Seonghwa yürü git

1.6K 217 42
                                    

Okul çıkışı dolabımın önünde dikilmiş Hongjoong'u bekliyordum. Bir yandanda gözüm Taehyun'daydı.

Planım Hongjoong gelince ona çaktırmadan, Taehyun ve Seonghwa'yı takip etmekti.

Karşıma baktığımda Taehyun ve başka bir çocuk bana doğru geliyordu.

Onlar daha beni görmeden arkamdaki sınıfa girip gizlice onları izlemeye başladım.

Eğer bu çocuk Seonghwa ise baya yakışıklıymış...

Taehyun'dan biraz uzun olan boyu ve saçlarının pembe tonu onun parlamasına sebep oluyordu.

Onları kaybedemezdim ama Hongjoong hyunguda beklemeden gidemezdim.

Tam Hongjoong hyunga mesaj yazacakken içinde olduğum sınıfın kapısı açıldı ve Hongjoong hyung bana garip garip bakmaya başladı.

"Bu sınıfta ne yapyorsun?"

"Seni bekliyordum da ayaklarım yorulmuş"

"Sende sınıfa girip ayakta beklemeye karar verdin yani?"

"Yoo oturuyordum. Ayağıma şey yaptı"

"Kramp mı girdi?"

"Hah ondan evet"

"Anladım. Nereye gidiyoruz?"

O sorunun cevabını bende bilmiyordum ama Taehyun ve Seonghwa'yı takip ettiğimi ona söyleyemezdim. Söylesem bile benimle gelmeyi reddedeceğinden emindim.

"Hahaha görürsün!"

"Hadi gidelim o zaman"

Hongjoong hyunga çaktırmadan Taehyun ve Seonghwa'nın yerini kontrol ettim.

Şansıma onlarda okuldan çıkmak üzereydi. Zaten daha çıkmıyor olsalardı Hongjoong hyung'u nasıl oyalardım bilemiyordum.

15 dakika yürüyüşün ardından bir kafeye gelmiştik. Onlara görünmemeye çalışırken, bir yandanda Hongjoong hyungun fazla yürüdüğümüz için söylenmesini dinliyordum.

"Okulun yanında kafe varken niye buraya geldik biz?"

"Hyung bak sana söylüyorum burası daha güzel"

"Eğer değilse var ya..."

"Bana güven"

"Son sana güvendiğimde beni zehirlemiştin oc"

"Hyung~ o konuyu konuşmuştukk"

"Tamam tamam. Gir içeriye hadi"

Hongjoong hyunga kapıyı açtıktan sonra önüme döndüm. Fakat önüme dönmemle birine çarptım ve arkamdaki çam kapıya yapıştım.

"Önüne baksana!!"

Kafamı vurduğumdan yere doğru eğilmiştim. Ardından çenemde bir el hissettim. Benim ona bakmamı sağladı.

"BEOMGYU! İyi misin? Ben çok özür dilerim"

"Ah! Oh... Taehyun. Önemli değil, iyiyim ben"

"Ama kanıyor gibi dur bir bakayım"

"Gerek yok ben iyi-"

Kafamı aşaya çekip vurduğum yere bakmaya başlamıştı.

Ağrımıştım ama o kadar kötü değildi. Birazcık kanıyordu sadece.

"Kanıyor... ben gerçekten çook özür dilerim. Gel tuvalete gidip pansuman falan yapalım"

"Gerek yok. Ben iyiyim azıcık kanamış işte. Kurur geçer"

"Olmaz öyle gel benimle"

"Ama azıcık..."

"Beomgyu-ah! Gel hadi, lütfen"

Bana ilk defa bu kadar samimi konuşmuştu... içim böyle pırpır etmişti.

Bana böyle derse ben nasıl ona hayır derim kii??

Taehyun başıma hafifçe pansuman yaptıktan sonra diğerlerinin yanına gitmiştik.

"Beomgyu ben cidden üzgünüm. Daha dikkatli olmalıydım"

"Önemli değil~ bilerek yapmadın ki"

Hongjoong hyungu ararken onu Seonghwa'nın yanın da rahatsızca otururken gördüm.

Evet buraya gelmemin esas amacı Taehyun ve Seonghwa'nın arasında ne olduğunu öğrenmekti. Ama eğer Hongjoong hyung rahatsızsa bunun önemi yoktu. Daha sonrada öğrenebilirdim.

Hızlıca onların yanına gidip Hongjoong hyungun yanına gittim. Ona kaş göz hareketi yaparak gitmek istiyor mu diye öğrenmeye çalıştım.

Fakat bana verdiği tek cevap hafifçe gülümsemesiydi. Sahte gülümsemesiydi*

Yanlarına gider gitmez Seonghwa neredeyse Taehyun'un üzerine atlamıştı. Kolunu omzuna dolayıp sahiplenir gibi önümüzde durmuşlardı.

Kendimi tutamıyordum.

"Baya yakın görünüyorsunuz. Sevgili falan mısınız?"

Yüzümdeki saf kıskançlık çok belliydi. Hongjoong hyung anlar anlamaz beni kendime gelmem için dürttü.

Onlar kıskaçlığımı anlamadan yüz ifademi değiştirmiştim. Fakat soruyu sormuştum artık.

"Hayır değiliz, benim zaten-"

Taehyun'un sözünü tesadüfen omzuna vuran adam kesmişti.

Panikle Seonghwa'ya baktıktan sonra boğazını temizleyip tekrar konuştu.

"Hayır değiliz"

Ne diyeceğini bilmiyordum ama beni baya bir germişti.

Secret || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin