maraba😭✌️ iyi okumalar🫶🔥
🎤⚽️
ÇARŞAMBA
"jeongguk. anahtarı bana ver."
"hayır. benim ihtiyacım var."
"burayı sana ben öğrettim?"
"umurumda değil. birazdan taehyung gelecek. toz ol."
"yuqi de gelecek? siktir git artık of. versene!"
jeongguk ve eunwoo kantindeki içecek deposunun anahtarının bağlı olduğu ipi iki yandan tutarken alınları neredeyse birbirine değiyordu. ikisi de habersizce burada sözleştiklerinden dolayı doğan ufak kaos çözüme ulaşamamış bir şekilde büyürken, eunwoo kaşlarını çattı.
"çatı katını haftalarca işgal ettin zaten jeongguk, bari depoyu sal!"
"diğer teneffüs gel woo? niye ısrar ediyorsun? sen sal, hadi koçum, hadi!"
"salamam jeongguk. salamam. dün geceden beri bunu bekliyorum ben. bırak artık, sokarım kafana."
"ya ben de dün geceden beri bunu bekliyorum! bak eğer taehyung geldiğinde-"
jeongguk tehditlerini birer birer savururken eunwoo bir anda parlak gözlerle, "çilek saçlı manita alarmı!" diye şakımış ve anahtarı bırakmadan diğer elini jeongguk'un arkasına doğru uzatmıştı.
merdiven tarafına dönük sırtı yüzünden yuqi'nin geldiğini zaten görememişti ama onun hemen ardından küçük ve ritmik adımların sesi yankılanırken kimin geldiğini tahmin edememesi aptallık olurdu. "tae?"
köşeden ilk önce kafasını uzatıp öylece dikilen üçlüye baktı taehyung, onun için aralarındakileri bilen insanların yanında olacak olmak çok stres vericiydi ama neden burada olduklarının merakı daha fazlaydı.
bu yüzden sadece jeongguk'a bakmaya çalışarak yanlarına ilerledi ve, "ne oluyor?" diye mırıldandı. jeongguk'un koluna tutundu ve arkasına doğru saklandı. orası daha güvenli hissettiriyordu.
jeongguk ise omzunun üstünden tatlı tipine bakıp sırıtıyordu ama, "olan şey jeongguk'un çilek kafamla olan randevumuzun zamanından çalması!" diye patlayan eunwoo yüzünden taehyung irkildiğinde aniden ona dönmüştü.
"sen de bizim zamanımızdan çalıyorsun. bırak hadi!"
jeongguk'un busan aksanı belirgin bir şekilde ortadayken taehyung aniden gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmak zorunda kalmıştı.
"bırakmam," dedi eunwoo omuz silkerken.
buna karşılık, "ben senin üstünüm, bırak," dedi tekrar jeongguk ve eunwoo başını yana yatırıp tek kaşını kaldırdı, "saha sınırları içinde değiliz," diye tısladı.
"eunwoo."
"jeongguk."
"of yeter!" diye çığlık attı yuqi bir anda. "ders zili çalacak şimdi, karar verin artık!"
"aşkım," dedi eunwoo ve yanındaki yuqi'ye döndü. "ben bizim için savaşıyorum. bu karar kısmı falan değil yani. bekle iki dakika."
jeongguk boş anını fırsat bilerek eunwoo'yu omzundan ittirdi ve kapı deliğine anahtarı sokmaya çalışırken onun bileğini kavradı.
"manitamla konuşurken bekleyemedin mi davar?"
sessizce bağıran eunwoo da onu itmeye başladığında yuqi ve taehyung birkaç adım geri gitme ihtiyacı hissetmişlerdi, çünkü iki tane iki metrelik önlerinde bir o yana bir bu yana savrulurken kaçmamak imkansızdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
quarterback | taekook
Fanfictionkaptan jeongguk arkadaşlarının her gün zorbaladığı korocu çocuk taehyung'u öperken bir saniye bile düşünmemişti; taehyung ise bir ezik olmasına ve karşısındaki çocuğu moron 7 diye sıralamasına rağmen karşılık vermek için 1 saniye bile gecikmemişti...