Secret || taegyu

Final (pt 2)

"Off soobin nasıl unuttun ya?"

"Yeonjun bak onuncudur söylüyorum özür dilerim ya benimkini al"

"Seninki olmaz am seninki dikdörtgen ben yuvarlak istiyorum"

"İdare edemez misin?"

"Ne unuttunuz hyung?"

"Ben unutmadım bir şey soobin güneş gözlüklerimi almayı unutmuş"

"Aşkım üzgünüm"

"Üzgün olman gözlüğümü geri getirmez ben onunla ne güzel fotolar çekecektim"

"Benimkiyle çek"

"SENİNKİ DiKD-"

Yeonjun hyungları dinlemeyi bırakıp bavulları yata taşımaya devam ettim.

"Taehyun şunu kaldırmama yardım etsene kaldıramadım"

"Bana bırak sen geç otur biraz hep sen taşıdın"

"Emin misin?"

"Evet geç otur lütfen"

Yatın hemen dışındaki liman kaldırımına çömelip dinlenmeye başladım. Tabii bu sırada da yardım isterse diye gözüm hep Taehyun'daydı.

Zorlanıyor gibi görünüyordu. Küçük bavulların hepsini taşımıştı fakat bir tane kalmıştı. Onu zaten ben de kaldıramamıştım.

"AMK KİMİN LAN BU!?"

"Benim. Noldu sorunun mu var?"

"Yeonjun hyung kitfen gel kendin taşı bu ne? Taş galan mı var içinde?"

"Her taş var gece gözlüğümü unuttu diye Soobin'i öldürmeyi planlıyodum"

"Hahahaha.... şakaydı değil mi?"

Yunho'nun anlam veremeyen bakışları olayı daha da komik yapıyordu.

"Ben taşırım bana bırakın"

"Ee pardon siz kimdiniz?"

"Ah- o yatımızın kaptanı. Aramızdan hiç kimse gemi sürebilecek yeteneğe sahip değil o yüzden birini buldum"

"Merhabalar adım Yuta"

"Memnun olduk da taşıyamazsın sen onu boşuna uğraşma"

Çocuk bavulu tek eliyle kaldırıp omzuna koydu ve yata taşıdı. Bu sırada da herkes ağzı açık onu izliyordu.

"Maşallah nazar değmesin"

"Amin..."

"Hadi o zaman eşyaları da yüklediğimize göre herkes binsin yata sizi mi bekliycem"

"Baya güzel yat ama"

"Biliyorum aşko. Zaten yani 14 kişi sığdırdım ben bu tekneye"

"15"

"15 mi ne 15-"

"Huening bu kim?"

"Bu Heesung"

"Sorduğum soru bu değildi"

"Heesung... benim sevgilim"

"Krjdjeırkrhıeşdbfıeşfbrolrkfktşağpeğgldneığrötbrliwğfkgkkrgeodlkfjdjrolgnfıdorlltkgpwğiwötnfoşeçtlgpğbisöfnogşwiğworıgkdmaiieprktkkfşsieşpfkgkfleişrkglrljrbfkflglgkkgmglrjdjeırkrhıeşdbfıeşfbrolrkfktşağpeğgldneığrötbrliwğfkgkkrgeodlkfjdjrolgnfıdorlltkgpwğiwötnfoşeçtlgpğbisöfnogşwiğworıgkdmaiieprktkkfşsieşpfkgkfleişrkglrljrbfkflglgkkgmgl NE?!?"

"10 dakika geçti"

"Dkfısoföfnofbfıeğlfhfo-"

"Ayy yeter ne var olamaz mı çocuğun sevgilisi? Ne gülüyorsun üzülecek"

"HAHAHA SEONGHWA BAK HATTİNİ BİL SEN AZ ÖNCE Hazreti Kutsal Yüce Süper
Kahraman Basbug
Baskumandan Imam
Marasel Halife i Bin Süvari
Ninja Komando Samuray
Kungfu Üstadi Kral
Imparator Bordo Bereli
Sayin disisleri bakanimiz,
icisleri bakanimiz, ortaisler
bakanimiz, halifemiz,
hanifemiz, bas imam, bas
ögretmen, ilk ve son
insanlarn krall, kuzeyin tek
sahibi, güneyin kudreti,
Allah' in yeryüzündeki
gölgesi, fetöcülerin
düsmani, kandirilanlarin
dostu, mimar, doktor,
evliya,Westeros krall, El
Muzaffer-i daima, Payitahti, Başkomutan, Sayın Choi Beomgyu Han Hazretleri'ne bağırdın farkındasın değil mi???? Ne hatle?!"

"Hayatımda hiç bu kadar narsist biriyle tanışmadım. Taehyun bu yakında senden ayrılıp kendiyle evlenir bak demedi deme"

"Sen de sus"

"Binin artık"

"Tamam bindik"
.
.
.
"Öfff bi gemi tuttu cidden kusacağım"

"YETER SUS ARTIK"

"Cidden"

"Ne atarlanıyosunuz bana amk siz az mı konuşuyorsunuz"

"Kardşm sen sabahtan beridir koca karılar gibi söyleniyorsun. Yok unuttum yok midem bulanıyor yok ayağım ağrıyor yeter"

"Yeosang haklı"

"Üstüme gelmeyin benim"

"Ya neyse sözünüzü kesmek gibi olmasın da kailer nerde?"

"UwU"

"Deme öyle daha çocuk onlar"

"Bir şey demedim ki. Sen anladın"

"Ya ne saçmalıyorsunuz burdayız"

"Nerdeydin amk?"

"Karşıdan başka bir yat geliyor onu izliyordum"

"Ne yatı-"

"OHA"

"O ne lan maşallah bizimkinin 3 katı"

"Ne zaman bizim oldu yat?? Benim bu yat"

"Jfjıfof yatın üstünde birinin yüzü basılı"

"Nee?!?"

Yat bize yaklaştıkça detaylar ortaya çıkıyordu. Yatta bir adam vardı teknede suratını gördüğümüzün ta kendisi. Çiçekli bir mayo giyerken kokteyl içiyordu. Tabii şapkası ve gözlükleri de vardı.

Ardından bir müzik sesi de gelmeye başlamıştı.

"Chamchi!
Hah!
Chamchi!"

"Fjfjırpelfkd amk bu nee?"

"Naber beyler?"

"Merhabalar... beyfendi?"

"İyi tatiller size"

"Sanada da... adın ne?"

"Kim....Kim Seokjin"

Adını söyler söylemez uzaklaştı ve adeta ufuk çizgisinde kayboldu.

"İsayı böyle hayal etmiştim"

Not:
Okuyan herkese çok teşekkür ederim <3
Atacağım ficlerede bakarsanız sevinirim.
Söylediğim gib sık sık özel bölüm atacağım.
Kendinize iyi bakın :)