AAAAAA SELAM!!! biz geldik oha!!! bu bölüm full düzyazı👉👈
🎤⚽️
jeongguk'un bu hafta içinde ektiği üçüncü ingilizce dersi sonrasında, koridorda bay han tarafından köşeye sıkıştırılan taehyung ne yapacağını bilemiyordu.
nereye gittiğini bilen falan yoktu ve bay han gözlerinin 7 numara olduğunu, bu yüzden koridorda jeongguk'u göremediği için de onu haşlayamadığını söyleyip bu bahaneyle taehyung'a bir sonraki derse jeongguk'u bulup getirme görevini vermişti. bunda o kadar ısrarcıydı ki ne dese dinlemiyordu.
taehyung ise bir sonraki ingilizce dersini kendisi de ektiğide ve bacakları titreye titreye kendini soyunma odasının saha çıkışında bulduğunda kendini kontrol etmeye çalışıyordu. jeongguk'un evinde olan şeyden sonra ikisi de birbirine ne yazmıştı ne de herhangi bir kontak vardı.
taehyung eğer o lanet video başlamasaydı ne olacağını çok iyi biliyordu. kendine hakim olamıyordu, evet, konu jeongguk'un dudakları olduğunda bunu deneyimlediği -daha doğrusu birinde tamamıyla deneyimlemeden anladığı- ikinci seferdi.
jeongguk ise ondan daha kötü durumdaydı ama bu taehyung'un anlayabileceği bir şey değildi. taehyung çoktan kendini sorgulamış, duygusal olarak daha önce bir erkeğe bir şeyler hissetmiş ve en azından eşcinsellik hakkında bilgi sahibiydi. kendisi bu zamana kadar bu şeyi düşünmemişti bile, bunu düşünmek bir kenara herhangi bir erkeği arzulayacağını hayal bile etmemişti ama kendi odasında bir erkeği delicesine öpmek istediği noktada gerçek bir yıkıntıydı.
bu yüzden o taehyung'tan kaçıyordu, taehyung da ondan. ikisi de içten içe birbirlerinden adım bekleseler bile en azından jeongguk bu sefer biraz daha fazlasını umuyordu. çünkü eğer yeniden kendisi çabalayacak olursa, her şeyi salmak dışında başka bir şey düşünemiyordu.
taehyung sahaya girdiğinde jeongguk mekik çekmekle meşguldü, girmediği dördüncü ders olurken kendini dış dünyaya kapattığı apaçık belli bir şekilde kulaklığıyla yerdeydi, gri tişörtü sırılsıklamdı. taehyung topuklamak istese bile bay han'ın onu notlarıyla tehdit ettiği noktayı hatırlayıp kendini durduruyor ve yavaş adımlarıyla jeongguk'a ilerlerken hafızasının silinmiş olmasını diliyordu.
jeongguk bu sırada 62. mekiğinde falandı, ansızın yüzüne düşen gölgeyi kapalı gözleri yüzünden hemen fark etmese de bir anlığına göz kapaklarını araladığında gördüğü taehyung yüzünden kalbindeki teklemeden ve midesinin attığı mecazi takladan ötürü kusacak gibi olmuştu.
taehyung ise onun şu güneşin altında efsanevi bir yunan tanrısı gibi parlamasını kendisine haksızlık olarak görüyordu. kendisine, dudaklarına ve en çok da yuvarlak kıçına.
derin bir iç çekti, ağzını açacaktı ve ona neden derslere gelmediğini soracaktı. jeongguk hızla yerinden kalkıp ona tiksiniyormuş gibi baktıktan sonra çekip gitmeseydi elbette, kesinlikle yapacağı şey buydu.
ama sahanın ortasında dımdızlak ve yapayalnız bırakıldığında, dizleri üstüne çöküp jeongguk'un hak verdiği bir dramacı havasıyla sahte çimleri yolup ufak bir sinir krizi geçirdiğiyle kalmıştı.
🎤⚽️
🏟
maç 7-6 bittiğinde ve jeongguklar kazandığında, ev sahipliği yapan daegu takımı ile aralarındaki küçük arbede sonrası hepsi soyunma odasında soluklanmışlardı. jeongguk karşının kaptanı min yoongi ile kavgalıydı çünkü üç senedir delicesine bir rekabet aralarında boy gösterirken, önceki kaptanların mezun olduğu ve ikisinin de kaptanlığa yükseldiği bu ilk sene, tüm senelere göre daha inatçı ve sertti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
quarterback | taekook
Fanfictionkaptan jeongguk arkadaşlarının her gün zorbaladığı korocu çocuk taehyung'u öperken bir saniye bile düşünmemişti; taehyung ise bir ezik olmasına ve karşısındaki çocuğu moron 7 diye sıralamasına rağmen karşılık vermek için 1 saniye bile gecikmemişti...