindeki poşetleri kaldırıp, "annem bir sürü şey yolladı," diye eklerken içeriye girmişti.

jeongguk da yamuk bir tebessümle taehyung'un gülüşüne eşlik ederken birbirlerine bakarak öylece dikildikleri birkaç saniye sonrası, "hoş geldin," demişti. "eunwoo duysa çok kıskanırdı. sizin yemeklerinize bayılıyor."

taehyung sadece omuz silkmekle yetinirken ayakkabılarını çıkarıp kenara iteledikten sonra artık yerini gayet iyi bildiği mutfağa doğru adımlamıştı. poşetleri tezgaha koyup çantasını da çıkarttı ve karnına bastırıp arkasını döndüğünde dibinde bulduğu jeongguk yüzünden geriye doğru afalladı.

"üstümü değişeyim?" diye mırıldanmıştı.

"kendine pijama mı getirdin?" diye sordu jeongguk direkt. yüzündeki ifadeyi anlayamayan taehyung cevap vermek için bir süre beklemişti.

"yani... pijama değil eşofman aslında. getirmemem mi gerekiyordu, niye öyle soruyorsun?" dedi garip bir tonda, jeongguk ise ona uzanıp çantasını kucağından çekti ve sonra bileğini kavradı.

"benden giyin. sana kıyafet ayırdım."

taehyung, cevap vermesine izin vermeden onu arkasından sürüklemeye başlayan jeongguk'a uyum sağlasa da şaşırmıştı çünkü... jeongguk açıkça kendi kıyafetlerini giyinmesini istiyordu ve bu çok... çift şeyiydi?

güneş enerjisiyle çalışan ve odanın havasına gayet uyan kırmızı-mavi ışıklarının loş bir şekilde aydınlattığı odasına girdiklerinde jeongguk, taehyung'un çantasını bir kenara fırlatarak dolabına ilerlemiş ve özenle katladığı iki parçayı yatağın üstüne koymuştu.

"bekliyorum."

taehyung şu emrivaki tavra sinir olurdu- eğer bunu yapan kişi jeongguk olmasaydı elbette.

jeongguk odadan çıktığında taehyung birkaç saniyeliğine onun verdiği mavi şort ve gri renkteki sweatshirtü inceledi. çok da oyalanmadan kapüşonlusunu ve tişörtünü çıkarttıktan sonra her ihtimale karşı ilk önce içine kendi getirdiği askılı bluzu giymiş, ardından pantolonunu çıkarıp şortu bacaklarından geçirmişti ve bol geleceğini düşünürken bol olsa bile o kadar da bol olmamasına şaşırmış, ardından iplerini sıkarken biraz da kısa olduğunu fark etmişti.