kaptan'ımı, tete'sini ve beni özleyenler hâlâ buralardaysa eğer...🙋🏻♀️
🎤⚽️
okuldaki herkes, kavgayı duymuştu.
geç kalan taehyung ve mimi dışındaki herkes, yani.
mimi kolundan tuttuğu taehyung'u koridorda hızla çekiştirirken, aynı sırada taehyung'un tek gayesi jeongguk'a mesaj atmak ve nerede olduğunu sormaktı. derse giresi yoktu ve jeongguk'u çok öpesi vardı, bu iki sebep matematik sınıfını ekmek için epey yeterliydi.
ama attığı mesaja dönmemişti jeongguk, çünkü telefonu kendisinde bile değildi. kavga ettiği soyunma odasında herhangi bir yere fırladığını bildiğini telefonunu bulmak için bile uğraşmamış ve koç yüzünden, bütün takımla beraber müdür odasında soluklanmıştı.
koç, onları ayırdığı ilk anda nedenini sormuştu ama birinin çıkıp da bir neden vermesi bir kenara, herkes birbiriyle atışmaya devam ederken yapabileceği tek şey onları buraya getirmekti. can sıkıcı öğütler ve aldıkları uyarı sonrasında da, kendisini müdür odasının dışına attı.
ve şansına tam da o an gördüğü taehyung, artık yüzü nasılsa kendisine öyle bir bakmıştı ki jeongguk bunun doğru bir zamanlama olmadığının farkındaydı.
mimi bile duraksayıp kendisini nefret ettiği bu takımın her birindeki kavga izlerine bakmak zorunda hissetmişti, ama aralarında en sevmediği kişiden gözlerini alamamıştı. jaehyun'a bakıp alaylı alaylı gülerken, "ne bu? birileri sana hak ettiğin muameleyi gösterdi mi sonunda?" diye sormuştu. ve bununla, tüm takımın ilgisi bir anda o ikisine kayıvermişti.
taehyung endişeyle baktığı surattan bakışlarını çekemezken, "ne oldu?" diye sordu dudaklarını oynatarak, ama jeongguk'un dikkati kendisinde değildi.
jaehyun öne doğru adımladı, "mihyun-shi," dedi, sesi alçak ve aynı mimi gibi alaylıydı, "mimi," diye düzeltti onu mimi de sertçe.
jaehyung bunu umursamadı, "mihyun-shi," dibine kadar geldi, "sen de birileri sana hak ettiğin muameleyi göstermediği için böylesin, değil mi?" diye sorarken üstten üstten mimi'ye bakıyor ve içten içe kendisine meydan okuyan suratına gıcık olsa bile belli etmemeye çalışıyordu.
yugyeom arkasından uzandı ve jaehyun'u kolundan tuttu. "uğraşma şununla," dedi bıkmış bir sesle. chan da birkaç saniyede yanında biterken, jeongguk taehyung için, eunwoo da mimi için harekete geçerek birkaç adım attı.
"hayır, uğraşmak değil. bizim küçük mihyun'umuz, ilkokuldan beri normal olmayı beceremiyor, ve ben bunun sebebini biliyorum. hak ettiği muameleyi kimseden alamaması."
mimi ise tam o an bakışlarını taehyung'a kilitledi ve dalga geçer gibi bir nefes verirken güldü, "kim vurmuşsa ağzının ortasına, azıcık kalan beynini de akıtmış salağın, ne saçmaladığını bilmiyor," derken, kafasını jaehyun'unun tarafına tekrar çevirmişti ki, olan şey herkesin bir anlığına şokla duraksamasını sağladı.
jaehyun eliyle mimi'nin ensesini sıkıca kavradığı gibi onu kendine çekip öptüğünde, tepki veren ilk kişi eunwoo oldu. "jae!" diye bağırdığı an, mimi de kullanabildiği bütün gücüyle ondan ayrılmıştı. "kusacağım!"
ilk önce öğürerek yere tükürdü, her şey saniyeler içindeydi. hemen yumruk yaptığı elini de jaehyun'un morlaşmaya başlamış sol gözüne denk getirerek onu güzelce yumrukladığında, parmakları o sert surata şiddetle değdiği an kırılacak gibi hissettirdiyse de içi bir nebze olsun daha rahattı.
ama mimi için en iyisi de jaehyun ona bakıp pişmiş kelle gibi sırıtırken ve, "sadece onu normal yapmaya çalışıyordum," derken, sağ gözüne yediği diğer yumruktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
quarterback | taekook
Fanfictionkaptan jeongguk arkadaşlarının her gün zorbaladığı korocu çocuk taehyung'u öperken bir saniye bile düşünmemişti; taehyung ise bir ezik olmasına ve karşısındaki çocuğu moron 7 diye sıralamasına rağmen karşılık vermek için 1 saniye bile gecikmemişti...