finale hoş geldiniz🙋🏻♀️
🎤⚽️
2 yıl sonra
jeongguk büyümüştü. hem de ne büyümek.
bir kere tarzı değişmişti. örneğin saçlarının rengini koyulaştırmıştı, taehyung bazen o tatlı karamel rengini özlüyordu ama bu şekilde de tam bir afet olduğundan, çıtı bile çıkmıyordu. kaşında bir piercing vardı, eve her geldiğinde jeongguk onu babasından saklasa da taehyung attığı fotoğraflar ve seul gösterileri sayesinde o küçük metale çoktan aşinaydı.
dövmeleri de vardı üstelik. ve bu en fenasıydı çünkü taehyung zaten jeongguk'un kasları yüzünden her defasında azgınlıktan havale geçirirken, dövmeli bir kas yığını karşısında bazen ne yapacağını şaşırıyordu. jeongguk ilk dövmesini yaptırdığında verdiği tepkiyi dün gibi hatırlıyordu, kafayı yemişti.
ve her kaçma fırsatında jeongguk'u yanında bulduğunda işler biraz kızışıyordu.
ama hâlâ, hayır, istediği raddeye gelememişti.
jeongguk aynı onun odasında işledikleri ilk derste konuştukları gibi, istediği şekilde seul'de, o özendiği üniversitede ingiliz dili ve edebiyatı bölümüne girebilmişti. oradaki birkaç ayını yurtta geçirdikten sonra da bölümdeki arkadaşlarından biriyle eve çıkmıştı, ve taehyung'u her geldiğinde kendi minik, öğrenci odasında ağırlıyor olmaya bayılıyordu.
taehyung ise incheon ve busan arasında bir seçim yapması gerektiğinde seul'e yakın olan incheon'u değil de, mimi ile beraber okuyabileceği busan'ı tercih etmişti. bazen jeongguk'a yakın olamadığı için yakınıyordu ama konservatuar sebebiyle şehirlerarası gösterileri başladığı zamanlar sayesinde, ayak bastıkları başkentleri ve gördüğü jeongguk, ona bu yakınmaları unutturuyordu.
kaçamaklar sayılıydı, 2 gün kalacakları bir gösteride film gecesi yapmışlardı, bu ilkiydi ve durduramadıkları bir oynaşma seansı olsa bile taehyung ortam hakkında pek rahat olamaması (yan odada uyuyan masum oda arkadaşı faktörü) sayesinde bölünmek zorundaydı.
ikincisi taehyung için en fenasıydı, çünkü jeongguk ona küçük odasında bir ağız işi verdiğinde ve bunu aralarında kilometreler varken yaptığında ayrıldıktan sonraki üç gün boyunca taehyung mesajlar üzerinden bile jeongguk'un yazdığı en ufak şeyde, azgınlıktan havale geçiriyordu.
üçüncüsü, dördüncüsü ve beşincisi de aynı zaman aralıklarıyla, kaçamak sayılabilecek dilimlerde gerçekleşirken altıncısında, ikisi de geçirebilecekleri koca bir gün varlığı yüzünden heyecanlıydı. ve taehyung, jeongguk'un zararsız ev arkadaşından ilk defa o gün nefret etmişti. çünkü gece boyu olmayacağını söyleyen çocuk, sadece kendisi de değil sarhoş arkadaşlarıyla evi resmen bastığında taehyung sessizce yastık yumruklamaktan başka bir şey yapamamıştı.
taehyung bu raddeye kadar nasıl dayanabildiklerinden bile emin değildi.
mimi de. ve, june da.
taehyung hayatında ilk defa birini özlüyordu, jeongguk da aynıydı ama taehyung'un ben daha çok özlüyorum ısrarları ve rekabeti sonucunda jeongguk artık peki, sen daha çok özlüyorsun diyerek konuyu kapatmayı tercih ediyordu.
onla uğraşılamayacağını 17 yaşından beri her geçen gün tekrar tekrar öğreniyordu çünkü.
taehyung birkaç gündür jeongguk'la olan iletişimlerinde biraz fazla kızıştıklarının farkındaydı. jeongguk kendisine üstsüz bir fotoğraf attığında veya en basitinden bir gece yarısı flaşıyla ıslak dudaklarını gönderdiğinde, işte o anlarda, asla beyniyle düşünemiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
quarterback | taekook
Fanfictionkaptan jeongguk arkadaşlarının her gün zorbaladığı korocu çocuk taehyung'u öperken bir saniye bile düşünmemişti; taehyung ise bir ezik olmasına ve karşısındaki çocuğu moron 7 diye sıralamasına rağmen karşılık vermek için 1 saniye bile gecikmemişti...